(fotoğraf.01) Αιολικοσ Αστηρ (Aiolikos Astir)'de çıkan Agios Vasileios (Hamdibey) Mahallesi yazısı. 15 Aralık 1913 - 1 Şubat 1914 sayı: 54-55 (kaynak: Psarros,2017:253) |
1. Agios Vassiliou Kilisesi
2. Kilise hücreleri ve ofisi
3. Agios Sarandas Şapeli
4. Mezarlığın kemik kutusu
5. Harabeler (1821 öncesi ev kalıntıları)
6. Damdoomi kardeşlerin ikiz evi
7. Vasou Koukounara Evi
8. Giannis Papoutsidakis'in Evi (Mart 1855)
9. Bakkal Barba - Simou Halvatzis
10. Mağaza Papoutsidaki
11. Çingeneler
12. Kuyular
13. Dere
14. "Lagoumi" [Lağım, su geçidi]'ye ve Doğu Sebze Bahçelerine Giden Yol
15. "Kötü şöhretli evler" [genelevler]
16. Köprü ve kuyu
17. Çınarlar
18. Kuyular
19. Palabaçe (Παλιομπαχτσε) Meydanı
20. Agios Nikolaos Kilisesi
21. Yeniçorhi (Küçükköy)'ye giden yol
22. Agios Georgios Kilisesi (Alibey Camii, Saatli Camii)
23. Agios Georgios Meydanı
7.7. AGIOS VASILEIOS MAHALLESİ18. yüzyılın sonuna gelindiğinde Ayvalıklıların nüfusu katlanarak artmıştı ve yerleşim zaten her yöne yayılmıştı. Kazanın doğu yakasındaki genişleme, dere kıyısını ve doğudaki zeytinliklere giden kırsal yolu takip etti. Yeni Agios Vasilieos mahallesi, 18. yüzyıl civarında, iki komşu eski mahalle olan Taxiarches ve Agios Georgios'un en uç bölgelerinin ayrılmasıyla, bu yerde oluşturulmuş gibi görünüyor. Chariklia Stavraki, Agios Vasilieos Kilisesi'nin 1821'de var olduğundan bahseder (1861,s.41). Bu tapınak, 3 Haziran 1821'deki olaylar sırasında tüm kazayla birlikte yok oldu.
Ayvalık sakinlerinin geri dönüşünün ardından, Agios Vasilieos cemaati, isyan ve ardıl olaylardan önceki diğer Ayvalıklı cemaatler gibi hızla yeniden yapılandı (aynı eser). Eski tapınak da aceleyle ve kabaca onarıldı. 1840'lar ile 1850'ler arasında yerini, orta koridorun yüksekliği olmayan, tipik üç koridorlu ahşap çatılı bazilika şeklindeki yeni [ama] daha büyük bir kilise aldı. Tapınağın arkasında şehrin dört mezarlığından biri vardı (Sakkaris,1920:247, Karablias,1949:49). 1856'dan sonra geniş basamaklı alanın kuzeybatı köşesine bir çan kulesi eklendi. Şapelin kuzey tarafında rahipler için üç hücre yapıldı.
Büyük pazar alanının ortasında Karalis ailesinin bağışıyla bir okul yapılması planlanmış, ancak 1922 Rum göçü nedeniyle yapımına vakit bulunamamıştır (G. Papoutsidakis, sözlü ifade, 19.7.1984). Kilisenin iç kısmında ikonograf Georgios Agrafiotis'in eserleri bulunmaktadır (Kontoglou 1953b, s. 3).
Kilisenin yanına "çeşitli çatışmalarda öldürülen genç adamların ve gazilerin anıldığı, 9 Mart'ta denizci gençler tarafından yüksek rahip ayini yapılan ve Agios Sarandas Şapeli [Kutsal Kırk Şehitler] anısına, parasını resmi olmayan Contrabatzis [Kaçakçılar] Derneği'nin üstlendiği küçük bir kilise inşa edildi” (Bibelas,1956:36-37). (harita.02)
(harita.02) Agios Vasileiou Kilisesi ve Agios Saranta Şapeli. (kaynak: Psarros,2017:252) |
1. Agios Vasileiou Kilisesi2. Giriş ve çan kulesi3. Hücreler4. Agios Sarandas Şapeli5. Mezarlık6. Kemik odası
Agiou Vasiliou kompleksi, yerleşim alanının en doğu kısmında yer almaktadır. Mahallenin sınırında, derenin her iki yakasında, "Çingeneler" [Ατζγκαναρια] olarak bilinen kazanın demirhaneleri vardı (Panagiotis Zografou'nun tanıkları, 'KMS Arşivi, dosya A3, bölüm H', s.191 ve Georgiou Mytilinaios,s.184). Bu isim, "demircilerin yalnızca Çingenelerin olduğu ve bazılarının kurulduğu günden bugüne" eski çağlardan beri bölgede kalmıştır (Karablias 1949,s.55). Bu iş alanı [demircilik] her zaman şehrin ana gelirlerinden biri olmuştur. Ayvalık'ın birkaç genel evinin yanı sıra zeytinliğe giden yol üzerinde hayvanlar için ahırlar vardı. Evi Ai-Vasilis kilisesine çok yakın olan Giannis Papoutsidakis (1891-1991), gençliğinde okula giderken bu tür evlerin yanından geçtiğini hatırladı (Stratis Balaska'nın Giannis Papoutsidakis ile Midilli'de yaptığı konuşmadan sözlü ifadesi). Athanasios Grabalis'in böyle bir evden hatırladıkları şunlar:
"Sultani [Σουλτάνα], bu ilişkide herkese bedenini vererek yaşayan kadındı. Gençliğinden beri öğle saatlerinde evinde genç erkekleri bir araya toplar ve herkes onun hâlâ Tourkalades'lerle [Τουρκαλα = Türkler ile] eğlendiğini sanırdı. Onu hatırladığım sıralarda Sultani artık yaşlı bir kadın olmuştu. Kilisede kefaret ödedi, sık sık küvette mum yaktı ve evinde diğer genç kızlarla yaşadı. ...
Sultani evleri, sokakları dolaşıp yalvarırdı [dua ederdi]. Elinde bir sopa, koltuk altında boş bir yastık ve onlara bakarak topallardı. ...
Sultani'nin yastığı her zaman çabuk dolardı. Hurdalar, ne bulursa ve ona ne verdilerse alırdı. Sokakta arsız ama evde ise başka yüze sahipti.
Böyle olması gerekiyordu çünkü Sultani'nin baktığı kızları vardı.
Çocukken çalınmış ve büyütülmüş Margieli'ye dokunamazdım. Ve annesinin yaptığı işten bile yorulmayan, şımarık erkeksi bir erkek avcısı olan Viola'ya.
Margieli'ye hiçbir şey yapmazdı. Sadece nakış yapıyordu ve her zaman meşguldü ve [onun] saçlarını kıvırcık yaptı, ipliğini [ise] mangalda yaktı [?]. Sanki hiçbir işi yokmuş gibi pencerenin yanında oturuyordu. Viola ve Margieli, Sultani için çalışıyorlardı. Ama Viola [daha] çok çalışıyordu... "Sultani hayatta olduğu sürece evi bu şekilde yönetiyordu.
Margieli'den sonra Viola da çalıştı ve o da çürüdü ve ikisi de erkek düşkünü [?] [σαρακοφαγωμένες] oldu. (Gravalis 1930, s. 57-58). [1]
Mahallenin en uçlarında, uzun zaman önce görülebileceği gibi, "kehanet"in onları ziyaret eden batıl inançlı insanlardan zenginleştiği sözde "kehanet" vardı (Drakos 1895b, s. 38). [2]
Agios Vasilios mahallesi, 20. yüzyılın ilk on yılında üç yüz elli ila dört yüz haneye, yani yaklaşık 1.800 kişilik bir nüfusa sahipti. Kazanın en fakir mahallesiydi. Bölgede yaşayanlar çoğunlukla çiftçiler, peynir üreticileri, işçiler ve demircilerdi (Panagiotis Zografou'nun tanıkları, KMS Arşivi, cilt A3, bölüm H', s.191 ve Georgiou Mytilinaios, s.184). Agios Vasilios mahallesinden Demogerontia için iki temsilci seçilirdi (Kerestetzis 1981, s.36-37). Agios Vasilios mahallesinde babası Giannis Papoutsidakis'in dükkânı ve ailenin "1855 MART” tarihli evi vardı [(fotoğraf.02) ve (fotoğraf.03)]. Aynı mahallede Damdoumis ve Koukounaras ailelerinin evleri de bulunuyordu (Yiannis Papoutsioakis, sözlü ifadeler, 17.7.1984).
(fotoğraf.02) 1855 yılında yapılan evler. (kaynak: Psarros,2017:255) |
(fotoğraf.03) 1855 yılında yapılan evler. (kaynak: Psarros,2017:255) |
Kilise, Papoutsidakis'in Ayvalık'ı ziyaret ettiği 1953 yılından önce zaten yıkılmıştı (1954,s.4). Bugün, Agios Vasilios kilise kompleksine ait, çevredeki bazı izler dışında hiçbir şey yoktur. Ancak bölge 1922'den bu yana pek değişmedi. "Çingeneler" ile hala demirhaneler ve at nalı dükkanları bulunmaktadır. Arabalar zeytinliklere giden en kısa yol olan eski yolu kullanmaya devam ediyor. Yolun sağ tarafında, derenin güneyindeki yamaçta da birkaç yıkık dökük ev var. Ancak eski mahallelerin ötesinde ve artık yıkılmış olan Ai-Vasilis'in arkasında, Peygamber İlyas tepesinin doğu tarafında, son yıllarda eski şehrin çevresini değiştiren düşük kaliteli inşaatlarla yoğun inşaat faaliyetleri gelişiyor. [(fotoğraf.04) ve (fotoğraf.05)]
(fotoğraf.04) |
(fotoğraf.05) |
---
“Ή Σουλτάνα ήταν η γυναικα που ζουσε δίνοντας με παράδες στον καθεναν το κορμι της. Απ τα νειατα της μαντριζε στο σπιτι της ακομα και καταμεσημερο παλληκαρια και ολοι ξέφανε πως ξεφαντωνε ακομα και με Τουρκαλαδες. Τότες που την θυμάμαι έγώ, ή Σουλτάνι είχε γινει γρηα πλεια. Εκανε μετανοιες στην εκκλησια, αναβε κερια στο μαναλι καθε τοσο και ζευγαρωνε πλεια στο σπιτι της με τα παλληκαρια αλλες κοπελες ...
Ή Σουλτανι επαιρνε βολτα τα σπιτια και τα σοκακια και ζητινευε. Ενα ραβδι στο χερι, ενα μαξιλρι αδειανο στην άμασχάλι και δός του και παγαινε κουτσα κουτσα ...
Το μαξιλάρι της Σουλτάνι γέμιζε γρήγορα πάντα. Ξεροκομματα, οτι ευρισκε κι οτι της δίνανε. Στο δρομο αδιαντροπια, στο σπιτι ομως αλλα μουτρα.
Έτσι έπρεπε γιατι ή Σοvλτάνι είχε κορίτσια.
Του Μαργιελι που ηταν μοσχαναθρεμμενο και χαδεμενο μη μου απτου. Και τη Βιόολα, μιά νταβραντισμένη αρσενικοθήλυκη γυναικάρα, που δεν κουραζοτανε κανον τας στα φορα της μανας της τη δουλεια.
Τού Μαργιελι δεν εκανε τιποτε. Μόνο κεντουσε κι ηταν πασαλημεvη παvτα κι εκανε τα μαλλια της σγουρα, πυρωνοvτας στο μαγγαλι τον κλωστη. Σαν δεν ειχε δουλεια καθότανε στο παραθύρι. Γιά τού Μαργιέλι δουλεύανε ή Βιόλα κι' ή Σοvλτάvι. Δούλευε η Βιόλα ομως πειο πολυ ... "Ετσι γύριζε το σπίτι οσο ήτανε ζωντανη ή Σοvλτάνι.
Υστερα και του Μαργελι δούλεψε κι αυτο οπως η Βιολα και σάπισε κι αυτο και γινανε κι οι δvο σαρακοφαγωμένες.(Γκράβαλης 1930, σ. 57-58).
[2] Aynı açıklamayı yaparak Helencesini buraya yazdım (sf.254).
Στις ακραιες γειτονιες της ενοριας υπηρχαν, ως φανεται απο παλια, τα λεγομενα «μαντεια» οπου οι «μαντεις» πλουτιζαν απο τους δεισιδαιμονες που τοος επισκέπτονταν (Δράκος 1895β, σ. 38).
---
Μικρασιανά η 'Ιστορία τών Μοσχονησίων ύπο έποψιν έκκλησιαστικην (Küçük Asya'daki Moşonislilerin Tarihi dini açıdan), Atina: yay. y.
Athanasios Th. Gravalis, Midilli: Σπασμένες κολώνες (Kırık sütunlar), ocak 1930.
Georgios Sakkaris (Γεώργιος Σακκάρης), 29 Aralık 2023.son erişim tarihi: 10 Haziran 2024.
İMAL EDİLMİŞ TARİH: Faydalı Eserleri Yayma Derneği Yayınları, 19 Temmuz 2021.son erişim tarihi: 10 Haziran 2024.
Το Αϊβαλί και η Μικρασιατική Αιολίδα, (yay. haz.) Kostoula Sklaveniti, Atina: Ulusal Banka Eğitim Enstitüsü.
Sakkaris, G. (1920).
Ιστορια Των Κυδωνιων, Atina: Faydalı Kitapları Yaygınlaştırma Derneği.