14 Ekim 2024 Pazartesi

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: KEREMKÖY (Korifantis, Coryphas, Coryphahtis, Κορυφαντίς)

(resim.01) Keremköy (Coryphas) sahilinde bir görüntü.
(kaynak: tr.foursquare.com)

Bir süredir "Ayvalık yakın çevresi" üzerine yazmaya çalışıyorum. Sanırım 2014 yılında ve tamamen "fakültede öğrendiğim bilgiler" ile hazırladığım bir "antik Yunan kentleri haritası"na işaretlediğim kentler ile bu kentlere ait araştırma bilgilerini de içeren bu çalışmayı okurla paylaşmak istedim.

Bitirdiğimde bir bölge haritasına dönüşecek bu bilgilerin yararlı olmasını diliyorum. 

Korifantis (Keremköy), Coryphas (Κορυφάς) veya Coryphahtis (Κορυφαντίς); Midilli Adası'nın karşısında ve Atarneus (Ἀταρνεύς) [Dikili ilçesinin kuzey batısında bulunan antik kent]'un kuzeyinde bulunan, Midilli Adası göçmenlerinin kurduğu yerleşimlerden biridir. Antik Aeolis kıyısında bulunan Korifantis antik kenti, MÖ.1. binyıl yılda kurulduğu sanılmaktadır (harita.01). 

(harita.01) Keremköy (Korifantis, Coryphas)'ın haritadaki yeri.
(kaynak: topostext.org/place/394268UKor)

Korifantis antik kenti bugünkü Keremköy'e yaklaşık 2 km. uzaklıktadır ve Alman arkeolog Theodor Wiegand [1] tarafından keşfedilmiştir.

Gaius Plinius Secundus (Büyük Plinius veya Yaşlı Plinius diye de bilinir) [2]Afrika, Ortadoğu ve Andolu coğrafyasını ele aldığı 5. kitapta buraya Coryphas adını vermiştir

Pilinius burada bir cümle olarak "Coryphas"tan şöyle bahseder: 
"BÖLÜM 32. (30.)—ÆOLIS. 
Daha sonra eskiden Mysia olarak bilinen Æolis [3] ve Hellespont'a bitişik olan Troas gelir. Burada, Phocæa'yı geçtikten sonra Ascanian Limanı'na, sonra Larissa [4]'nın bulunduğu yere, sonra Cyme [5], Myrina'ya, Sebastopolis [6] olarak da adlandırılır ve iç kesimlerde Ægæ [7], Attalia [8], Posidea, Neon-tichos [9] ve Temnos [10]'a geliriz. Kıyıda Titanus nehrine ve adını ondan alan şehre geliyoruz. Grynia [11] da burada denizden geri kazanılmış ve karaya bağlanmış bir adada bulunuyordu [12]: artık sadece limanları kaldı. Daha sonra Elæa [13] kasabasına, Mysia'dan akan Caïcus [14] nehrine, Pitane [15] kasabasına ve Canaïus nehrine geliyoruz. Şu kasabalar artık yoktur: Canæ, Lysimachia, Atarnea, Carene, Cisthene, Cilla, Cocylium, Theba, Astyre, Chrysa, Palæscepsis, Gergitha ve Neandros. Daha sonra, hâlâ varlığını sürdüren Perperene [16] şehrine, Herakleotes bölgesine, Coryphas kasabasına [17] [altını ben çizdim], Grylios ve Ollius nehirlerine, eskiden Politice Orgas adını taşıyan Aphrodisias bölgesine, Skepsis bölgesine ve kıyılarında Lyrnesos ve Miletos kasabalarının yıkılmaya yüz tuttuğu [büyük olasılıkla kirletmesinden bahsediyor] Evenus nehrine geliyoruz. Bu bölgede ayrıca İda Dağı [Kaz Dağı] ve kıyıda eskiden Pedasus olarak adlandırılan ve körfeze ve idari olarak yetki alanına adını veren Adramytteos vardır. Diğer nehirler ise İda Dağı'ndan akan Astron, Cormalos, Crianos, Alabastros ve Hieros'tur: iç kesimlerde aynı adı taşıyan bir kasabanın bulunduğu Gargara Dağı vardır. Yine kıyıda eskiden Edonis olarak adlandırılan Antandros ve ondan sonra Cimmeris ve Apollonia olarak da adlandırılan Assos ile karşılaşırız. Palamedium kasabası da eskiden burada bulunuyordu. Lecton Burnu [Baba Burnu], Æolis'i Troas'tan ayırır. Æolis'te eskiden Polymedia şehri, Chrysa ve ikinci bir Larissa [da] vardı. Smintheus tapınağı hala ayaktadır; [ama] iç kesimdeki Colone [şehri] yok olmuştur. Adramyttium'a, Rhyndacus nehri kıyısında bulunan Apolloniatæ, Erizii, Miletopolitæ, Pœmaneni, Macedonian Asculacæ, Polichnæi, Pionitæ, Cilician Mandacadeni ve Abrettini [vardı]. Mysia'daki Hellespontii olarak bilinen halk, buraya daha az önemli olan hukuki işlerle ilgili konular [için] başvururlar." (çeviri: Hayri Kaan Köksal)
 (Plinius:5.32)

Peutinger haritası [Tabula Peutingeriana] [18], büyük olasılıkla MS.300 yılında üretilen, Roma İmparatorluğu'nun yol ağı olan "viae publicae"yu gösteren, resimli bir "antik Roma yol haritası"dır. Keremköybu haritada Corifanio adıyla yer almıştır. Corifanio, Adrimitio-Smyrna yolu üzerinde, küçük bir yerleşim yeri olarak gösterilmiştir (harita.02).

(harita.02) Korifantis (Keremköy)'in Tabula Peutingeriana'da yeri.
(kaynak: topostext.org/place/394268UKor)

(harita.03) Korifantis (Keremköy)'in günümüzdeki yeri.
(kaynak: www1.ku.de)

---
DİPNOTLAR

[1] Theodor Wiegand, Alman klasik arkeologdur. 1864 yılında Bendorf'ta doktor Konrad Wiegand ve eşi Ida'nın en büyük oğlu olarak dünyaya geldi. Üniversitelerinde sanat tarihi, arkeoloji ve Ortadoğu tarihi okudu. Batı Anadolu'da Priene, Didim, Milet ve Bergama gibi önemli antik kentlerde kazılar yaptı. Priene'de Hans Shrader ile birlikte Zeus Tapınağı’nı ortaya çıkardı. Milet'te 15 yıl sürdürdüğü kazılarda 2. yy'da yapılmış 15.000 kişilik tiyatroyu temizledi, güney agorasını ortaya çıkardı ve agoranın anıtsal kapısını Berlin'e götürülerek Bergama Müzesi'nde yeniden kurdu. Bergama'daki kazılarda Serapis Tapınağı'nı, Asklepieion olarak bilinen sağlık merkezindeki tapınakları ve buraya giden kutsal yolu ortaya çıkardı. 1895'te arkeolog Carl Humann'ın asistanı olarak Anadolu Priene kazılarına katıldı. Bu kazılar 1899 yılında başarıyla tamamlandı. 1899-1911 yılları arasında Berlin Müzeleri'nin yurtdışı temsilcisi olarak İstanbul'da görev yaptı. Bu sırada Gümüşsuyu'ndaki Alman konsolosluğunda da bilim ataşesi olarak görevliydi. Bu görevi esnasında Almanlar'ın Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında Anadolu ve Mezopotamya'da kalan arkeolojik kalıntı ve eserlere olan ilgisi doğrultusunda araştırmalar ve kazılar yaptı. 1900'de bankacı Georg von Siemens'in kızı Marie von Siemens ile evlendi. Milet kazıları devam ederken Didim'de (1905-1911) ve Sisam'da (1910-1911) başka kazılara da katıldı. 1912'den 1930'a kadar yılları arasında "Berlin Antik Eserler Koleksiyonu"nun yöneticiliğini yaptı. Bergama Müzesi'nin inşaatı onun yönetimi altında tamamlandı. Bergama Tapınağı, Osmanlı İmparatorluğu'ndan gemilerle buraya getirilip tekrar inşa edildi. Birinci Dünya Savaşı'nda İhtiyat Yüzbaşısı olarak Alman ordusuna katıldı. Wiegand'ın son kazısı, 1927'de yeniden başlatılan Bergama kazıları oldu. Bu fasılda kale cephaneliklerini keşfetti ve şehrin girişindeki Asklepios tapınağını ortaya çıkardı.

1930 yılında devlet hizmetinden emekliye ayrıldı. 19 Aralık 1936'da 72 yaşında Berlin'de öldü.

[2] Gaius Plinius Secundus M.S.23 yılında İtalya, Como doğumlu, Romalı tarihçi, bilgin, avukat, yazar, doğa bilimci, komutan ve filozoftur. 37 kitaptan oluşan "Doğa tarihi" [Naturalis Historia] adlı kitabın yazarı olmasıyla tanınır. Savaş, retorik, hitabet, gramer ve tarih alanlarında da kitaplar yazmıştır ancak o kitapları günümüze ulaşamamıştır.

24 Ağustos 79 tarihinde Vezüv Yanardağı'nın patlaması sırasında, İtalya Pompeii yakınlarındaki Stabiae antik kentide hayatını kaybetmiştir.

[3] Asıl adı Æolis olan bölge, Adramyttium körfezinin kuzey girişindeki Lectum burnuna kadar kuzeye doğru uzanıyordu.

[4] Kyme yakınlarında, Pelasgian kökenli bir yer. Mısır Larissa'sı olarak adlandırılmıştı çünkü Büyük Kiros Mısır askerlerinden oluşan bir grubu buraya yerleştirmişti. D'Anville'e göre, burası hala Larusar olarak biliniyor.

[5] Adın bir Amazon olan Cyme'den geldiği söylenir. Hermos'un kuzey tarafındaydı: Herodot ona Phriconis soyadını verdi. Yerleşim yerinin modern Sanderli veya Sandarlio olduğu varsayılmaktadır. Şair Hesiod'un babası buranın yerlisiydi. Bugünkü adı Çandarlı'dır.

[6] Büyük olasılıkla İmparator Augustus'un şerefine bu isim verilmişti.

[7] Kıyıdan kısa bir mesafe [içeride] yer alır. Tacitus'tan, Tiberius zamanında büyük depremden zarar gördüğünü öğreniyoruz. D'Anville'e göre, bulunduğu yerin adı Guzel-Hissar'dır.

[8] Başlangıçta Agroeira veya Alloeira olarak adlandırılmıştır. Hermus nehri [Gediz nehri] üzerinde hala Aala adında bir yer vardır, ancak Hamilton orada antik çağlara ait hiçbir kalıntı bulamamıştır.

[9] Veya "New Walls". Strabon, Larissa'dan otuz stadyum (Antik Yunanistan'da kullanılan 182,18 metreye karşılık gelen bir uzunluk birimi.) uzaklıkta olduğunu söyler.

[10] Yeri tam olarak bulunamamıştır. Tiberius Sezar dönemindeki büyük depremden zarar görmüştür.

[11] Veya Grynium, Myrina'dan kırk stadia (1 stadia = ~192 mt.) ve Elæa'dan yetmiş stadia uzaklıktadır. Antik bir kehanet merkezi ve beyaz mermerden muhteşem bir tapınakla Apollon'un kutsal alanını içeriyordu. İskender'in generali Parmenio, saldırıyla burayı ele geçirdi ve sakinlerini köle olarak sattı.

[12] Bu pasajın bozuk bir halde yazıldığı anlaşılıyor. Dolayısı ile Plinius'un tam olarak ne demek istediğini anlamak zor.

[13] Pergameni limanı. Strabo, onu Caïcus nehrinin [Bakırçay'ın] güneyine, o nehirden on iki stadia ve Pergamum [Bergama]'dan 120 stadia uzağa yerleştirir. Yeri belirsizdir, ancak güneyden Pergamum'a giden yol üzerinde Kiliseli adlı bir yere yerleştirir.

[14] Günümüzdeki isminin Aksu veya Bakır olduğu söylenmektedir

[15] Antik dönemdeki adıyla Elaitik Körfezi (Ἐλαϊτικὸς κόλπος. Günümüzdeki adı Çandarlı Körfezi) kıyısında idi. İmparator Titus döneminde bir depremle neredeyse tamamen yıkılmıştır. Bulunduğu yerin Çandarlı olduğu düşünülüyor.

[16] Adramyttium [Edremit]'un güneyinde; çevresinde bakır madenleri ve ünlü üzüm bağları vardı. Thucydides'in burada öldüğü söylenir.

[17] Coryphantes bölgesinde, Midilli Adası'nın karşısında ve Atarneus'un kuzeyinde yeralır. Plinius, Coryphas'ın istiridyelerinden de bahseder.

[18] Tabula Peutingeriana, Britanya Adaları'ndan Orta Asya'ya değin gösteren bir Roma yol haritasıır. Adını Konrad Peutinger'den (1465–1547) alan bu harita, UNESCO-Dünya Belleği listesine girmiş ve Viyana'da bulunan Avusturya Milli Kütüphanesi'nde korunmaktadır. 680 cm × 34 cm büyüklüğündeki harita, Romalılar tarafından bilinen bölgeleri göstermektedir. En batıda bölümü kayıptır. Haritanın en önemli özelliklerinden birisi gezginlere Roma İmparatorluğu'nun yol ağındaki en önemli şehirlerin ve at değiştirme istasyonlarının konumu ile ana yollar üzerindeki durakların bilgisini vermesidir. Harita üzerinde şehirler bina simgeleriyle temsil edilirken, sembolün büyüklüğü ilgili şehrin önemini de göstermektedir. Haritanın orijinalinin aslen dördüncü yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı düşünülmektedir.

---
KAYNAKÇA


9 Ekim 2024 Çarşamba

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: KÜÇÜKKÖY (Κιουτσούκ-κιοϊ, Γενιτσαροχώρι)

Bir zamanlar erkek ve kız okullarının bulunduğu bina.
(kaynak: facebook.com)
 
Bugün "Küçükköy" (Κιουτσούκ-κιοϊ) hakkında bir çeviri yapacağım. Yine Meizonos Hellenismos Vakfı [Ιδρυμα Μειζονος Ελληνισμου]'ndan ve Pigou Evangelia [Πίγκου Ευαγγελία]'nın, ikibinli yılların başındaki bir "Genitsarochóri (Γενιτσαροχώρι)" yazısı olacak. 

Küçükköy hakkında "imal edilmiş tarih"in bu Helence yazı ile, özellikle "dipnot 1" ile değişmesi umuduyla...

"GENITSAROHORI
      Yazan: Pigou Evangelia

1. Genel bilgiler – Tarihçe
Genitsarochóri [Küçükköy] köyü, Aeolis'in batı kıyısında, Ayvalık'ın üç kilometre güneybatısında ve Çamlık lagününün bir kilometre doğusunda yer alır. Siyasi olarak her zaman Ayvalık'lılarla yakından bağlantılı olmuştur; esasen onların banliyösüydü ve iki küçük limanından biriydi. Köy aynı zamanda (çoğunlukla çevre köylerdeki Müslümanlar tarafından) Küçükköy olarak da anılıyordu [1]. Bugünkü adı [da] budur.

Komşu köylerdeki Müslümanlarla olan ilişkileri nedeniyle Türkçeyi de bilen Rumca konuşan sakinlerin bulunduğu [bir yerdi ve] her zaman tamamen Ortodoks bir köy olmuştur. Bir görüşe göre köy, 1821 isyanından sonra Ege adaları, Mora ve Ayvalık'tan gelen Hıristiyan mülteciler tarafından kurulmuştu [2]. Ancak diğer kaynaklarda Ayvalık'tan daha eski bir köy olarak geçmektedir ve temeli 16. yüzyılın ortalarına kadar uzanmaktadır [3]. Bu sonuç, bazı padişahlık belgelerine, kira sözleşmelerine ve aynı zamanda köyün Ayvalık'tan daha eski olduğunu belirten sözlü aktarıma dayanmaktadır.

Gezgin Didot, 19. yüzyılın başında Genitsarochóri'yi ziyaret etmiş ve Ayvalık Akademisi'nin eski öğrencisi olan köy öğretmeniyle konuşmuştur [4]. 1821 Ayvalık isyanı sonrasında Genitsarochóri de terk edildi. 1905'teki nüfusu yaklaşık 3.000 kişi gibi görünse de [5], zamanın başka bir kaynağında 250-300 aile ve yaklaşık 1.500-1.700 Ortodoks nüfusu olduğu belirtiliyor. Bunlardan 30 kişisi Yunan vatandaşıydı [6].

Balkan Savaşları'ndan (1914) sonra Edremit Körfezi'ndeki nüfusun yer değiştirmesi [mübadelesi] sırasında köy sakinleri boşaltıldı. Yerinden değiştirilenlerin sayısı 2.990 [kişiye] ulaştı [7]. Aslında, sınır dışı edilmeden önce 27 Mayıs ile 1 Haziran'da Osmanlı ordusunun kimi birlikleri tarafından [da] saldırıya uğramıştı. Birinci saldırı köylüler tarafından püskürtüldü ancak ikinci saldırının ardından köylüler geri çekildi [ve] köyün evleri ateşe verildi. Bu arada Midilli'ye göç eden köy sakinleri, 1919 yılının Haziran ayında köylerine döndüler. Mülteciler, 1922'den kısa süre önce köyün nüfusunu 5.000'e olduğunu söylüyor [8].

2. Toplum – Ekonomi
Genitsarochóri idari olarak Balıkesir Mutasarrıflığına ve Bursa vilayetine bağlıydı [9]. Dini açıdan [ise], 1908 yılına kadar Efes metropolünün yetki alanındaydı; 22 Nisan 1908'de o zaman yeni kurulan Ayvalık Metropollüğü [etki alanı] altına girdi.

Köyde bir polis karakolu vardı. Genitsarochóri esas olarak bir tarım ve hayvancılık köyüydü. Sakinlerinin çoğu toprak sahibiydi ve çoğunlukla meyve ve sebze, zeytin ve üzüm yetiştiriyordu. Ayvalık ve çevre köylere meyve ve sebze satılırken, yurt dışına da yağ ve şarap ihraç ediliyordu. Aynı zamanda tuz üretiminde de pek çok kişi istihdam ediliyordu. Aktarımlara göre, "tuz mevsimi" dönemlerinde tuzlalarda 500'e yakın işçi çalıştırılırken, üretim 15 milyon kentale [1 kental 100 kg ağırlığındaki bir kütle birimi] ulaştığı ve bunların Suriye ve Filistin'e ihraç edildiği söylenir. Genitsarochóri'nin bir diğer önemli gelir kaynağı da bölgedeki bir taş ocağından koyu [pembe] renkli volkanik bir kaya olan sarmısak taşının [sarmousakópetras > σαρμουσακόπετρας] ([bir tür] andezit) çıkarılmasıydı.

Köyün kilisesi Aziz Athanasios [Άγιο Αθανάσιο] adındaydı ve bölge sakinleri onun anısını 18 Ocak'ta büyük bir şenlikle kutlardı. Kilisenin kubbesi, son cemaat yeri ve sütunlu revağı vardı. Köyün dışında bayram gününde at yarışlarının [da] düzenlendiği Aziz George [ Άγιος Γεώργιος] [adlı bir çayırı] vardı.

Köy okulları Agios Athanasios'un avlusundaki binada bulunuyordu: bir erkek okulu ve bir kız okulu [vardı]. 1905 yılında köyde 2 öğretmen ve 120 öğrencili yedi derslikli bir erkek mektebi ve 2 öğretmen ve 80 öğrencili dört sınıflı bir kız mektebi bulunurdu. Erkek okulunun yıllık bütçesi 30 Türk Lirası, kız okulunun ise 25 Türk Lirasıydı [10]. Bu kurumların bakım masrafları kilise hazinesi ile öğrenim ücretleri ve diğer katkılardan karşılanıyordu. Aynı bölgede rahiplerin ve öğretmenlerin kalabileceği hücreler de vardı.

1922 yılında, sakinleri Genitsarochóri'yi terk ederek Yunanistan'a yerleştiler.

---
[1] Küçükköy Helence Μικρό Χωριό (Türkçe küçük = μικρός, köy = χωριό) demektir. Hatta Küçükköy için şu varyasyonlar da söylemektedir: Jenitsarochori [Γενιτζαροχώρι], Jenits(z)ariotes [Γενιτσ(ζ)αριώτες], Genizariotes [Γενιζαριώτες] ve Gianitsariotes [Γιανιτσαριώτες]

Köyün adının yeniçerilerin varlığıyla alakası yok gibi görünüyor. Sakkari, "Jenitsarochori" [Γενιτσαροχώρι] isminin muhtemelen Jenitsaros [Γενίτσαρος] veya Jenitsariotis [Γενιτσαριώτης] olarak anılan ve bu bölgenin küçük toprak ağası (derebeyi) olabilecek ilk yerleşimcilerin birinden geldiğini savunuyor, bkz. Valsamakis, P. (ed.), Ιστορία των Κυδωνιών, 2.b, (Atina 1982), s.254. Son olarak; C.D. Raffenel'in 1821 öncesi Ayvalık'ı anlatılarını 1861 yılında Helenceye çeviren H.A.Anagnostou [Χ.Α. Αναγνώστου]'nun kitabında, buraya Müslümanlarca Gavurköy, yani “kafirlerin köyü” denildiğine dair benzersiz bir ifade yapar. (Anagnostou,1861:15). Bu kaynağa göre aslında Müslümanlar, bundan sonra da bazı köylere "Gavurköy" olarak adlandırdıklarını [ve yeniden] kurduklarını söyler.

[2] Anagnostopoulou, S. [Αναγνωστοπούλου, Σ.], Küçük Asya, 19. yüzyıl-1919 Rum Ortodoks toplulukları: Romión milletinden Yunan milletine [Μικρά Ασία, 19ος αι.-1919. Οι Ελληνορθόδοξες Κοινότητες. Από το Μιλλέτ των Ρωμιών στο Ελληνικό Έθνος] (Atina,1997) . Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Tarih Arşivi, dosya. A 11 (Genitsarochóri [Γενιτσαροχώρι])

[3] M.D.Raffenelon'a göre 1821 öncesi Ayvalık [Αι Κυδωνίαι του 1821 κατα τον M.D. Raffenelon], (çev) H.A.Anagnostou (İzmir,1861:15) ve Valsamakis, P. (ed.), Ιστορία των Κυδωνιών 2.b (Atina 1982), s.253.

[4] Firmin-Didot A.,1816 ve 1817'de Akdeniz'e yapılan bir geziden notlar [Notes d’un voyage fait dans le Levant en 1816 et 1817], (Paris 1826), s. 402.

[5] "Efes İli İstatistik Tablosu (Ayvalık)", Xenophanes (Atina 1905), s.474-475.

[6] Dışişleri Bakanlığı Tarihi Arşivi, faks. 1900 71, alt fak. 71.2 2., Türkiye'deki nüfus tablosu.

[7] Dışişleri Bakanlığı Tarihi Arşivi, dosya. 1900 71, Balkan Savaşı'ndan sonra ve dünya çapında illere göre yerinden edilen istatistiklerinin özet tablosu. rakya ve Küçük Asya: Balkan Savaşı'ndan sonra göç etmek zorunda kalan Küçük Asya'daki Yunan Nüfusunun istatistikleri.

[8] Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Gelenek Arşivi, dosya A 11 (Genitsarochóri).

[9] Dışişleri Bakanlığı Tarihi Arşivi, faks. 1900 71, alt fak. 71.2 2., Türkiye'deki nüfus tablosu: "...Ayvalık'a bağlı köy, Balıkesir Mutesarlığı, Bursa vilayeti... Ancak yerleşimin idari bağlantısı, ilgili bilgilerin birbiriyle çelişmesi nedeniyle tam olarak netlik kazanmamıştır. Diğer görüşlere göre ise Ayvalık Kaymakamlığı, Karesi vilayetine aitti, bkz. Anagnostopoulou, S., Μικρά Ασία, 19ος αι.-1919. Οι Ελληνορθόδοξες Κοινότητες. Από το Μιλλέτ των Ρωμιών στο Ελληνικό Έθνος (Atina 1997) ve Küçük Asya Araştırmaları Merkezi'nin Sözlü Gelenek Arşivi, fac. A 11 (Genitsarochóri). [Yazar, Osmanlı Devleti idari sistemi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı için  burdaki dipnot bilgilerii karıştırmaktadır.]

[10] Efes İli İstatistik Tablosu (Ayvalık), Xenophanes (Atina 1905), s.474-475. Sakkari, 3 öğretmenli ve 120 öğrencili, 6 sınıflı bir erkek okulundan bahsediyor, bkz. Valsamakis, P. (ed.), Ιστορία των Κυδωνιών, 2.b, (Atina 1982), s.253."

çeviri: Hayri Kaan Köksal.





7 Ekim 2024 Pazartesi

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: ALTINOVA (Ayazmend, Agiasmati, Αγιασμάτι)

Altınova Kadı Camii Sokak 610 ada 5 parselde bulunan bir ev.
(fotoğraf: Hayri Kaan Köksal, 2024) 

Bir süredir "Ayvalık yazmamaya" ve "Ayvalık'ın geçmişini düşünmemeye" karar vermiştim. Hani "rakı, balık, Ayvalık" diyorlar ya, o türden, bir "sonradan Ayvalık'lı" olmaya "karar vermiştim" özetle...

Hatta yeni derdim "Müşküle Köyü" bile oluvermişti geçen ay... Tüm -bence- yardım edebileceklere konuyu açmış: köyden, "Nâzım'ın çınarından", şair İsmail Başaran'dan, "efsane muhtar" Fevzi Kavuk'tan ve Onun çalışkan küçük oğlu Zeki Senayi Kavuk'tan söz etmiştim. Köy hakkında çıkarılan, belirleyebildiğim dört kitabı almış, onu biraz geçen sayıda tez ve makaleyi bilgisayarıma indirip bir solukta okumuştum. Konuyu değerli meslektaşım Neriman Şahin Güçhan'ın yardımıyla Uludağ Üniversitesi'nin gündemine yeniden sokmuş, bir de broşür yaparak sevdiklerime dağıtmıştım: "onların da derdi Müşküle" olsun diye... 

Hala bu yeni derdim "Müşküle Köyü", devam ediyor...     

Ama "Ayvalık"... Bir aydan çoktur Ayvalık'tayım. Geçen cuma günü eşim Nuran (Pericik) ve Naki A'biyle birlikte Altınova'ya gittik. Şehri bir hayli gezdik ve fotoğrafladık. Dönünce Altınova'yı yeniden okumaya başladım. O kadar ki; önümüzdeki günlerde yeniden oraya gideceğiz.

Aşağıdaki yazı da, bu okumalar sırasında karşıma çıkan metinlerden biri. Meizonos Hellenismos Vakfı [Ιδρυμα Μειζονος Ελληνισμου]'ndan çevirisini yaptığım, Pigou Evangelia [Πίγκου Ευαγγελία] tarafından 2001 yılında yazılan bir "Agiasmati (Αγιασμάτι)" yazısı. 

İyi okumalar... 

 AGİASMATİ [Altınova]

      Yazan: Pigou Evangelia (11.09.2001)

1. Genel Bilgiler - Tarihçe
Agiasmati [1] (Altınova) köyü, Dikili'den Ayvalık'a giden devlet yolu üzerinde, Midilli Adası'nın karşısında, denize sadece 3 km uzaklıkta, Attea [Ατταία] antik kentinin bulunduğu yerde bulunuyordu [Attea antik kenti Bigadiç/Balıkesir'dedir]. Ayvalık'ın 12.5 km güneydoğusunda, Bergama'nın 36.5 km kuzeybatısındadır.

Görünüşe göre burası oldukça eski bir yerleşim yeridir. Eski zamanların ana kaynağı olan tarihçi ve yazar Doukas, Fatih II. Mehmed'in Midilli'ye, "Agiasmati'den geçtiğini" anlatır [2]. 16. yüzyıla ait belgelerde, yalnızca Müslüman nüfusa sahip bir yerleşim yeri olarak gösterilir [3]. 19. yüzyılda Müslüman ve Ortodoks sakinlerden oluşan karışık bir nüfusa sahiptir. Ancak Ortodoks sakinlerinin büyük bir kısmı Limni, Midilli, Ayvalık ve Bergama'dan gelerek Agiasmati'ye yerleşmişlerdir.

1831 yılında Molla Mustafapaşazade Osman Bey'in [?] Balıkesir yerleşim yerlerinde yaptığı nüfus sayımından alınan verilere göre Ayasmati'de 1.719 Müslüman erkek ve 458 Rum Ortodoks erkek [4] bulunmakta olup, bu durum bölgenin ilk sakinlerinin Müslümanlar olduğu görüşünü güçlendirmektedir. Köy [5] 1905'te 1.200 Müslüman ve 650 Ortodoks nüfusa sahiptir [6]. 1922'den hemen önce 2.000 nüfusu vardır ve bunların 800'ü Rumca konuşan Ortodoks ve geri kalanı Müslümanlardı [7]. Erkek Ortodoks sakinler, Müslümanlarla ilişki kurabilmek için esas olarak Türk dilini biliyorlardı.

Balkan Savaşları'ndan (1914) sonra, Edremit Körfezi'nde meydana gelen nüfus yer değiştirmeleri [mübadele] sırasında köydeki Ortodoks nüfus boşaltıldı [8]. Buradan gönderilen 900 Hıristiyan'ın yerine 1.000 Müslüman mülteci Agiasmati'ye yerleştirildi [9]. Temmuz 1919'un sonunda, Küçük Asya Felaketi'nin [ulusal bağımsızlık savaşı] ardından bölge sakinleri Agiasmati'yi tekrar terk ettiler.

2. Toplum – Ekonomi
Köy bir muhtar tarafından idare ediliyordu [10]. Bergama kaymakamlığının nahiyesiydi. Ayrıca İzmir Mutasarrıflığı ve Aydın Vilayeti'ne bağlıydı [11]. Kilise açından, 1908 yılında kurulan Kydonia Metropoli'nin kapsamına girene kadar (22/4/1908) Efes Metropolü'nün yetki alanındaydı. Efes Metropolü'nden ayrılarak yeni bir özerk metropol haline geldi. Köyde bir polis karakolu vardı. 

Ortodoks sakinlerin çoğu çiftçiydi. Komşu Ayvalık'tan gelenlerin çoğu ağanın sahip olduğu köyün küçük çiftliklerinde çalışıyordu. Aynı zamanda küçük toprak sahipleri de vardı ve köyde dönem dönem Ege'nin komşu adaları olan Limni ve Midilli'den gelen Ortodoks işçiler de istihdam ediliyordu. Köyde ağırlıklı olarak zeytin yetiştirilirken aynı zamanda buğday, mısır, susam, arpa, pamuk, baklagiller, fasulye ve üzüm de yetiştirilirdi. 20. yüzyılın başında Müslüman bir sakine ait bir de zeytinyağı üretim fabrikası vardı.

Agiasmati, Edremit körfezinin önemli bir limanıydı ve ticari trafikte Dikili'den sonra ikinci sırada yer alıyordu. Halkın her pazartesi günü uğradığı pazar vardı [ve Agiasmati,] Bergama, Ayvalık, Dikili, Edremit ve diğer çevre kasabalarla ticari ilişkilerini sürdürürdü. Köyün pazar yerinde, Bergama'ya giderken Edremit, Kemer ve Gömeç'ten gelip geceyi Agiasmati'de geçiren gezginler için iki büyük han bulunuyordu.

Ortodoks cemaatinin bölge kilisesi Aziz Paraskeví'ya [Aγία Παρασκευή] adanmıştı. Kilisenin avlusunda papazın yaşadığı ev ve okulun bulunduğu binalar bulunuyordu. 1905 yılında Agiasmati'de yıllık okul bütçesi 20 Türk lirası olan ve mevcudiyeti 35 öğrenci bulan, üç sınıflı bir erkek okulu vardı [12]. 1914'ten önce okul karma eğitim veriyordu, çünkü o yıl 40'ı erkek ve 25'i kız olmak üzere her iki cinsiyetten 65 öğrenci vardı. Aynı dönemde cemaatin gideri 75 Türk lirasını buluyordu [13]. 1922 öncesinde de okul, 1 öğretmen ve 70 öğrenciden oluşan dört sınıflı karma bir okul iken, cemaatin yıllık gideri 75 Türk lirasını buluyordu [14]. Topluluk ihtiyaçları için, Omonia [Ομόνοια] adında bir hayırsever derneği de vardı.

Agiasmati'nin Ortodoks sakinleri, [mübadeleden sonra] Yunan devletinin çeşitli yerlerine yerleştiler.

---
[1] 
[Burası] Türkçe Ayazmend olarak adlandırıldı. Ancak yerleşme adının kökeni bilinmemektedir. Belki de [yerleşmenin] adı agiasma kelimesiyle ilgilidir. Tomaschek, W., Zur historischen Geographie von Kleinasien im Mittelalter [Orta Çağ'da Anadolu'nun tarihi coğrafyası üzerine] (Viyana,1891) sayfa 24'de, buraya Lasmati adını verir, ancak bu muhtemelen bir basım hatasıdır.

[2] Valsamakis, P. [Βαλσαμάκης, Π.] ve diğerleri, Ayvalık tarihi [Ιστορία των Κυδωνιών] (Atina,1982) (bu eser Sakkari'nin tarafından yazılan (Atina,1920) genişletilmiş ikinci baskısıdır), s.253.

[3] Emecen, F., XVI. Asırda Manisa Kazası (Ankara,1989) s.257.

[4] Yurt Ansiklopedisi c:2 (1982), s.1126,

[5] 1821'de Ayvalık'ın yakılmasına, “... en fanatik ve en savaşkan Türkler ...” denilen [grup] katıldı. Chondronikis,G.K., Bergama İli: Tarihi, Arkeolojik, Topografik, Toplumsal, Eğitimsel, Sosyal, Tarımsal ve Ticari açılardan anlatılmıştır (Midilli 1915), s.77.

[6] Efes ili istatistik tablosu (Kydonia merkezi)", Xenophanes II (Atina,1905), s.474-475. Bu sayıları Anagnostopoulou S.'da aktarılıyor: Küçük Asya, 19. yüzyıl-1919 Rum Ortodoks toplulukları: Romión milletinden Yunan milletine (Atina,1997), tablolar.

[7] Valsamakis, P. ve diğerleri, Ιστορία των Κυδωνιών (Atina,1982), s.255. Tabii mülteciler "Hıristiyanların nüfusunu iki katı" arttırarak, köyün nüfusunu 5.000'e çıkarıyorlar: bkz. Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Gelenek Arşivi, faks. A 10 (Agiasmati).

[8] bkz. “mübadele nüfus belgeleri”.

[9] Chondronikis,G.K., Bergama vilayeti: tarihi, arkeolojik, topografyası, toplumsal, eğitimsel, sosyal, tarımsal ve ticari açılardan anlatılmıştır (Midilli 1915), s.77.

[10] bkz. “yerleşim öz yönetimi”.

[11] Anagnostopoulou S. Küçük Asya, 19. yüzyıl-1919 Rum Ortodoks toplulukları: Romión milletinden Yunan milletine (Atina,1997), tablolar. Chondronikis,G.K., Bergama vilayeti: tarihi, arkeolojik, topografyası, toplumsal, eğitimsel, sosyal, tarımsal ve ticari açılardan anlatılmıştır (Midilli 1915), s.63 ve Valsamakis, P. ve diğerleri, Ayvalık tarihi (Atina,1982) (bu eser Sakkari'nin tarafından yazılan (Atina,1920) genişletilmiş ikinci baskısıdır), s.253. Ancak Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Gelenek Arşivi'nin bilgi kaynakları, Agiasmati'nin nahiye merkezi olduğunu belirtmekte ve burayı Ayvalık kaymakamlığı, Balıkesir mutasarrıfı ve Bursa vilayetine dahil etmektedir. bkz. Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Gelenek Arşivi, dosya A 10 (Agiasmati). Ancak kaynakların geri kalanı idari olarak Bergama kaymakamlığına ve İzmir mutasarrıflığına bağlı olduğundan söz ediyor.

[12] Efes ili istatistik tablosu (Kydonia merkezi)", Xenophanes II (Atina,1905), s.474-475.

[13] Chondronikis,G.K., Bergama vilayeti: tarihi, arkeolojik, topografyası, toplumsal, eğitimsel, sosyal, tarımsal ve ticari açılardan anlatılmıştır (Midilli 1915), s.77.

[14] Valsamakis, P. ve diğerleri, Ιστορία των Κυδωνιών (Atina,1982) (bu eser Sakkari'nin tarafından yazılan (Atina,1920) genişletilmiş ikinci baskısıdır), s.253.

çeviri: Hayri Kaan Köksal.



19 Temmuz 2024 Cuma

AGIOU IOANNIS MAHALLESİ (kısmen Fevzipaşa-Vehbibey Mahallesi)

(fotoğraf.01) Fevzibey-Vehbibey Mahallesi'ne ait bir hava resmi.
(kaynak: Psarros,2017:165 | Ayvalık Belediyesi arşivi)

 
Agios Ioannis mahallesinin topografik planı. DEP.
1. Plati Sokak
2. Athanasios Gonata evi
3. Nomiko'nun zeytinyağı sıkımhanesi
4. Balıkçı dükkanları
5. Gümrük
6. Pinirlis'in mağazaları
7. Ticaret Kulübü (Ayvalık Palas bu parselde inşa edildi)
8. Kafe Nisioti [= Adalı]
9. Dere
10-11. Birleşik Kafeler
12. Kafe Kanello
13. Iakovou Moura'nın [işlettiği] otel
14. Belediye Binası
15. Beilidiko'nun Hanı (Pasaj)
16. Bedesten
17. Eski Han
18. Loulis'in şekerlemecisi ve dere üzerinde [de] "Loulis'in tahta köprüsü" denilen ahşap köprü [bulunurdu]
19. Pazar (Çarşı)
20. Depasta Eczanesi (?)
21. Michael Salta'nın şekerlemecisi
22. Charalambou Vafiadis kitapçısı
23. Agios Ioannis mahallesinin papaz hücreleri
24. Agios Ioannis Kilisesi
25. Manzounis Eczanesi
26. Pinirlis evi
27. Taxiarchis Kilisesi
28. Metropolis (Orta Panagia [Meryem Ana])
29. Angelis sahili

7.3. AGIOU IOANNI MAHALLESİ
"Tsarsi" [Çarşı] daki Ai-Giannis [kilisesi] Taxiarchis'ten sonra Kydonya'nın en eski ikinci kilisesidir (Sakkaris,1920:245;Saltelis,1842:Giriş). [Mahalle] sakinleri için, Ai-Giannis her zaman Agora'ya, yani "Tsarsi"ya ve kilisenin önünde pazar [günleri] kurulan pazara aitti ve bu nedenle buraya "Ai-Giannis Pazarı" deniyordu (Cazadellis,1973:96-97).

17. yüzyılın başından kalma orijinal bina, tek odalı mütevazı bir şapel olmalıdır. O zamanki yerleşim [yerinin] aşağısındaki [kotta bulunan] evlerinden biraz daha uzakta, yabani ayvaların bulunduğu yamaçta, daha sonra şehrin merkezi haline gelecek düzlük alanda bulunuyordu. Bu alan, 1821 [olaylarından] sonra sel ve çamur tabakalarının birikmesiyle oluşan, o zamanlar bugünkünün yaklaşık yüz metre doğusunda bulunan kumsala kadar uzanıyordu (Karablias, 1949:45). Burası mavnalardan [karaya çıkış] yeriydi ve buradan "Dere" yönünü takip ederek Anadolu'nun içlerine doğru kaçakçıların rotası başlıyordu. Burası çok eskiden beri, kara ve deniz [yoluyla gelen malların takası], tüccar veya korsanların alışverişi ve işlemleri için kullanılıyordu ve dolayısıyla bölgedeki ilk yapılar atölyeler ve dükkanlardı. Evler yavaş yavaş inşa edilmiş gibi görünüyor ve bu bölgedeki ticari tesislerin sayısı her zaman [sivillerden] fazlaydı.

Agios Ioannis mahallesi 17. yüzyılın ortalarında, antik çağda [da] anılan Agios Dimitrios cemaatinden kısa bir süre sonra, ikinci [mahalle olarak] kuruldu. Ancak çok fazla daimi ikamet sahibi yoktu ve nüfusu en küçük olan Ayvalık'ın mahallesi [olduğu için] her zaman müdahale edildi. Bölgenin 18. yüzyıldaki ekonomik gelişimi, [sonucunda] 1750 civarında, orijinal binanın muhtemelen 1753'teki komşu Taxiarches kilisesiyle aynı bölgede bulunması ile, yeni ve daha büyük bir kilisenin yapılmasına izin verilmiş gibi görünüyor.

Bütün kaza gibi bu bina da 3 Haziran 1821 [olayları] sırasında yıkıldı. Bununla birlikte, [bu mahalledeki] yıkımın neden olduğu hasar nispeten küçüktü ve sakinlerin geri dönmesinden sonra, 1840'ın sonunda hızla onarılarak Agios Ioannis kilisesi yeniden faaliyete geçti ve Saltalardan [Σαλταιων] Hacımalis Salteli [Χατζημαλης Σαλτελης] tarafından toplanan kilise meclisine ev sahipliği yaptı. (Kydoniaka,1842:66). Bu eski yapı 1867'deki büyük depremde hasar görmüş gibi görünüyor (Kontis,1978:277;Kambouris,1978:31). Belki de bu yüzden yıkıldı ve yerine 1870'den kısa bir süre önce daha neoklasik tarzda yeni ve büyük bir kilise inşa edildi.

(fotoğraf.02) Agios Ioannis mahallesinin Cumhuriyet sonrası görünüşü.
(kaynak: Psarros,2017:167) 

[Bu yeni dönem], kasabanın büyük bir ekonomik refah içinde [yaşayan] zengin orta sınıfın, tüm eski kiliseleri gölgede bırakacak görkemli bir tapınak [inşa ederek], Agora'nın koruyucu azizinin adını onurlandırmak istediği dönemdi. Yeni kilise haç şeklinde ve kubbeliydi, zarif oranlara sahipti ve Sarmısak'tan gelen kesme taşlardan yapılmış, özenli [ve] dikkatli ama basit ayrıntılara sahiptir. Narteks ve kubbedeki İon başlıklı hafif sütunlar [bu binanın] karakteristiğidir. Bölgedeki ilk kubbeli kilise [olan bu binanın] ünlü mimar Emmanuel D. Kuna'nın ilk büyük eseri olduğunu düşünüyorum. Bunu, Agios Nikolaos tapınağının inşasının Emmanuel D. Kounas'a devredildiği 1870 tarihli sözleşmede yer alan "Prodromos" tapınağına yapılan atıftan çıkarıyorum. Görünüşe göre Agios Ioannis Kilisesi o dönemde henüz tamamlanmıştı ve bu belgede işverenlerin Emmanuel Kouna'ya yönelik iradesi "Agios Nikolaos Kilisesi'nin Prodromos'a kadar olan kısmının tamamlanması" [şeklinde] ifade ediliyordu (Stratis,2002:124). [Yani], Agios Ioannis Kilisesi, Agios Nikolaos kilisesine örnek olarak kullanılmaktadır. Katedrallerin biçimsel ve yapısal benzerlikleri, aynı mimarın eseri olduğu sonucunu doğuruyor. Örneğin, daha sonra bir duvarla kapatılan Agios Ioannis kutsal alanının girintisindeki haç şeklindeki büyük pencereyi ve ayrıca enine koridorun her iki ucunda bir dış cephe olarak gynekonitin [kadınlar mahvili] olağandışı uzantısını not ediyorum. Bu iki özellik, daha az belirgin olanlarla birlikte, Emmanuel Kouna'nın art arda inşa ettiği tüm kiliselerde, yani Kidonya [Ayvalık]'daki Agios Nikolaos [yıkılan Biberli camii, şimdiki Abdulvahip Sağlam İlkokulu] ve Agios Georgios [Çınarlı camii]'ta ve Moskonisios [Alibey, Cunda adası]'daki Taxiarchis [Koç Müzesi]'te ortak karakteristik unsurlardır.

Prodromos tapınağının iç kısmında, sütunlardaki büyük alçı Korint başlıkları ve tonozların tabanındaki çevre kornişlerinin güçlü çıkıntıları olduğundan dekorasyon [görsel açıdan] ağırdır. Duvarlarda ve ikonostasiste G.Agrafiotis'in değerli hagiografileri [ikonları] mevcuttu (Kontoglou,19.7.1953b:3). Daha sonra, muhtemelen 1890'larda, cephenin sol tarafına, Ayvalık'ın tüm semtlerinden görülebilen, büyük bir saatin bulunduğu, Sarmısak taşından yapılmış uzun bir Neo-Gotik çan kulesi eklendi. Saati vurduğunda sesi kasabanın her yerinden duyulabiliyordu. Bu, Taxiarchis'in kutsal yazıtlarının 1844 kayıtlarında anılan, hayırsever olan Andronikos [Ανδρονικου] adlı birinin hediyesiydi ve bu yüzden herkes ona "Andronikos'un Saati" [τ' Άντρονικου το Ρολογι] adını vermişti (Kazadellis,1973:97) (fotoğraf.03).

(fotoğraf.03) 1844 sonrası eklenen 
"Andronikos'un Saati"
(kaynak: Psarros,2017:168)

Kilisenin geniş alanının önündeki bölge, 1870-1880 döneminden kalmadır ve bugünkü küçük Agora meydanına kadar uzanan, tekdüze inşaatlı bir grup dükkan ve atölye tarafından işgal edilmiştir. Bunların da Emmanuel Kouna'nın çalışmaları olduğunu düşünüyorum. [Kilise binasının] inşaatlarından önce bu bölgede muhtemelen kalıcı binalar yoktu, yalnızca geçici satış tezgahları ve çadırlar vardı ve Ai-Gianni'in pazarı olan Agora meydanının bir parçasıydı. Bu [sonradan yapılmış bir aktarımdır] ve 26 Kasım 1807'de şehit edilen Hiopolitisli George [Γεωργιου του Χιοπολιτη]'un şehitliğine ilişkin tasvirlerden kaynaklanmaktadır. [Olayı anlatan] tüm ifadeler, infazın "çarşının merkezinde" büyük bir insan kalabalığının önünde gerçekleştiği konusunda hemfikirdir (Bibelas,1956:77;Kontoglou,1962:43; Daiotis,1986:53; Moumtzis, 1981:10). ... Vasilios Koukounaras [Βασιλειος Κοuκοuναρας] bu konuda şunları aktarıyor: "İdam, pazarın merkezi bir noktasında ve daha sonra açılan Ad.Patpikelli [Αδ.Πατpικελλη] mağazasının önünde, Mihail Salta [Μιχαηλ Σαλτα] şekerlemecisinin yanında gerçekleşti. ... Son yıllarda, [1922'den önceki] her yıldönümünde idamın gerçekleştiği yere küçük bir demir korkuluk yerleştirilir, üzerinde öldürüldüğü kanlı taşı ortaya çıkartan bir çit ve bir sundurma yapılırdı" (Koukounaras,1972:91-92). Ancak mesele şu ki, Çarşı'nın mevcut yapısıyla büyük bir kalabalığı barındırması mümkün olmadığı gibi, [burası] çarşı merkezinde de yer almıyordu Ancak Agios Ioannis kilisesine kadar aradaki [alanı,] yapılardan arınmış bir alan [olarak] hayal edersek bu tanıklıklar anlaşılır hale gelir.

Kasabanın ana ticaret merkezi olan Pazar Meydanı [Πλατεια του Παζαριου] çevresinde çok eski zamanlardan itibaren her türlü dükkân ve atölyeler gelişmişti: helvacılar, kuyumcular, kumaşçılar, kasaplar, terziler, berberler vb. (Kavouras,21.11.1954). "Balıkçılar" olarak adlandırılan balık pazarının bulunduğu [alan] denize kadar uzanır (Kavouras,5.9.1954). Balıkçı dükkanlarının yanında, [balıkçı] gemilerinin yanaştıkları, kendi merdivenli iskelesi olan Gümrük Dairesi vardı. Hala kullanılan Gümrük binası, 19. yüzyılın son on yıllarından kalmadır [ve] gümrük ofisi olarak kullanılan küçük bir neoklasik yapıdır (fotoğraf.04) ve (fotoğraf.05).


 (fotoğraf.04)

 (fotoğraf.05)

Çarşı meydanında [Πλατεια της Άγορας], Plati Sokak [Πλατυ Σοκακι]'ın [bugünkü Barbaros Caddesi] yukarısında, aynı zamanda "Eski Han" [Παλιο Χανι] olarak adlandırılan Ayvalık'ın en büyük hanı da vardı (Kazadellis,1973:40; Papoutsidakis,19.7.1984). Bu isimden [yola çıkarak], kasabada yaşanan 1821 [olaylarından] önce de, [bu hanın] var olduğu sonucunu çıkarıyorum. Aslında yerleşimin belki de ilk yapılarından biri olan [bu binanın], daha eski bir hanın temelleri üstüne inşa edildiğini düşünüyorum.

Eski Han, 3 Haziran 1821'de tüm şehir gibi yanmış ve en azından evlerin iadesine ilişkin ferman çıktığı 1832 yılına kadar harabe halinde kalmıştır. Ancak bu arada, 1821 [olaylarından] bu yana [Ayvalık'lıların] terk edilmiş mülklerini yöneten Midilli Valisi Mustafa Ağa Kulaksız-zade, "şehrin merkezindeki önemli toprakların gasp edildiğini" görerek "keyfi" davrandı [ve] üzerlerine "büyük misafirhane" arsaları inşa etti. (Sakkaris,1920:150). 1830'da Ayvalık'ı ziyaret eden İngiliz rahip Francis Arundell, [olaylardan] sonra geri dönmeye başlayan mülteci ailelerinin ve hastaların barındığı bu "yeni inşa edilmiş, geniş ve konforlu" hanı buldu (Arundell,1834:318,325). Ortasında kuyudan su çekilen bir çeşmesi [belki tulumbası] bulunan geniş, uzun bir avlusu vardı. Etrafında hayvanlar ve arabalar için [mekanlar] vardı. Üst katta misafir odaları [han odaları] bulunmaktaydı. Mülkün mülkiyeti hakkında bilgi bulunmuyor ancak binanın son yıllara kadar ayakta olduğu görülüyordu. [Burası] "Beilidiko Han" veya "Büyük Han" olarak biliniyordu (Aristidis Chiotopoulos'un ifadesi, KMS Arşivi, cilt A3, bölüm H':312). 1960 yılı başlarına kadar [bu han] Şehirlerarası Otogar olarak kullanılmıştır (Kavouras, 21.11.1954) (fotoğraf.06). Daha sonra yıkılarak yerine pasaj adı verilen, içinde çeşitli dükkan ve ofislerin bulunduğu iki katlı bir pasaj inşa edildi (Ahmet Yorulmaz, sözlü ifade, 4.6.2003).


(fotoğraf.06) 1960'lara kadar Ayvalık Otogarı olan "Beilidiko Han"
veya "Büyük Han"ın Cumhuriyet sonrası görünümü.
(kaynak:
facebook.com |Sondakika Edremit)

Eski Han'a gelince, muhtemelen 1832'den sonra kademeli olarak ve bölümler halinde onarılmıştır, ancak inşaat kalitesi açısından komşusu Beilidiko Hanı ile karşılaştırılamayacağı için artık daha yoksul gezginlere hizmet ettiği anlaşılmaktadır. 19. yüzyılda pek çok değişikliğe uğramış gibi görünse de "Ágiou Gianniou Meydanı'na bakan büyük ahşap kapısıyla" her zaman yerleşimde bir referans noktası olmuştur. (Kavouras,21.11.1954). 1922'den önceki son yıllarda terk edilmişti ve "kokusu uzaktan geliyordu". Manolis Kavouras, 1953'te Ayvalık'ı tekrar ziyaret ettiğinde onu yıkılmış halde buldu. Bugün Ayvalık sebze pazarı [hal o hanın] geniş avlusunda faaliyet gösteriyor.

Belalidiko ve Eski Han iki adayı tamamen kaplıyordu. Dış taraflarında çeşitli dükkanlar bulunuyordu. İki Han arasındaki cadde her iki taraftan da [demir] korkuluklarla kapatılarak değerli eşyaların bulunduğu dükkânların bulunduğu "Bedesten" [Μπεζεστενι] adı verilen caddeyi oluşturuyordu. Yerel gazete Kydoniatikos Astir'in bürolarının bulunduğu matbaa da buradaydı.

Pazar Meydanı'nın kuzey tarafında, girişi Plati Sokak'dan olan bir başka han daha bulunuyordu. [Bu han] "Küçük Han" diye anılırdı (Kavouras,5.12.1954) [halen bu adla anılmakta]. Ayrıca [bu hanın da,] diğer iki büyük Han gibi ortasında kuyu bulunan bir avlusu vardır (Yannis Papoutsidakis,1.8.1985). [Burası] 1990'lı yılların başına kadar han olarak faaliyet göstermiştir. Girişinin hemen karşısında merkezi kışlalar ve birkaç "zabit" [ζαπτιεδες] tarafından korunan eski şehir hapishaneleri vardı. (Kavouras,5.12.1954). Bu binalar 2002 yılında yıkıldı (fotoğraf.07) ve (fotoğraf.08).

(fotoğraf.07)

(fotoğraf.08)

Agios Ioannis mahallesinin deniz kenarındaki bölgesinde, Jön Türklerin idari reformları ve 1909 anayasasının kuruluşuyla iç içe geçmiş, 20. yüzyılın başlarından kalma bir bina olan Belediye Binası da bulunmaktadır. Eklektizm döneminden kalma, sivri neo-Gotik pencereli iki katlı bir binadır. Burada ayrıca, deniz kenarında dört "Büyük Kafe" [Μεγαλα Καφενεια] bulunmaktadır. Bunlar 19. yüzyılın sonlarına ait binalardır ve "Aggelis Sahili" [του Άγγελη ο Γιαλος] adı verilen bitişik kıyı bölgesiyle birlikte kasabanın lüks ve eğlence merkeziydi. Bölge bu adını "Belediye Binası arasındaki arsanın" sahibi olan Ioannis Oikonomou'nun torunu Aggelis Oikonomellis'ten almıştır (Koukounaras, 1972:59). En etkileyici olanı, tamamen Sarmısak taşından yapılmış olan Kanello Kafe'dir (fotoğraf.09), (fotoğraf.10) ve (fotoğraf.11).

 (fotoğraf.09)

 (fotoğraf.10)

 (fotoğraf.11)

Bu Büyük Kahvehanelerde toprak sahipleri, tüccarlar, imalatçılar ve tüccarlar arasında tüm iş toplantıları yapılıyor, zeytinyağı ve daha geniş bölgedeki diğer ürünlerin fiyatları konusunda anlaşmalar sağlanıyordu. Burada günün her saatinde, gecenin ilerleyen saatlerine kadar, çoğunlukla yerel müzik gruplarının çaldığı dönemin hit müzikleri eşliğinde kahve, meşrubat, rakı ve mezeler ikram ediliyordu. Burada tek olanlar nargile içiyor ve dost canlısı gruplar ise kağıt oynuyordu. Burada ayrıca çoğunlukla Atinalı topluluklar tarafından, resmi toplantılar, konferanslar, konserler ve tiyatro gösterileri verilirdi. (Cazasellis,1973:86). Büyük Kafeler, denizin üzerindeydi [ve] kazıklar üzerinde yer alan geniş ahşap platformlarla çevriliydi. Bu kafelerden birinde, kasabanın ilk kapalı sineması olan "Fos" [Φως], 20. yüzyılın ilk on yılından itibaren faaliyet gösteriyordu. (Aeolian Astir,1911). Nisiotis kahvehanesinin karşısında Ticaret Kulübü ve 1950 yılında Ayvalık Palas Oteli'nin inşa edildiği "Ai Kydoniai" [adlı] Okuma Odası [kütüphane] vardı (Kavouras, 5.9.1954).

1922'den önce Agios Ioannis mahallesinde çoğunluğu tüccarlardan oluşan yaklaşık yüz hane, yani yaklaşık beş yüz kişilik bir nüfus vardı. (Panagiotis Zografou'nun ifadesi, KMS Arşivi, 1935'in 197. sayfası). [Kaynaklar] Prodromos mahallesindeki okulda Türkçe öğretmeni olan Raptarhis [Γυμνασιο] evinin [mülkiyetinin], Pinirlis [Πινιρλη] ailesine ait olduğunu belirtiyor (Kavouras, 21.11.1954). Bölgedeki mağazalar arasında; Koufelli [Κουφελλη]'nin kumaş mağazası [tuafiyesi] (Kavouras,5.12.12), Achila [Άχιλα]'nın kuyumcusu, Aivazi [Άιβαζη]'nin ve Pinirlis [Πινιρλη]'in dükkanları vardı (Kavouras, 21.11.1954). Bu mahalleden Demogerontia [yaşlılar heyeti] için iki temsilci seçilirdi (Kerestetzi,1981:36-37). 1920 yılında kilisenin papazı Artemios Markou [Αρτεμιος Μαρκου]'ydu (Ellivikos Odigo [Έλληvικος Όδηγο],1920:128). Her yıl, Hiopolitisli Ioanni [Ιωαννη του Προδομου]'nin [idam edildiği] gün olan 29 Ağustos'ta, burada büyük bir anma yapılırdı. (Cernoglou [Τσερνογλου],1988:11).

Kilise binası günümüzde sağlam bir şekilde korunmaktadır. Saatli Cami adıyla cami haline getirildi. Saat, kilisenin yüksek çan kulesinin depremden zarar gören arka kısmı yıkıldıktan sonra, aşağıya yerleştirilen eski "Andronicho'nun" saatinin aynısıdır. Kilisenin "tamamen mermer ikonostasisi" en az 1953 yılına kadar yerinde korunmuştur. (Kavouras,5.12.1954). Bugün ikonostasis artık mevcut değildir, ancak minberin ve piskoposun tahtının bir kısmı, caminin mihrabını ve minberini oluşturmak için kullanıldı.

Kilise binasının hemen yakınında bulunan avluya, 1960 yılından sonra kırmızı Sarmısak taşından yapılmış yüksek bir minare eklenmiştir. Ancak bu minare, Ekim 2003'teki şiddetli fırtına nedeniyle çöktü ve diğer iki yeni minare olan Agios Georgios [Αγιου Γεωργιου] ve Kato Pania [Κατω Πναγιας] da çöktü. Bunu, bugün tamamlanan bina ve minarenin kapsamlı onarım çalışmaları izledi.

Genel olarak bölgenin ticari karakteri günümüze kadar değişmeden kalmıştır. En önemli değişik 1960'larda şehrin kuzeyinden geçen yolun, güneye taşınan büyük yolun açılması için bir dizi yapı bloğunun yıkılmasıyla yaşandı. Günümüzde pek çok çağdaş yüksek bina bu cadde üzerinde yer almakta, eski şehrin geleneksel yapısına zarar vermekte ve bölgenin ölçeğini değiştirmektedir.

Eski Belediye Binası hala Ayvalık belediye başkanının bürosudur, ancak son zamanlarda duvarların Sarmısak taşlarıyla yanlış bir şekilde kaplanması nedeniyle görünümü değiştirilmiştir. Dört Büyük Kafeden yalnızca heybetli Kafe Kanello hâlâ kafe olarak hizmet veriyor ve şehrin resmi kafesidir. [yazıda bahsedilen Mado öncesindeki Kanallo'dur]. 

(fotoğraf.12) Osmanlı dönemindeki Giotópoulou Eczanesi.
(kaynak: Psarros,2017:174)

(fotoğraf.13) Osmanlı döneminde Stylianou Patrikélli evi.
(kaynak: Psarros,2017:179)

(fotoğraf.14) Cumhuriyet döneminde de kullanılan postane.
(kaynak: Psarros,2017:175)

(fotoğraf.15) Agios Ioannis kilisesine giden Agora (çarşı).
(kaynak: Psarros,2017:174)

(fotoğraf.16) Agios Ioannis Agorası
(kaynak: Psarros,2017:175)


Agios Ioannis mahallesi planı ve mahalle varsayımı. 
1. Kafe Nisiotis
2. İki binadan oluşan Kafe Inoména [= Birleşik]
3. Kafe Inoména'nın [dere üstü] kalaslaması
4. Kafe Kanello
5. Stelios Voirkadoslu'nun gölgeliği
6. Belediye Binası
7. Kafe Syrgiavou
8. Ayakkabıcı Hatzikambouri
9. Yakovos Mouro'nun oteli ve restoranı "Ai Kydoviai" [Georgala Hotel] 
10. Aggelis sahilinin çevresindeki evler yıkıldı: Kerestezi, Sapouvtzoglou, Zachos, Koukos, Georgala, Malei, Valsamaki ve Ioanni Gonata.
11. Köşede, Poivtazopoulos'un küçük cam dükkanı
12. Zafiraki [Ζαφειρακη] eczanesi (bugün bir kafe) ve üstte Doktor Tzouga [Τζούγα]'nın evi (bugün Cumhuriyet Oteli) [bugün tümü Halk Bankası] 
13. Eski Han
14. Bedesten
15. "Beilidikoi" [Μπεηλιδικοη] veya "Büyük Han" bugün Pasajı (bilgi Ahmet Yorulmaz. 4.6.2003, Arist. Chiotopoulos, KMS Arşivi)
16. Achila [Αχιλα] ve Aivazis [Άιβάζη]'in Mağazaları
17. Pinirlis mağazası
18. 1950 civarında evlerin yıkılması ile 16 m genişliğindeki yeni yol yapıldı
19. Eski balıkhane
20. Gümrük
21. Ayvalık Palas 1950 yılında bu arazide inşa edilmiştir. Ticaret Kulübü ve "Ai Kydoniai" okuma odası burada bulunuyordu.

---
KAYNAKÇA
Psarros, D.E. (2017),
Το Αϊβαλί και η Μικρασιατική Αιολίδα, (yay. haz.) Kostoula Sklaveniti, Atina: Ulusal Banka Eğitim Enstitüsü.