19 Ağustos 2015 Çarşamba

1974 - Özleyiş

Yönetmen            : Aram Gülyüz
Senaryo               : Hamdi Değirmencioğlu
Yapımcı                : Şahan Haki
Stüdyo                  : Acar Film
Müzik                    :     
Yapım                   : Melek Film  
Afiş Basım            : 
Tür                        : Dram, Romantik
Film                       : Renkli
Süre                      : 88 dakika
IMDB Puanı           : 5.0/10 (5.0/10)

Filmin Geçtiği Mekanlar
    - Çamlı Mahallesi
    - Şeytan Sofrası
    - Sakarya Mahallesi
    - Barbaros Caddesi



Oyuncular:
    Zeynep Değirmencioğlu  - (Ayşe)
    Mesut Engin - (Ali)
    Bahar Erdeniz - (Bahar)
    Hulusi Kentmen - (Murat)
    Cem Erman - (Tarık)
    Sami Hazinses - (İbiş)
    Mürüvvet Sim - (Babaanne)
    Ömer Dönmez - (Ömer)
    Belkıs Dilligil - (Ali'nin annesi)
    Cevat Kurtuluş - (Aşçı)
    Ahmet Turgutlu - (Bahçıvan)
    Zafer Önen - (Uşak)
    Gülten Ceylan - (Hizmetçi)
    Remziye Fırtına - (Yolcu)
    Nermin Özses - (Hizmetçi Azize)
    Ahmet Kayalı
    Uğur Salman - (Orhan)
    Timuçin Caymaz - (Osman Efendi)
    Vahit Volkan - (Bahçıvan)
    Bedri Aydın
    Mahmure Handan - (Dadı)
    Alev Demir
    Çiğdem Turan
    Sera Kayalı

Konu:
Kanımca, Yeşilçam'ın 70'li yılları; bir yandan 60'lı yıllarda başlayan solcu-toplumcu fikir hayatının genişlemesi sonucu "sorumluluk gerektiren" sinema yaklaşımı arayışları ile öte yandan, tüm yerküreyi bir "ahtapot" misali saran Hollywood endüstriyel sinemasına -ama sadece senaryo adaptasyonu yapmak kadar- kapılma telaşı arasında geçen bir ara kesiti ifade etmekte. Bir başka değiş ile, izleyenin "kişi analizini doğru yapmasına yardımcı olmak" adına, gerekli "fotoğrafı" yakalamak için çok kafa yoran ve doğal olarak "izleyicisini yoran" bir tarz ile, kasaba açık hava sinemalarına sürekli film yetiştirme "telaşında" olan kolaycı bir sinema arasında gidip gelmenin de tarihidir.

Şüphesiz bir tercih daha vardır aynı yıllarda: o da Yeşilçam'ın, "memleketinden" göç ederek kent çeperlerinde yoğunlaşan, "iş ve sosyal güvencesiz ve bekar -aslında lümpen- işçi sınıfı"nı "ciddi bir müşteri portföyü" olarak kabul etmesi ile ortaya çıkan "seks (erotik değil ama) filmleri arzıdır".

70'li yıllar sinemasının senaryosu ve o senaryoyu filme dönüştüren yönetmenin "dimağı" özetle; "geleneksel hayat tarzı" yaşayan "sınıfsal konfora ulaşmış yerleşik malikâne" sakinleri ve onun kadroları ile "yeni tarz hayata" yönelen ve "katı sınıfsal oluşumunu" daha tamamlamamışların arasındaki gerilimin "fotoğrafı" olarak karşımıza çıkıyor bence. Konumuz "Yeşilçam sinemasının analizi" değil şüphesiz ama, bu dönem sinemasının "arayışları" ile oluşan yol ayrımının, bu üç yol kavşağında gerçekleştiğini düşünüyorum.

Yukarıdaki girişi gereksiz bulan okur olacaktır şüphesiz. Ama ben ne yazık ki "çok kısa süren" 70'li yılları "anlama arayışlarımı", dönemin romanlarından çok sinemasından "okumayı" seven bir kişi olarak gözlemlerimi okurla paylaşmak ve Özleyiş filminde de karşımıza çıkan, "malikane sakininin mutlaka ve aslında iffetli" olduğu gerçeğini, Ayşe'nin nasıl da "uğraş vererek" kanıtladığını bu bağlamda ele almaktayım.

Neyse... Özleyiş özetle: "aldatan kadının", Bahar'ın ve bunu gözleri ile tanık olup onuru için intihar eden babanın kızları olan ve her şeyden habersiz babaanesi tarafından büyütülen ve yatılı okullarda okutulan Ayşe'nin, "o" yaz tatilinde gerçeği öğrenmesi, Ayvalık'tan kaçıp İstanbul'a giden önceleri konsomatris sonraları manken olan annesinin "tuzağa düşürülüşünü" kanıtlaması üzerine gelişen bir film.

Bahar "kötü yola düşmüş "pavyonda çalışan bir konsamatristir.

Ayşe hakkında bizim bilmediğimiz tüm "geçmişi", Şeytan Sofrası platosu üzerinde Ayşe ile Ömer'in konuşmalarından öğreniyoruz.


Babaanne otoriter bir "yerleşik malikâne sahibidir" ve Çamlık'ta yaşar.



Filmin arka planında; "yerleşik malikâne sakinlerinin" karmaşık düşünsel yapılarını ve yerel/merkezi siyasete dair eğilimlerini "zayıf" da olsa okumak mümkündür: Ali'nin babası Murat, "hırslı bir yerel siyasetçidir", aksidir ama her şeyi "ailesi için" yapmaktadır.


Filmin ilerleyen sahnelerinde Ayşe, babaannesinden geçmişi anlatmasını ister ve ailesinin başına gelenleri, Ayvalık görüntüleri eşliğinde öğrenir.



Ayşe İstanbul'a gider ve annesini bulur. Hikayesinin eksik bölümleri annesinin anlattıkları ile tamamlanır. Artık yeni hedefi, kendisini babasız ve bu yaşa kadar da anasız bırakan kötü adam Tarık'ı bulmak, avlamak ve yaptıklarını itiraf ettirerek annesinin "namusunu" temizlemektir.


Ayşe önce Tarık'a yaklaşır ve sevgilisi olduğunu sanmasını ister ve 1970'li yıllar için müthiş bir "ses kayıt ve aktarım sistemi" kurarak her şeyi ona itiraf ettirir. Tüm kasaba bu "naklen yayını" dinler ve hem Bahar aklanır ve hem de kötü adam Tarık intihar eder.


Ayşe, Bahar'ı alıp Ayvalık'a getirir.


Filme geçmeden değinmek istediğim bir konu kaldı, Ali. Ali rolünü; 1973 yılında Ses dergisince açılan bir yarışmada birinci olarak Yeşilçam'a katılan Söke'li "yakışıklı" jön, Mesut Engin oynamıştır. Benim üzerinde duracağım onun sanat yaşamı değil, dramatik olarak "nihayetlenen" yaşamının sonudur.


1976 yılında geçirdiği bir trafik kazası sonucunda sağ el bileği sinirlerinin kesilmesi ile yaşamı alt üst olan ve alkolizm batağına saplanan Mesut Engin, 2002 yılına kadar ve çoğu niteliksiz filmlerde rol aldı. İzmir'de sokaklarda yaşadı ve çevresindekiler tarafından yapılan "yardımlarla" yaşamını sürdürdü. Bir biçimde İstanbul'a geldi ve eski arkadaşları tarafından bulunup Kayışdağı Huzurevine yatırıldı ve 19 aralık 2011'de orada öldü. Ülkemden insan manzaraları...

Evet size bu filmi Youtube üzerinden izlettireceğim. İyi seyirler.