6 Mayıs 2015 Çarşamba

"kıdemsiz muhacir" İLE BU ŞEHRİ ANLAMA KILAVUZU - I






Bu yazı dizisi boyunca tüm yürüyüşlerimize, değerli komşum Suat (KAÇAK) Bey'in, "Şeytanın Kahvesi" önünden başlayacağız. O ve kahvesi başlı başına bir makale konusu ve bunu Esat PAPİLA kendi blogunda mükemmel biçimde yaptığından, okumanız ve mükemmel görselleri incelemeniz için size o linki vereceğim.
(Foto: H.Kaan KÖKSAL, 25.7.2014)


BAŞLARKEN
Kerameti kendinden menkul bir görev mi acaba yapmaya yeltendiğim ya da “neden” sorusunun sorulmayışından kaynaklı süren ve birisi sormasa hala sürmeye devam edecek kayıtsızlığa bir başkaldırı mı bilemiyorum.


Yıllardır gittiğim her yerden aldığım gezi kitaplarını okumaya daha başlarken ya da bir müze veya ören yer tabelasının daha ilk satırında, peş peşe gelen -ve ne yazık ki farkına bile varmadıkları- yanlışları düzeltmekten yorulmak mı desem yoksa?


Kimbilir belki de bir “tutkuyla” bu şehri sevmek... Üstelik, dünü bugünden -ve şüphesiz- bugünü de dünden kopartmadan, tüm olarak sevmek. Salt binalarını değil, kirli sokaklarıyla, yanlarından geçerken size kayıtsız bakan kedileriyle veya belirsiz geçmişi gibi, belirsiz akıbetiyle birlikte, bu şehri sevmek.


Böylesine derin bir ortaçağ aşkı mümkün mü? Mem ü Zin gibi, Ferhat ile Şirin gibi, böylesine bir ortaçağ aşkından bahsediyorum: mümkün mü?


İşte bu yanıtını hala bulamadığım “soru” ile yola çıktım, bu şehrin “kıdemsiz muhaciri” olarak yürüyorum, daracık sokaklarında. Yapmaya çalıştığım şey çok basit aslında: “menkıbeler ile kotarılmaya çalışılan” geçmişi, doğru yerinden tutup çıkartmak ve şayet çıkarsa bir gün, bu şehri anlamak isteyen bir kişi daha, ona, yolunda yoldaş olmak. Gerçeği anlamak arzusuyla yürüyen bir kişiye eşlik etmek bile, nasıl da büyük bir iddia bu şehir için...


Şöyle diyeyim o zaman: salt kendisi için “bu şehri anlamaya” çalışan bir -kıdemsiz- muhacirin çabalarından derlenen “bu şehri anlama kılavuzu” duruyor karşınızda. Ya da “benimle bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?” Ayvalık yürüyüşlerinizde size eşlik edecek, gözden kaçtığı için hala sır olan unutulmuş noktaları keşfedecek, yorulduğunuz anlarda bir şeyler atıştırmak için mola verecek ve kim bilir belki de, söylediklerime kızacağınız bir yol arkadaşı olma teklifidir bu size...


Hazırsanız şayet, haydi başlayalım dolaşmaya...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder