6 Mayıs 2015 Çarşamba

"kıdemsiz muhacir" İLE BU ŞEHRİ ANLAMA KILAVUZU - II


mimar D.Psarros tarafından geliştirilen, 1750-1821 tarihleri arasındaki Ayvalık kentsel büyüme şeması (2004)
BU ŞEHRİN MORFOLOJİSİNİ ANLAMAK...
Neredeyse; Ayvalık şehir merkezinde şu an gördüğünüz, -kıyı çizgisi de dahil- her şey, bundan yaklaşık 200 yıl önce, 1821'de yok edildi. Bir başka değiş ile, bugün karşımızda duran neredeyse tüm yapılı çevre, 19. yüzyılın ikinci çeyreği başlarında yeniden inşa edildi.

Mora ihtilali ile başlayan ve kısa sürede etkisini tüm adalar ve Yund (Alibey/Cunda) Adası ile Ayvalık'ta da gösteren ayrılıkçı isyana karşı saray, çok şiddetli tepki verdi. Cevdet Paşa ile Şanizade tarihleri ve Zeki ARIKAN'ın değerli makalesinde derlediği bir dizi belge [1], isyanın gelişim ve sonuçlarını ayrıntılı olarak bize sunuyor.

Makalenin konusu, isyan sonrası kentin topyekun yok edilişi ve yeniden şekillenişi olduğu için ben hızla sonucu aktarmakla yetineceğim: "... Behram Paşa komutası altında bulunan delil, tüfenkçi, haytadan oluşan bir birliği hemen Ayvalık'a gönderdi. Bu çatışma sırasında ancak yüz kadar asker şehit olmuş, buna karşılık şehirde bulunan yirmbeşbin reayadan ikibini ölmüş, beşbin kadarı gemilere ulaşarak canlarını kurtarabilmiş, bir kısmı denizde boğulmuş ve üç bin reaya da tutsak alınmış ve "Ayvalık'da dahi imaretten nişan kalmayup cümlesi harab ve yebab olmuştur." [2] Bu olaylar büyük olasılıkla 14 Haziran 1821 (13 Ramazan 1236) günü, öğleden sonra başladı.

Şehrin "imha edilmesi" konusu üzerine, Yunan izbanditleriyle [3] gelen ayrılıkçı milislerin parmağı olduğu tezi çok işlenmektedir. Şüphesiz, bir savunma yöntemi olarak Yunan ayrılıkçılarının şehrin değişik noktalarında sabotajlar yapmış olmaları mümkündür, ancak; içlerinde Akademinin, okulların, evlerin ve kiliselerin de bulunduğu tüm şehrin yok edilmesini sadece onlara yüklemek doğru olmaz. Zira; 1821 mayıs (Şaban 1236) ayı ortalarında, II.Mahmut'un emriyle bölgeye çok sayıda asker sevk edilerek, Denizli voyvodası Tavaslı Osman Ağa'nın komutası altına verilmişti. Dolayısı ile, "Ayvalık'da dahi imaretten nişan kalmayup cümlesi harab ve yebab" olmasında: "... İzmir'de mevcut olan Aydın ve Saruhan Sancakları ahalisinden bin nefer ve Hüdaverdigar ve Karesi Sancaklarından Ayvalık'a karib olan kazaların bilcümle barp ve darp erbabı nefir-i âmm suretiyle ihzar ve irsal olunmak üzere mahsus evamir-i şerifem tastir ve tesrib kılınmış ve Eceabad tarafına memur esnay-ı rahda olan Karaman valisi ve Akşehir ve Aksaray Sancakları mutasarrıfı vezirim elhac Ebubekir Paşa iclalehu dahi yolu üzerinde olmak mülabesesiyle Ayvalık'ı urub geçmek üzere ferman-ı hümayunum-ı padişahanem gönderilmiş olmağla sen ki başbuğ-ı mümaileyhsin senin dahi memur olduğun Sisam Adası bunlardan ilerüce olduğuna mebni evvel be evvel şu Ayvalık ve Yund Adası'nı endahtıyla tazyik ve tahrib birle Sisam Ada'sına teveccüh ve azimet eylemek hususuna irade-i seniye-i hidivanem talikiyle ol babda hatt-ı humayunum-ı şevketmakrun-ı şahanem... sudur olmağla..." emrini yerine getirmek için şehre gelen çok sayıda Osmanlı asker ve haytasının rolü hiç küçümsenemez.

Kaldı ki; olaylardan dolayı şehirden kaçan Rum ahalinin geri dönüşleri ancak 18 Mayıs 1824 [4] (19 Ramazan 1239) tarihinde tamamlandığı düşünüldüğünde, şehir 3 yıl süresince "yağmalanmaya" müsait idi.

KISA BİR SÜRE,
19. yüzyıla GERİ DÖNMEK ÜZERE BUGÜNE GELELİM...

Şimdi okurdan ricam; Atatürk Bulvarı'ndan, denizi arkasına alarak Talat Paşa (Dereboyu) Caddesine dönmesi ve az ileriden Barbaros Caddesi (Πλατυς δρόμος = Pilati Sokak / Geniş Sokak, Safa Caddesi) yönünde sağa dönerek Macaron'a kadar yürümesidir.

Evet, bundan 200 yıl önce bu yolu adımlıyor olsaydınız, yol boyunca sıralanmış evlerin izin verdiği aralıklardan denize bakarak Zoodohou Pigis / Kato Panagia (Ζωοδόχου Πηγής / Κάτω Παναγιά, Bugün Hayrettin Paşa Mahallesi)'ya ulaşırdınız.

TEKRAR ESKİ GÜNLERE DÖNELİM...
1821 yılı haziran ayında yıkılan kentin enkazı gözünüzde canlandı mı bilemeyeceğim ama, bugün kimi yerlerde 200 metre ileriye taşınan kıyı çizgisi, işte o günlerin sonucudur.

Bu uzun bilgilendirmeden sonra, 19. yüzyılın Ayvalık şehir morfolojisini yeniden tasarlamaya çalışalım[5]. Bu yeniden tasarlama çalışmasında; Psarros şemasını (2004) esas almakla beraber, bugünkü mahalle sınırları ile cemaat merkezi olan dini yapının kullanıcı sayısına göre yaklaşık mahalle alanlarını bir arada kullanmaya çalıştım.

























1821 yılı itibariyle Ayvalık mahalle yapısı. Psarros 2004 çalışması üzerinden 2015 yılı mahalle sınırları ve bina durumları esas alınarak hazırlanmış kavramsal şema. (H.Kaan KÖKSAL, 2015)

---------------
DİPNOTLAR


1 Arıkan, Z., 1821 Ayvalık İsyanı, (TTK Belleten, Ankara 1988) sf. 571-601
[Ayvalık Dökümantasyonu Arşiv No. 00002, Arşiv Türü: pdf]

2 Arıkan, age sf. 592

3 Türkçe diline, iri yarı, güçlü kuvvetli anlamıyla giren izbandit; taka büyüklüğünde veya daha iri teknelerdir. Çok seri hareket eden bu tekneler; Mora ihtilali öncesine kadar başta tütün ve buğday olmak üzere, Anadolu ile Yunan toprakları arasında kaçakçılık yapan korsanlar tarafından kullanılırdı. Daha sonraları bir savaş aracı haline getirildiler. Burunlarında, haberleşmek veya kendilerini takip eden tekneleri uzaklaştırmak için küçük toplar bulunurdu. Hızlı hareket eden bu teknelerde kapsamlı silahlar olmazdı. Saldırı yapacakları zaman, bir izbanditin içine barut doldurup üstünü kuru otlarla örterek "ateş gemisi" haline getirirler ve sabotaj yapacakları yere kadar çekip, orada ateşlerlerdi.

4 Arıkan, age sf. 594

5 Ayvalık'ın morfolojisi üzerine, çoğu akademik tez olan son derece içerikli çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalardan en fazla bilinerek kullanılanı mimar Dimitrios Psarros'un, Ege’nin İki Yakası-I, Ayvalık Kent Tarihi Çalışmaları Konferansı'ndaki "Ayvalık/Kydonies’in Kentsel Tarihi" (2004) bildirisindeki çizimlerdir. Psarros 2010 yılında kansere yakalanarak vefat etti.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder