23 Ekim 2024 Çarşamba

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: KAPLANSİVRİSİ TEPESİ (Hacıbozlar)

(resim.01) Kaplansivrisi Tepesi (Hacıbozlar Köyü,Burhaniye) genel görünümü.
(kaynak: Adramytteion Araştırmaları)

Burhaniye ilçesine bağlı Hacıbozlar Mahallesi (Köyü)’nin yaklaşık 3,5 km kuzeydoğusunda bulunan Kaplansivrisi Tepe'si yaklaşık 960 mt. yükseklikte bir tepedir. Kaplansivrisi Tepe'si Ayvalık'a 41 km. uzaklıktadır (harita.01).

(harita.01) Kaplansivrisi Tepesi'ne ulaşım.
(kaynak: google.com | geliştiren: Hayri Kaan Köksal, 2024)

Savunma tesisinden kuzeyde Edremit düzlüğü, batıda ise Altınova sahili görebilmektedir (Senan,2021.a) (resim.02).

(resim.02) Kaplansivrisi Tepesi'nin zirvesi.
(kaynak: Turan,2021.b)

"... Tepelik alanın yamaçlarının belirli bir seviyesinden itibaren bir çevre duvarıyla tahkim edildiği kuzeybatı, batı, güneybatı, güney ve güneydoğu yönlerdeki tespitlerle anlaşılmıştır. Kuzeybatı yönde yer yer üç sıra yükseklikte korunagelen rektagonal ve bosajlı bloklardan örülü duvar sırası, kayaç tepe üzerinde yer yer gözlemlenebilen temel sırası izlerinden anlaşıldığı üzere batı yamaçta devamlılık göstermektedir. Güney ve güneybatı yamaçlarda ise yer yer tek sıra halinde takip edilebilen sıra rektagonal, bosajlı bloklara sahiptir. Tepenin tahkim sınırları içerisinde gerçekleştirilen yüzey taraması neticesinde çoğunluğunu yalın grupların oluşturduğu seramik malzemeler tespit edilmiştir. Bunlar arasında Hellenistik Dönem’in seramik gruplarından olan siyah firnisliler en belirgin grup olarak göze çarpmaktadır." (Adramytteion Araştırmaları)

(resim.03) Kaplansivrisi Tepesi'nin hava fotoğrafı.
(kaynak: Adramytteion Araştırmaları)

---
KAYNAKÇA

Adramytteion Araştırmaları (20??).
Adramytteion araştırmaları – tanı, yaşat, koru: savunma ağı, ? (APA 7. baskıya göre elektronik yolla iletişim kurulan sayfaların yayın yılı burada gösterilir.)
son erişim tarih: 21 Ekim 2024.

Senan, E. (2021.a).
son erişim tarihi: 21 Ekim 2024.

Turan. M. (2021.b)
Kaplan Sivrisi (06.01.2021), 11 Ocak 2021, pazartesi.
son erişim tarihi: 21 Ekim 2024.

21 Ekim 2024 Pazartesi

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: DİŞKAYA TEPESİ (Kubaşlar)

(resim.01) Dişkaya Tepesi (Atatürk Kayaları) genel görünüm.
(kaynak: tr.wikiloc.com | fotoğraf: Özgür Deniz,2021)
 
Son blogumda Roma-Hellen döneminde tarımın (daha doğrusu buğdayın) önemine değinmiş, "tarım ürününü ele geçirmek" (bir tür ganimet elde etmek) için yapılan saldırılara karşı kurulan, "savunma yapıları"ndan söz açmış ve Adramytteion çalışmalarına değinmiştim. Yine bu blogda, yapılan Adramytteion çalışmaları ardından "anlamlandırılan" ve sayıları -bugün için- sekiz adet olan, "savunma yapıları"nı bir harita ile vererek, Asartepe'den de kısaca bahsetmiştim (Köksal,2024).

Bu yazıda da bu "savunma yapıları"ndan diğeri olan ve "Atatürk Kayaları" olarak anılan "Dişkaya Tepesi"nden söz edeceğim.

Dişkaya Tepesi, Kubaşlar köyü (günümüzde mahalledir) sınırları içinde, İzmir-Çanakkale karayolu (E-87) üzerinden, Ayvalık'a yaklaşık 19 km uzaklıktadır. Sabah saatlerinde ortaya çıkan siluetinden dolayı, Atatürk Kayalıkları olarak adlandırılmıştır ve Gömeç ilçesine bağlıdır (harita.01).

(harita.01) Dişkaya Tepesi'ne ulaşım.
(kaynak: google.com | geliştiren: Hayri Kaan Köksal, 2024)

"... Tepe, zirvede geniş bir eğime sahip olup zirveyi çevreleyen yamaçlarda duvar sıraları tespit edilmiştir. İlk duvar sıraları kuru duvar örgüsünde, çift sıralı, herhangi bir standart gözetmeksizin sıralanan harçsız taşlardan oluşmakta ve alanın tamamını çevrelediği düşünülmektedir. Bununla birlikte tepenin güneydoğu bölümünde, söz konusu duvarların hemen altında, ana kaya öbeğiyle bütünleştirilmiş, aynı örgüde, teraslama işlemine işaret eden şekilsiz, yaklaşık 1 metre büyüklükteki, yüzeye bakan tarafları tıraşlanmış bloklar ve bu blokların belli yerlerde oluşturduğu sıralar saptanmıştır. Yüzey üzerinde tespit edilen küçük buluntuların çoğunluğunu yalın seramik parçaları oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra tarihlenebilir nitelikte Roma Dönemi gri seramiği gövde parçaları ve tekil olarak da Arkaik Dönem’e tarihlenebilir bir gövde parçası bulunmuştur." (adramytteion.org)

(resim.02) Dişkaya Tepesi (Atatürk Kayaları) genel görünüm.
(kaynak: adramytteion.org)

---
KAYNAKÇA

----, -. (2024?)
son erişim tarihi: 20 Ekim 2024.

Köksal, H.K. (2024).
son erişim tarihi: 20 Ekim 2024.


18 Ekim 2024 Cuma

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: ASARTEPE (Çamoba)

(resim.01) Çamoba Köyü genel görünüş.
(kaynak: facebook.com/Çamoba Köyü Ayvalık)


Çamoba Köyü, Ayvalık'a 19 km uzaklıkta bir yerleşmedir. Bugün inceleyeceğimiz Asartepe ise bu köyün kuzeyinde ve yaklaşık 1 km, Tıfıllar Köyü'ne ise yakaşık 500 mt uzaklıktadır. Günümüzde seçimler için çıkartılan "büyüşehir yasası" nedeniyle, ülkemizdeki tüm köyler gibi buraları da "mahalle" oldu. 

AsartepeAdramytteion çalışmaları sırasında "bilimsel olarak anlamlandırılan" ve bölgede sayıları sekizi bulan "savunma yapısı"ndan biridir. Adramytteion çalışmaları arkeolog Murat Özgen başkanlığındaki bir grup tarafından yürütülmektedir (adramytteion.org).

Antik Dönem’de kent ekonomileri büyük oranda tarıma dayalı idi. Bu nedenle "khora" (χώρα) adını verdikleri ve gündelik konuşmada "yer, yurt, köy, mahalle, mekân" anlamına gelen bu sözcük, daha çok "kentin çevresindeki tarım faaliyetlerinin gerçekleştirildiği kırsal alanı" tanımlamaktaydı. Ve son derece önem taşımaktaydı. Kentler tarım olmadan varlığını sürdüremeyecek olduklarından antik toplumlar, "kente olası saldırıları" gözetleyen ve mümkünse "orada yok eden" yapılara ihtiyaç duydular. Bunlara günümüzde kısaca "savunma tesisi" diyoruz ve Asartepe de bunlardan biri idi. Aslında Asartepe, Adramytteion antik kentini korumak için yapılmış ve birbiri ile ilişkili bir dizi savunma yapısından oluşan bir sistemin -bugüne kadar bulunan- ilk binasıdır (harita.01).

(harita.01) Asartepe ve diğer savunma yapıları.
(kaynak: adramytteion.org)

Asartepe bulunduğu konum itibariyle Ayvalık sahilinden Pelitköy sahiline kadar olan alanı ve körfezi tamamen izleyebilmektedir. Böylece Ayvalık adalarını, Thebe [1] Ovası'nı ve kuzeybatısındaki Kız Çiftliği Höyüğü’nü (Kisthene?) denetler. Bu savunma ağı sistemi bir bütün olarak düşünüldüğünde; Edremit Körfezi üzerinden yapılan ticaret ağını ve körfezde oluşabilecek tehditleri, Ayvalık adalarınıAltınoluk’tan başlayıp Altınova’ya kadar uzanan kıyı şeridini, Thebe Ovası’nda ve diğer bölgelerde yapılan tarımsal faaliyetleri, Karıncadere Vadisi üzerinden geçen ve dağlık alandaki vadi geçişleriyle Pergamon’a ulaşan yolun ve dönem içerisinde mevcut diğer yol ağlarını geniş bir ölçekte denetim altında tuttuğu söylenebilmektedir (adramytteion.org).

Asartepe düz bir üst terasa sahiptir ve çevre panoramasına hakim bir tepededir. Thebe  Ovası'na ve Ayvalık adalarına bakan bir görüş açısına sahiptir. Tepe düzlüğü ve tepeyi tüm yönlerden çevreleyen yamaçlarda gerçekleştirilen yüzey taraması neticesinde; Klasik-Hellenistik Dönem, Roma Dönemi ve Bizans Dönemi eserleri bulunmuştur.

(resim.02) Asartepe hava fotoğrafı.
(kaynak: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü,2021:75)

Gözetleme kulelerinin bütüncül bir savunma ağı oluşturacak şekilde organize edilmesi ise, Klasik-Hellenistik Dönem’de yaygındır. Özellikle Hellenistik Dönem’de görülmeye başlanan siyasî karmaşalar, otorite eksikliği sonucunda ortaya çıkan çatışmalar ve buna bağlı olarak asayişin kaybolduğu bir ortamda kentler, ekonomisini dayandırdığı tarım alanlarını korumak durumunda kalmıştır. Böylece Adramytteion kenti de Geç Klasik-Erken Hellenistik Dönem’de, kent kırsalında bulunan stratejik tepe noktalara inşa ettirdiği tahkimli yerleşim alanları ve kale yerleşimleri ile birlikte bütüncül bir savunma ağı sistemi oluşturmuştur (adramytteion.org).

(harita.02) Asartepe'ye ulaşım.
(kaynak: google.com | geliştiren: Hayri Kaan Köksal, 2024)

---
DİPNOT

[1] Thebe [Θήβη], Havran sınırları içinde yer alan antik kenttir. Bugünkü Tepeoba Köyü yakınlarındadır. Anadoludaki Yunan göçleri öncesine kadar dayanır. Kent adının kökeni Luvi dilinde "düzlük, düz yer, düz nesne"dir. Strabon, Adramyttium'dan 60 stadyum [~11.1 km] uzakta olduğunu yazmıştır. Alman dil bilimci Josef Stauber, Edremit'in 2 km kuzeydoğusundaki Paşa Dağı'nda olduğunu söyler. Barrington Atlas of the Greek and Roman World editörleri ise Thebe antik kentini, Edremit'in 1,6 km kuzey-kuzeydoğusundaki bir alanda oldoğunu yazmışlardır.


---
KAYNAKÇA

----, -. (2022 (?)).
Arkeolojik dönem, 
ayvalikmiras.com/ayvalik-tarihi/arkeolojik-donem/ 
son erişim tarihi: 14 Ekim 2024.

Balıkesir muhtarı (2023).
Asartepe Antik Kenti, 9 Ekim 2023, pazartesi.
balikesirmuhtari.com/asartepe-antik-kenti/
son erişim tarihi: 14 Ekim 2024.

Dağlı, İ. (2021).
Kuzey Ege arkeoloji araştırmaları ve uygulama merkezi Adramytteion egemenlik alanı araştırmaları, -(46), ss.69-81, İstanbul : Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü.

Kökten, K. (1949).
1949 yılı tarihöncesi araştırmaları hakkında kısa rapor, Belleten 13(52), ss.811-829, Ankara : Türk Tarih Kurumu.

Özdemir, Z. (2003).
Pelitköy, 1.b, Ankara : Pelitköy Belediyesi (Balıkesir).



14 Ekim 2024 Pazartesi

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: KEREMKÖY (Korifantis, Coryphas, Coryphahtis, Κορυφαντίς)

(resim.01) Keremköy (Coryphas) sahilinde bir görüntü.
(kaynak: tr.foursquare.com)

Bir süredir "Ayvalık yakın çevresi" üzerine yazmaya çalışıyorum. Sanırım 2014 yılında ve tamamen "fakültede öğrendiğim bilgiler" ile hazırladığım bir "antik Yunan kentleri haritası"na işaretlediğim kentler ile bu kentlere ait araştırma bilgilerini de içeren bu çalışmayı okurla paylaşmak istedim.

Bitirdiğimde bir bölge haritasına dönüşecek bu bilgilerin yararlı olmasını diliyorum. 

Korifantis (Keremköy), Coryphas (Κορυφάς) veya Coryphahtis (Κορυφαντίς); Midilli Adası'nın karşısında ve Atarneus (Ἀταρνεύς) [Dikili ilçesinin kuzey batısında bulunan antik kent]'un kuzeyinde bulunan, Midilli Adası göçmenlerinin kurduğu yerleşimlerden biridir. Antik Aeolis kıyısında bulunan Korifantis antik kenti, MÖ.1. binyıl yılda kurulduğu sanılmaktadır (harita.01). 

(harita.01) Keremköy (Korifantis, Coryphas)'ın haritadaki yeri.
(kaynak: topostext.org/place/394268UKor)

Korifantis antik kenti bugünkü Keremköy'e yaklaşık 2 km. uzaklıktadır ve Alman arkeolog Theodor Wiegand [1] tarafından keşfedilmiştir.

Gaius Plinius Secundus (Büyük Plinius veya Yaşlı Plinius diye de bilinir) [2]Afrika, Ortadoğu ve Andolu coğrafyasını ele aldığı 5. kitapta buraya Coryphas adını vermiştir

Pilinius burada bir cümle olarak "Coryphas"tan şöyle bahseder: 
"BÖLÜM 32. (30.)—ÆOLIS. 
Daha sonra eskiden Mysia olarak bilinen Æolis [3] ve Hellespont'a bitişik olan Troas gelir. Burada, Phocæa'yı geçtikten sonra Ascanian Limanı'na, sonra Larissa [4]'nın bulunduğu yere, sonra Cyme [5], Myrina'ya, Sebastopolis [6] olarak da adlandırılır ve iç kesimlerde Ægæ [7], Attalia [8], Posidea, Neon-tichos [9] ve Temnos [10]'a geliriz. Kıyıda Titanus nehrine ve adını ondan alan şehre geliyoruz. Grynia [11] da burada denizden geri kazanılmış ve karaya bağlanmış bir adada bulunuyordu [12]: artık sadece limanları kaldı. Daha sonra Elæa [13] kasabasına, Mysia'dan akan Caïcus [14] nehrine, Pitane [15] kasabasına ve Canaïus nehrine geliyoruz. Şu kasabalar artık yoktur: Canæ, Lysimachia, Atarnea, Carene, Cisthene, Cilla, Cocylium, Theba, Astyre, Chrysa, Palæscepsis, Gergitha ve Neandros. Daha sonra, hâlâ varlığını sürdüren Perperene [16] şehrine, Herakleotes bölgesine, Coryphas kasabasına [17] [altını ben çizdim], Grylios ve Ollius nehirlerine, eskiden Politice Orgas adını taşıyan Aphrodisias bölgesine, Skepsis bölgesine ve kıyılarında Lyrnesos ve Miletos kasabalarının yıkılmaya yüz tuttuğu [büyük olasılıkla kirletmesinden bahsediyor] Evenus nehrine geliyoruz. Bu bölgede ayrıca İda Dağı [Kaz Dağı] ve kıyıda eskiden Pedasus olarak adlandırılan ve körfeze ve idari olarak yetki alanına adını veren Adramytteos vardır. Diğer nehirler ise İda Dağı'ndan akan Astron, Cormalos, Crianos, Alabastros ve Hieros'tur: iç kesimlerde aynı adı taşıyan bir kasabanın bulunduğu Gargara Dağı vardır. Yine kıyıda eskiden Edonis olarak adlandırılan Antandros ve ondan sonra Cimmeris ve Apollonia olarak da adlandırılan Assos ile karşılaşırız. Palamedium kasabası da eskiden burada bulunuyordu. Lecton Burnu [Baba Burnu], Æolis'i Troas'tan ayırır. Æolis'te eskiden Polymedia şehri, Chrysa ve ikinci bir Larissa [da] vardı. Smintheus tapınağı hala ayaktadır; [ama] iç kesimdeki Colone [şehri] yok olmuştur. Adramyttium'a, Rhyndacus nehri kıyısında bulunan Apolloniatæ, Erizii, Miletopolitæ, Pœmaneni, Macedonian Asculacæ, Polichnæi, Pionitæ, Cilician Mandacadeni ve Abrettini [vardı]. Mysia'daki Hellespontii olarak bilinen halk, buraya daha az önemli olan hukuki işlerle ilgili konular [için] başvururlar." (çeviri: Hayri Kaan Köksal)
 (Plinius:5.32)

Peutinger haritası [Tabula Peutingeriana] [18], büyük olasılıkla MS.300 yılında üretilen, Roma İmparatorluğu'nun yol ağı olan "viae publicae"yu gösteren, resimli bir "antik Roma yol haritası"dır. Keremköybu haritada Corifanio adıyla yer almıştır. Corifanio, Adrimitio-Smyrna yolu üzerinde, küçük bir yerleşim yeri olarak gösterilmiştir (harita.02).

(harita.02) Korifantis (Keremköy)'in Tabula Peutingeriana'da yeri.
(kaynak: topostext.org/place/394268UKor)

(harita.03) Korifantis (Keremköy)'in günümüzdeki yeri.
(kaynak: www1.ku.de)

---
DİPNOTLAR

[1] Theodor Wiegand, Alman klasik arkeologdur. 1864 yılında Bendorf'ta doktor Konrad Wiegand ve eşi Ida'nın en büyük oğlu olarak dünyaya geldi. Üniversitelerinde sanat tarihi, arkeoloji ve Ortadoğu tarihi okudu. Batı Anadolu'da Priene, Didim, Milet ve Bergama gibi önemli antik kentlerde kazılar yaptı. Priene'de Hans Shrader ile birlikte Zeus Tapınağı’nı ortaya çıkardı. Milet'te 15 yıl sürdürdüğü kazılarda 2. yy'da yapılmış 15.000 kişilik tiyatroyu temizledi, güney agorasını ortaya çıkardı ve agoranın anıtsal kapısını Berlin'e götürülerek Bergama Müzesi'nde yeniden kurdu. Bergama'daki kazılarda Serapis Tapınağı'nı, Asklepieion olarak bilinen sağlık merkezindeki tapınakları ve buraya giden kutsal yolu ortaya çıkardı. 1895'te arkeolog Carl Humann'ın asistanı olarak Anadolu Priene kazılarına katıldı. Bu kazılar 1899 yılında başarıyla tamamlandı. 1899-1911 yılları arasında Berlin Müzeleri'nin yurtdışı temsilcisi olarak İstanbul'da görev yaptı. Bu sırada Gümüşsuyu'ndaki Alman konsolosluğunda da bilim ataşesi olarak görevliydi. Bu görevi esnasında Almanlar'ın Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında Anadolu ve Mezopotamya'da kalan arkeolojik kalıntı ve eserlere olan ilgisi doğrultusunda araştırmalar ve kazılar yaptı. 1900'de bankacı Georg von Siemens'in kızı Marie von Siemens ile evlendi. Milet kazıları devam ederken Didim'de (1905-1911) ve Sisam'da (1910-1911) başka kazılara da katıldı. 1912'den 1930'a kadar yılları arasında "Berlin Antik Eserler Koleksiyonu"nun yöneticiliğini yaptı. Bergama Müzesi'nin inşaatı onun yönetimi altında tamamlandı. Bergama Tapınağı, Osmanlı İmparatorluğu'ndan gemilerle buraya getirilip tekrar inşa edildi. Birinci Dünya Savaşı'nda İhtiyat Yüzbaşısı olarak Alman ordusuna katıldı. Wiegand'ın son kazısı, 1927'de yeniden başlatılan Bergama kazıları oldu. Bu fasılda kale cephaneliklerini keşfetti ve şehrin girişindeki Asklepios tapınağını ortaya çıkardı.

1930 yılında devlet hizmetinden emekliye ayrıldı. 19 Aralık 1936'da 72 yaşında Berlin'de öldü.

[2] Gaius Plinius Secundus M.S.23 yılında İtalya, Como doğumlu, Romalı tarihçi, bilgin, avukat, yazar, doğa bilimci, komutan ve filozoftur. 37 kitaptan oluşan "Doğa tarihi" [Naturalis Historia] adlı kitabın yazarı olmasıyla tanınır. Savaş, retorik, hitabet, gramer ve tarih alanlarında da kitaplar yazmıştır ancak o kitapları günümüze ulaşamamıştır.

24 Ağustos 79 tarihinde Vezüv Yanardağı'nın patlaması sırasında, İtalya Pompeii yakınlarındaki Stabiae antik kentide hayatını kaybetmiştir.

[3] Asıl adı Æolis olan bölge, Adramyttium körfezinin kuzey girişindeki Lectum burnuna kadar kuzeye doğru uzanıyordu.

[4] Kyme yakınlarında, Pelasgian kökenli bir yer. Mısır Larissa'sı olarak adlandırılmıştı çünkü Büyük Kiros Mısır askerlerinden oluşan bir grubu buraya yerleştirmişti. D'Anville'e göre, burası hala Larusar olarak biliniyor.

[5] Adın bir Amazon olan Cyme'den geldiği söylenir. Hermos'un kuzey tarafındaydı: Herodot ona Phriconis soyadını verdi. Yerleşim yerinin modern Sanderli veya Sandarlio olduğu varsayılmaktadır. Şair Hesiod'un babası buranın yerlisiydi. Bugünkü adı Çandarlı'dır.

[6] Büyük olasılıkla İmparator Augustus'un şerefine bu isim verilmişti.

[7] Kıyıdan kısa bir mesafe [içeride] yer alır. Tacitus'tan, Tiberius zamanında büyük depremden zarar gördüğünü öğreniyoruz. D'Anville'e göre, bulunduğu yerin adı Guzel-Hissar'dır.

[8] Başlangıçta Agroeira veya Alloeira olarak adlandırılmıştır. Hermus nehri [Gediz nehri] üzerinde hala Aala adında bir yer vardır, ancak Hamilton orada antik çağlara ait hiçbir kalıntı bulamamıştır.

[9] Veya "New Walls". Strabon, Larissa'dan otuz stadyum (Antik Yunanistan'da kullanılan 182,18 metreye karşılık gelen bir uzunluk birimi.) uzaklıkta olduğunu söyler.

[10] Yeri tam olarak bulunamamıştır. Tiberius Sezar dönemindeki büyük depremden zarar görmüştür.

[11] Veya Grynium, Myrina'dan kırk stadia (1 stadia = ~192 mt.) ve Elæa'dan yetmiş stadia uzaklıktadır. Antik bir kehanet merkezi ve beyaz mermerden muhteşem bir tapınakla Apollon'un kutsal alanını içeriyordu. İskender'in generali Parmenio, saldırıyla burayı ele geçirdi ve sakinlerini köle olarak sattı.

[12] Bu pasajın bozuk bir halde yazıldığı anlaşılıyor. Dolayısı ile Plinius'un tam olarak ne demek istediğini anlamak zor.

[13] Pergameni limanı. Strabo, onu Caïcus nehrinin [Bakırçay'ın] güneyine, o nehirden on iki stadia ve Pergamum [Bergama]'dan 120 stadia uzağa yerleştirir. Yeri belirsizdir, ancak güneyden Pergamum'a giden yol üzerinde Kiliseli adlı bir yere yerleştirir.

[14] Günümüzdeki isminin Aksu veya Bakır olduğu söylenmektedir

[15] Antik dönemdeki adıyla Elaitik Körfezi (Ἐλαϊτικὸς κόλπος. Günümüzdeki adı Çandarlı Körfezi) kıyısında idi. İmparator Titus döneminde bir depremle neredeyse tamamen yıkılmıştır. Bulunduğu yerin Çandarlı olduğu düşünülüyor.

[16] Adramyttium [Edremit]'un güneyinde; çevresinde bakır madenleri ve ünlü üzüm bağları vardı. Thucydides'in burada öldüğü söylenir.

[17] Coryphantes bölgesinde, Midilli Adası'nın karşısında ve Atarneus'un kuzeyinde yeralır. Plinius, Coryphas'ın istiridyelerinden de bahseder.

[18] Tabula Peutingeriana, Britanya Adaları'ndan Orta Asya'ya değin gösteren bir Roma yol haritasıır. Adını Konrad Peutinger'den (1465–1547) alan bu harita, UNESCO-Dünya Belleği listesine girmiş ve Viyana'da bulunan Avusturya Milli Kütüphanesi'nde korunmaktadır. 680 cm × 34 cm büyüklüğündeki harita, Romalılar tarafından bilinen bölgeleri göstermektedir. En batıda bölümü kayıptır. Haritanın en önemli özelliklerinden birisi gezginlere Roma İmparatorluğu'nun yol ağındaki en önemli şehirlerin ve at değiştirme istasyonlarının konumu ile ana yollar üzerindeki durakların bilgisini vermesidir. Harita üzerinde şehirler bina simgeleriyle temsil edilirken, sembolün büyüklüğü ilgili şehrin önemini de göstermektedir. Haritanın orijinalinin aslen dördüncü yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı düşünülmektedir.

---
KAYNAKÇA


9 Ekim 2024 Çarşamba

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: KÜÇÜKKÖY (Κιουτσούκ-κιοϊ, Γενιτσαροχώρι)

Bir zamanlar erkek ve kız okullarının bulunduğu bina.
(kaynak: facebook.com)
 
Bugün "Küçükköy" (Κιουτσούκ-κιοϊ) hakkında bir çeviri yapacağım. Yine Meizonos Hellenismos Vakfı [Ιδρυμα Μειζονος Ελληνισμου]'ndan ve Pigou Evangelia [Πίγκου Ευαγγελία]'nın, ikibinli yılların başındaki bir "Genitsarochóri (Γενιτσαροχώρι)" yazısı olacak. 

Küçükköy hakkında "imal edilmiş tarih"in bu Helence yazı ile, özellikle "dipnot 1" ile değişmesi umuduyla...

"GENITSAROHORI
      Yazan: Pigou Evangelia

1. Genel bilgiler – Tarihçe
Genitsarochóri [Küçükköy] köyü, Aeolis'in batı kıyısında, Ayvalık'ın üç kilometre güneybatısında ve Çamlık lagününün bir kilometre doğusunda yer alır. Siyasi olarak her zaman Ayvalık'lılarla yakından bağlantılı olmuştur; esasen onların banliyösüydü ve iki küçük limanından biriydi. Köy aynı zamanda (çoğunlukla çevre köylerdeki Müslümanlar tarafından) Küçükköy olarak da anılıyordu [1]. Bugünkü adı [da] budur.

Komşu köylerdeki Müslümanlarla olan ilişkileri nedeniyle Türkçeyi de bilen Rumca konuşan sakinlerin bulunduğu [bir yerdi ve] her zaman tamamen Ortodoks bir köy olmuştur. Bir görüşe göre köy, 1821 isyanından sonra Ege adaları, Mora ve Ayvalık'tan gelen Hıristiyan mülteciler tarafından kurulmuştu [2]. Ancak diğer kaynaklarda Ayvalık'tan daha eski bir köy olarak geçmektedir ve temeli 16. yüzyılın ortalarına kadar uzanmaktadır [3]. Bu sonuç, bazı padişahlık belgelerine, kira sözleşmelerine ve aynı zamanda köyün Ayvalık'tan daha eski olduğunu belirten sözlü aktarıma dayanmaktadır.

Gezgin Didot, 19. yüzyılın başında Genitsarochóri'yi ziyaret etmiş ve Ayvalık Akademisi'nin eski öğrencisi olan köy öğretmeniyle konuşmuştur [4]. 1821 Ayvalık isyanı sonrasında Genitsarochóri de terk edildi. 1905'teki nüfusu yaklaşık 3.000 kişi gibi görünse de [5], zamanın başka bir kaynağında 250-300 aile ve yaklaşık 1.500-1.700 Ortodoks nüfusu olduğu belirtiliyor. Bunlardan 30 kişisi Yunan vatandaşıydı [6].

Balkan Savaşları'ndan (1914) sonra Edremit Körfezi'ndeki nüfusun yer değiştirmesi [mübadelesi] sırasında köy sakinleri boşaltıldı. Yerinden değiştirilenlerin sayısı 2.990 [kişiye] ulaştı [7]. Aslında, sınır dışı edilmeden önce 27 Mayıs ile 1 Haziran'da Osmanlı ordusunun kimi birlikleri tarafından [da] saldırıya uğramıştı. Birinci saldırı köylüler tarafından püskürtüldü ancak ikinci saldırının ardından köylüler geri çekildi [ve] köyün evleri ateşe verildi. Bu arada Midilli'ye göç eden köy sakinleri, 1919 yılının Haziran ayında köylerine döndüler. Mülteciler, 1922'den kısa süre önce köyün nüfusunu 5.000'e olduğunu söylüyor [8].

2. Toplum – Ekonomi
Genitsarochóri idari olarak Balıkesir Mutasarrıflığına ve Bursa vilayetine bağlıydı [9]. Dini açıdan [ise], 1908 yılına kadar Efes metropolünün yetki alanındaydı; 22 Nisan 1908'de o zaman yeni kurulan Ayvalık Metropollüğü [etki alanı] altına girdi.

Köyde bir polis karakolu vardı. Genitsarochóri esas olarak bir tarım ve hayvancılık köyüydü. Sakinlerinin çoğu toprak sahibiydi ve çoğunlukla meyve ve sebze, zeytin ve üzüm yetiştiriyordu. Ayvalık ve çevre köylere meyve ve sebze satılırken, yurt dışına da yağ ve şarap ihraç ediliyordu. Aynı zamanda tuz üretiminde de pek çok kişi istihdam ediliyordu. Aktarımlara göre, "tuz mevsimi" dönemlerinde tuzlalarda 500'e yakın işçi çalıştırılırken, üretim 15 milyon kentale [1 kental 100 kg ağırlığındaki bir kütle birimi] ulaştığı ve bunların Suriye ve Filistin'e ihraç edildiği söylenir. Genitsarochóri'nin bir diğer önemli gelir kaynağı da bölgedeki bir taş ocağından koyu [pembe] renkli volkanik bir kaya olan sarmısak taşının [sarmousakópetras > σαρμουσακόπετρας] ([bir tür] andezit) çıkarılmasıydı.

Köyün kilisesi Aziz Athanasios [Άγιο Αθανάσιο] adındaydı ve bölge sakinleri onun anısını 18 Ocak'ta büyük bir şenlikle kutlardı. Kilisenin kubbesi, son cemaat yeri ve sütunlu revağı vardı. Köyün dışında bayram gününde at yarışlarının [da] düzenlendiği Aziz George [ Άγιος Γεώργιος] [adlı bir çayırı] vardı.

Köy okulları Agios Athanasios'un avlusundaki binada bulunuyordu: bir erkek okulu ve bir kız okulu [vardı]. 1905 yılında köyde 2 öğretmen ve 120 öğrencili yedi derslikli bir erkek mektebi ve 2 öğretmen ve 80 öğrencili dört sınıflı bir kız mektebi bulunurdu. Erkek okulunun yıllık bütçesi 30 Türk Lirası, kız okulunun ise 25 Türk Lirasıydı [10]. Bu kurumların bakım masrafları kilise hazinesi ile öğrenim ücretleri ve diğer katkılardan karşılanıyordu. Aynı bölgede rahiplerin ve öğretmenlerin kalabileceği hücreler de vardı.

1922 yılında, sakinleri Genitsarochóri'yi terk ederek Yunanistan'a yerleştiler.

---
[1] Küçükköy Helence Μικρό Χωριό (Türkçe küçük = μικρός, köy = χωριό) demektir. Hatta Küçükköy için şu varyasyonlar da söylemektedir: Jenitsarochori [Γενιτζαροχώρι], Jenits(z)ariotes [Γενιτσ(ζ)αριώτες], Genizariotes [Γενιζαριώτες] ve Gianitsariotes [Γιανιτσαριώτες]

Köyün adının yeniçerilerin varlığıyla alakası yok gibi görünüyor. Sakkari, "Jenitsarochori" [Γενιτσαροχώρι] isminin muhtemelen Jenitsaros [Γενίτσαρος] veya Jenitsariotis [Γενιτσαριώτης] olarak anılan ve bu bölgenin küçük toprak ağası (derebeyi) olabilecek ilk yerleşimcilerin birinden geldiğini savunuyor, bkz. Valsamakis, P. (ed.), Ιστορία των Κυδωνιών, 2.b, (Atina 1982), s.254. Son olarak; C.D. Raffenel'in 1821 öncesi Ayvalık'ı anlatılarını 1861 yılında Helenceye çeviren H.A.Anagnostou [Χ.Α. Αναγνώστου]'nun kitabında, buraya Müslümanlarca Gavurköy, yani “kafirlerin köyü” denildiğine dair benzersiz bir ifade yapar. (Anagnostou,1861:15). Bu kaynağa göre aslında Müslümanlar, bundan sonra da bazı köylere "Gavurköy" olarak adlandırdıklarını [ve yeniden] kurduklarını söyler.

[2] Anagnostopoulou, S. [Αναγνωστοπούλου, Σ.], Küçük Asya, 19. yüzyıl-1919 Rum Ortodoks toplulukları: Romión milletinden Yunan milletine [Μικρά Ασία, 19ος αι.-1919. Οι Ελληνορθόδοξες Κοινότητες. Από το Μιλλέτ των Ρωμιών στο Ελληνικό Έθνος] (Atina,1997) . Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Tarih Arşivi, dosya. A 11 (Genitsarochóri [Γενιτσαροχώρι])

[3] M.D.Raffenelon'a göre 1821 öncesi Ayvalık [Αι Κυδωνίαι του 1821 κατα τον M.D. Raffenelon], (çev) H.A.Anagnostou (İzmir,1861:15) ve Valsamakis, P. (ed.), Ιστορία των Κυδωνιών 2.b (Atina 1982), s.253.

[4] Firmin-Didot A.,1816 ve 1817'de Akdeniz'e yapılan bir geziden notlar [Notes d’un voyage fait dans le Levant en 1816 et 1817], (Paris 1826), s. 402.

[5] "Efes İli İstatistik Tablosu (Ayvalık)", Xenophanes (Atina 1905), s.474-475.

[6] Dışişleri Bakanlığı Tarihi Arşivi, faks. 1900 71, alt fak. 71.2 2., Türkiye'deki nüfus tablosu.

[7] Dışişleri Bakanlığı Tarihi Arşivi, dosya. 1900 71, Balkan Savaşı'ndan sonra ve dünya çapında illere göre yerinden edilen istatistiklerinin özet tablosu. rakya ve Küçük Asya: Balkan Savaşı'ndan sonra göç etmek zorunda kalan Küçük Asya'daki Yunan Nüfusunun istatistikleri.

[8] Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Gelenek Arşivi, dosya A 11 (Genitsarochóri).

[9] Dışişleri Bakanlığı Tarihi Arşivi, faks. 1900 71, alt fak. 71.2 2., Türkiye'deki nüfus tablosu: "...Ayvalık'a bağlı köy, Balıkesir Mutesarlığı, Bursa vilayeti... Ancak yerleşimin idari bağlantısı, ilgili bilgilerin birbiriyle çelişmesi nedeniyle tam olarak netlik kazanmamıştır. Diğer görüşlere göre ise Ayvalık Kaymakamlığı, Karesi vilayetine aitti, bkz. Anagnostopoulou, S., Μικρά Ασία, 19ος αι.-1919. Οι Ελληνορθόδοξες Κοινότητες. Από το Μιλλέτ των Ρωμιών στο Ελληνικό Έθνος (Atina 1997) ve Küçük Asya Araştırmaları Merkezi'nin Sözlü Gelenek Arşivi, fac. A 11 (Genitsarochóri). [Yazar, Osmanlı Devleti idari sistemi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı için  burdaki dipnot bilgilerii karıştırmaktadır.]

[10] Efes İli İstatistik Tablosu (Ayvalık), Xenophanes (Atina 1905), s.474-475. Sakkari, 3 öğretmenli ve 120 öğrencili, 6 sınıflı bir erkek okulundan bahsediyor, bkz. Valsamakis, P. (ed.), Ιστορία των Κυδωνιών, 2.b, (Atina 1982), s.253."

çeviri: Hayri Kaan Köksal.





7 Ekim 2024 Pazartesi

AYVALIK YAKIN ÇEVRESİ: ALTINOVA (Ayazmend, Agiasmati, Αγιασμάτι)

Altınova Kadı Camii Sokak 610 ada 5 parselde bulunan bir ev.
(fotoğraf: Hayri Kaan Köksal, 2024) 

Bir süredir "Ayvalık yazmamaya" ve "Ayvalık'ın geçmişini düşünmemeye" karar vermiştim. Hani "rakı, balık, Ayvalık" diyorlar ya, o türden, bir "sonradan Ayvalık'lı" olmaya "karar vermiştim" özetle...

Hatta yeni derdim "Müşküle Köyü" bile oluvermişti geçen ay... Tüm -bence- yardım edebileceklere konuyu açmış: köyden, "Nâzım'ın çınarından", şair İsmail Başaran'dan, "efsane muhtar" Fevzi Kavuk'tan ve Onun çalışkan küçük oğlu Zeki Senayi Kavuk'tan söz etmiştim. Köy hakkında çıkarılan, belirleyebildiğim dört kitabı almış, onu biraz geçen sayıda tez ve makaleyi bilgisayarıma indirip bir solukta okumuştum. Konuyu değerli meslektaşım Neriman Şahin Güçhan'ın yardımıyla Uludağ Üniversitesi'nin gündemine yeniden sokmuş, bir de broşür yaparak sevdiklerime dağıtmıştım: "onların da derdi Müşküle" olsun diye... 

Hala bu yeni derdim "Müşküle Köyü", devam ediyor...     

Ama "Ayvalık"... Bir aydan çoktur Ayvalık'tayım. Geçen cuma günü eşim Nuran (Pericik) ve Naki A'biyle birlikte Altınova'ya gittik. Şehri bir hayli gezdik ve fotoğrafladık. Dönünce Altınova'yı yeniden okumaya başladım. O kadar ki; önümüzdeki günlerde yeniden oraya gideceğiz.

Aşağıdaki yazı da, bu okumalar sırasında karşıma çıkan metinlerden biri. Meizonos Hellenismos Vakfı [Ιδρυμα Μειζονος Ελληνισμου]'ndan çevirisini yaptığım, Pigou Evangelia [Πίγκου Ευαγγελία] tarafından 2001 yılında yazılan bir "Agiasmati (Αγιασμάτι)" yazısı. 

İyi okumalar... 

 AGİASMATİ [Altınova]

      Yazan: Pigou Evangelia (11.09.2001)

1. Genel Bilgiler - Tarihçe
Agiasmati [1] (Altınova) köyü, Dikili'den Ayvalık'a giden devlet yolu üzerinde, Midilli Adası'nın karşısında, denize sadece 3 km uzaklıkta, Attea [Ατταία] antik kentinin bulunduğu yerde bulunuyordu [Attea antik kenti Bigadiç/Balıkesir'dedir]. Ayvalık'ın 12.5 km güneydoğusunda, Bergama'nın 36.5 km kuzeybatısındadır.

Görünüşe göre burası oldukça eski bir yerleşim yeridir. Eski zamanların ana kaynağı olan tarihçi ve yazar Doukas, Fatih II. Mehmed'in Midilli'ye, "Agiasmati'den geçtiğini" anlatır [2]. 16. yüzyıla ait belgelerde, yalnızca Müslüman nüfusa sahip bir yerleşim yeri olarak gösterilir [3]. 19. yüzyılda Müslüman ve Ortodoks sakinlerden oluşan karışık bir nüfusa sahiptir. Ancak Ortodoks sakinlerinin büyük bir kısmı Limni, Midilli, Ayvalık ve Bergama'dan gelerek Agiasmati'ye yerleşmişlerdir.

1831 yılında Molla Mustafapaşazade Osman Bey'in [?] Balıkesir yerleşim yerlerinde yaptığı nüfus sayımından alınan verilere göre Ayasmati'de 1.719 Müslüman erkek ve 458 Rum Ortodoks erkek [4] bulunmakta olup, bu durum bölgenin ilk sakinlerinin Müslümanlar olduğu görüşünü güçlendirmektedir. Köy [5] 1905'te 1.200 Müslüman ve 650 Ortodoks nüfusa sahiptir [6]. 1922'den hemen önce 2.000 nüfusu vardır ve bunların 800'ü Rumca konuşan Ortodoks ve geri kalanı Müslümanlardı [7]. Erkek Ortodoks sakinler, Müslümanlarla ilişki kurabilmek için esas olarak Türk dilini biliyorlardı.

Balkan Savaşları'ndan (1914) sonra, Edremit Körfezi'nde meydana gelen nüfus yer değiştirmeleri [mübadele] sırasında köydeki Ortodoks nüfus boşaltıldı [8]. Buradan gönderilen 900 Hıristiyan'ın yerine 1.000 Müslüman mülteci Agiasmati'ye yerleştirildi [9]. Temmuz 1919'un sonunda, Küçük Asya Felaketi'nin [ulusal bağımsızlık savaşı] ardından bölge sakinleri Agiasmati'yi tekrar terk ettiler.

2. Toplum – Ekonomi
Köy bir muhtar tarafından idare ediliyordu [10]. Bergama kaymakamlığının nahiyesiydi. Ayrıca İzmir Mutasarrıflığı ve Aydın Vilayeti'ne bağlıydı [11]. Kilise açından, 1908 yılında kurulan Kydonia Metropoli'nin kapsamına girene kadar (22/4/1908) Efes Metropolü'nün yetki alanındaydı. Efes Metropolü'nden ayrılarak yeni bir özerk metropol haline geldi. Köyde bir polis karakolu vardı. 

Ortodoks sakinlerin çoğu çiftçiydi. Komşu Ayvalık'tan gelenlerin çoğu ağanın sahip olduğu köyün küçük çiftliklerinde çalışıyordu. Aynı zamanda küçük toprak sahipleri de vardı ve köyde dönem dönem Ege'nin komşu adaları olan Limni ve Midilli'den gelen Ortodoks işçiler de istihdam ediliyordu. Köyde ağırlıklı olarak zeytin yetiştirilirken aynı zamanda buğday, mısır, susam, arpa, pamuk, baklagiller, fasulye ve üzüm de yetiştirilirdi. 20. yüzyılın başında Müslüman bir sakine ait bir de zeytinyağı üretim fabrikası vardı.

Agiasmati, Edremit körfezinin önemli bir limanıydı ve ticari trafikte Dikili'den sonra ikinci sırada yer alıyordu. Halkın her pazartesi günü uğradığı pazar vardı [ve Agiasmati,] Bergama, Ayvalık, Dikili, Edremit ve diğer çevre kasabalarla ticari ilişkilerini sürdürürdü. Köyün pazar yerinde, Bergama'ya giderken Edremit, Kemer ve Gömeç'ten gelip geceyi Agiasmati'de geçiren gezginler için iki büyük han bulunuyordu.

Ortodoks cemaatinin bölge kilisesi Aziz Paraskeví'ya [Aγία Παρασκευή] adanmıştı. Kilisenin avlusunda papazın yaşadığı ev ve okulun bulunduğu binalar bulunuyordu. 1905 yılında Agiasmati'de yıllık okul bütçesi 20 Türk lirası olan ve mevcudiyeti 35 öğrenci bulan, üç sınıflı bir erkek okulu vardı [12]. 1914'ten önce okul karma eğitim veriyordu, çünkü o yıl 40'ı erkek ve 25'i kız olmak üzere her iki cinsiyetten 65 öğrenci vardı. Aynı dönemde cemaatin gideri 75 Türk lirasını buluyordu [13]. 1922 öncesinde de okul, 1 öğretmen ve 70 öğrenciden oluşan dört sınıflı karma bir okul iken, cemaatin yıllık gideri 75 Türk lirasını buluyordu [14]. Topluluk ihtiyaçları için, Omonia [Ομόνοια] adında bir hayırsever derneği de vardı.

Agiasmati'nin Ortodoks sakinleri, [mübadeleden sonra] Yunan devletinin çeşitli yerlerine yerleştiler.

---
[1] 
[Burası] Türkçe Ayazmend olarak adlandırıldı. Ancak yerleşme adının kökeni bilinmemektedir. Belki de [yerleşmenin] adı agiasma kelimesiyle ilgilidir. Tomaschek, W., Zur historischen Geographie von Kleinasien im Mittelalter [Orta Çağ'da Anadolu'nun tarihi coğrafyası üzerine] (Viyana,1891) sayfa 24'de, buraya Lasmati adını verir, ancak bu muhtemelen bir basım hatasıdır.

[2] Valsamakis, P. [Βαλσαμάκης, Π.] ve diğerleri, Ayvalık tarihi [Ιστορία των Κυδωνιών] (Atina,1982) (bu eser Sakkari'nin tarafından yazılan (Atina,1920) genişletilmiş ikinci baskısıdır), s.253.

[3] Emecen, F., XVI. Asırda Manisa Kazası (Ankara,1989) s.257.

[4] Yurt Ansiklopedisi c:2 (1982), s.1126,

[5] 1821'de Ayvalık'ın yakılmasına, “... en fanatik ve en savaşkan Türkler ...” denilen [grup] katıldı. Chondronikis,G.K., Bergama İli: Tarihi, Arkeolojik, Topografik, Toplumsal, Eğitimsel, Sosyal, Tarımsal ve Ticari açılardan anlatılmıştır (Midilli 1915), s.77.

[6] Efes ili istatistik tablosu (Kydonia merkezi)", Xenophanes II (Atina,1905), s.474-475. Bu sayıları Anagnostopoulou S.'da aktarılıyor: Küçük Asya, 19. yüzyıl-1919 Rum Ortodoks toplulukları: Romión milletinden Yunan milletine (Atina,1997), tablolar.

[7] Valsamakis, P. ve diğerleri, Ιστορία των Κυδωνιών (Atina,1982), s.255. Tabii mülteciler "Hıristiyanların nüfusunu iki katı" arttırarak, köyün nüfusunu 5.000'e çıkarıyorlar: bkz. Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Gelenek Arşivi, faks. A 10 (Agiasmati).

[8] bkz. “mübadele nüfus belgeleri”.

[9] Chondronikis,G.K., Bergama vilayeti: tarihi, arkeolojik, topografyası, toplumsal, eğitimsel, sosyal, tarımsal ve ticari açılardan anlatılmıştır (Midilli 1915), s.77.

[10] bkz. “yerleşim öz yönetimi”.

[11] Anagnostopoulou S. Küçük Asya, 19. yüzyıl-1919 Rum Ortodoks toplulukları: Romión milletinden Yunan milletine (Atina,1997), tablolar. Chondronikis,G.K., Bergama vilayeti: tarihi, arkeolojik, topografyası, toplumsal, eğitimsel, sosyal, tarımsal ve ticari açılardan anlatılmıştır (Midilli 1915), s.63 ve Valsamakis, P. ve diğerleri, Ayvalık tarihi (Atina,1982) (bu eser Sakkari'nin tarafından yazılan (Atina,1920) genişletilmiş ikinci baskısıdır), s.253. Ancak Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Gelenek Arşivi'nin bilgi kaynakları, Agiasmati'nin nahiye merkezi olduğunu belirtmekte ve burayı Ayvalık kaymakamlığı, Balıkesir mutasarrıfı ve Bursa vilayetine dahil etmektedir. bkz. Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Gelenek Arşivi, dosya A 10 (Agiasmati). Ancak kaynakların geri kalanı idari olarak Bergama kaymakamlığına ve İzmir mutasarrıflığına bağlı olduğundan söz ediyor.

[12] Efes ili istatistik tablosu (Kydonia merkezi)", Xenophanes II (Atina,1905), s.474-475.

[13] Chondronikis,G.K., Bergama vilayeti: tarihi, arkeolojik, topografyası, toplumsal, eğitimsel, sosyal, tarımsal ve ticari açılardan anlatılmıştır (Midilli 1915), s.77.

[14] Valsamakis, P. ve diğerleri, Ιστορία των Κυδωνιών (Atina,1982) (bu eser Sakkari'nin tarafından yazılan (Atina,1920) genişletilmiş ikinci baskısıdır), s.253.

çeviri: Hayri Kaan Köksal.