nüfus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nüfus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2021 Pazar

1653 TARİHİNDE ADLARI YAZILAN, 33 AYVALIK'LI AİLE

GİRİŞ

Ayvalık'ın, Cumhuriyet öncesi -ama aslında 1927 öncesi- tarihi üzerine yapılan çalışmaların pek çoğu ciddi sorunlar içermektedir. Bunun temel nedeni: Grigórios Saráfis (Γρηγόριος Σαράφης), Nikólaos Saltélis (Νικόλαος Σαλτέλης) ve Geórgios Sakkáris (Γεώργιος Σακκάρης) tarafından birbiri üstüne eklenerek yazılmış bir, “Ayvalık tarihi varyantı”nın, Macit Uygur-Hıfzı Erim, Doğan Aka ve -yer yer tereddütler içerse de- Ahmet Yorulmaz tarafından tartışılmadan kabul edilmesidir.

Saráfis > Saltélis > Sakkáris tarafından kaleme alınan ve sürekli tekrar edilen Ayvalık tarihinin bu varyantına göre Ayvalık (Kidonya): 
yaklaşık 1570'lerde Midilli'den gelen mülteciler tarafından iskan edilmiştir ve mülteciler, önce şehre 30 km uzaklıktaki Kabakum sahillerine yerleşmişlerdir. Ardından önce Eğribucak (Badavut)'a sonra da Taxiarchis (Ταξιάρχης)'e taşınmışlar, XVIII. yüzyılın ikinci yarısına kadar tanınmamış bir köy olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak, Demetrakelis'in “efsanevi” yönetimi sayesinde saraydan “özerklik alarak” bir anda tanınan dini ve ardından da endüstriyel bir merkeze dönüşmüştür.

Uygur > Aka > Yorulmaz, yukardaki tarih yazımını neredeyse olduğu gibi Türkçeye çevirerek  neşretmişlerdir.

Bu varyanta, itiraz eden araştırmacılar bulunsa da [1] son yetmiş yıldır yapılan Ayvalık tarihi çalışmalarının büyük bir bölümü, bu tarih yazımının sınırlı bibliyografyasına sıkışmıştır. Haliyle şehre dair yapılan araştırmalar birbirine çok benzeyen "sorunlu" kabuller üzerinde kurulmuş ve yine birbirine çok benzeyen "sorunlu" tekrarlar halinde okuyucuya sunulmuştur.

1980'li yılların başından itibaren, o varyantın ciddi kavramsal hatalarına çok takılmayan, itirazlarını sadece arşivlerde bulunamayan “özerklik fermanı meselesine” indirgeyen çalışmalar bir yana bırakılırsa, en ciddi “itirazlar” Zeki Arıkan ve Bayram Bayraktar ile başlamıştır. 

Bu durum sorunludur. 
Sorunu ancak; çok dilli ve disiplinli belgelere dayanan, yeni bir Ayvalık tarihi araştırmacılığı yöntemine yönelerek çözebiliriz. İkincil kaynaklardan “kavram üretmeye çalışmak yerine” doğrudan Osmanlıca ve Helence belgeler üzerinden yapılacak çalışmalar, ancak bizi doğru sonuca ilerletebilir. Ayrıca Ayvalık için çok önemli bir bilgi alanı da Ortodoks teolojisidir. Örneğin birazdan irdeleyeceğimiz belgede Patrinélis, 33 hane reisinin “vaftiz adlarının” menşeine bakarak, onların göçmen ya da yerli nüfus olduğunu anlamıştır.

1653 TARİHLİ KUDÜS KODEKSİ ve 
AYVALIK ARAŞTIRMALARINDAKİ ÖNEMİ
Özetle; 1653 tarihli ve 509 sayılı Kudüs Kodeksi (κώδικα 'Ιεροσολύμων, 509); Kudüs Patrikhanesi (Πατριαρχεῖον Ἱεροσολύμων)'ne bağlı Hagiotaphite Kardeşliği (Ιερά Αγιοταφιτική Αδελφότητα) tarikatı üyesi rahiplerin Anadolu, Yunan yarımadası ve Ege adalarını gezerek, Kutsal Kabir ('Αγίου Τάφου) Kilisesi adına topladıkları bağışları kaydettikleri bir defterdir.

Giritli keşiş Makarios (Μακάριος) önderliğinde bir grup keşiş Ayvalık'a da gelir ve “1653, Eylül 10, Kidonya şehri, doğu sınırı” (1653, Σεπτεμβρίφ 10' Κυδωνιές χώρα, ’Ανατολή πέρα) başlığı altında bir bağışçı listesi hazırlarlar. Bu liste, 509 sayılı Kudüs Kodeks'in 49/b. numaralı varakında yer almaktadır. 

1653 yılında Kutsal Kabir Kilisesi için Ayvalık'tan toplanan bağışların listesi
(Kaynak: Patrinélis, 1993 : s.16)

Bu liste heyecan vericidir. 
Zira biz bu belge ile; 10 Eylül 1653 günü itibariyle Ayvalık'ta yaşayan 33 hane reisinin anne ve babaları ile eş ve çocuklarının birlikte adlarını öğrenmekteyiz. Ayrıca, yine bu bağışçılar listesi üzerinden, o gün için Ayvalık'ın ekonomik düzeyini, diğer yerleşmeler ile kıyaslama yaparak anlayabilmekteyiz.

Listeye göre, Ayvalık'ta yaşayan 33 bağışçı hane, patrikhaneye toplam 3.170 gümüş para bağışı yaparken örneğin Midilli'nin; Mesagros (Μεσαγρό), Parakilla (Παράκιλλα) ve Tzoukalochóri (Τζουκαλοχώρι) köylerinin yaptığı toplam bağış 232 gümüş paradır. 

Belgede dikkat çekici bir başka bilgi de “Moskonisi ve Pouzaki yerleşmeleri”nde yaşayan halkın bağış yapmadıkları bilgisidir. Hatta yazımın sonunda okuyacağınız gibi buralarda "tatsız olaylar" bile yaşanmıştır.

Bu belgenin önemine dair bir vurgu daha yapmalıyım: 
Osmanlı arşivlerinde bulunan 9 adet “Ayvalık nüfus defterinin” en eskisi, 1 Recep 1246 (16 Aralık 1830) tarihlidir. Yani elimizdeki listeden yaklaşık 180 yıl daha eskidir [2].

1653 TARİHLİ KUDÜS KODEKSİ 
ÜZERİNDEKİ ÇALIŞMALAR ve YAPILAN ATIFLAR
Belgenin varlığına dair ilk atıf 1891 yılında, A. Papadopoulou Kerameos (Α. Παπαδοπούλου Κεραμέως) tarafından yayımlanmış beş ciltlik Kudüs Kütüphanesi (Ίεροσολυμιτική Βιβλιοθήκη) adlı eserin birinci cildinde bulunmaktadır. 

Atos Dağı kütüphanesindeki belgeler üzerine uzun süre çalışmış olan Chrístos G. Patrinélis (Χρίστος Γ. Πατρινέλης), bu belgenin üzerinde çok titiz bir inceleme yaparak, Kidonya erken dönemi için tanıklık (1653) (Πρώιμη ιστορική μαρτυρία για τις Κυδωνίες (1653)) adlı bir makale hazırlamış ve bu makaleyi DELTIO Küçük Asya Çalışmaları Merkezi (ΔΕΛΤΙΟ Κεντρου Μικρασιατικων Σπουδων) bülteninde, 1993 yılında yayımlamıştır. 

Ki okuduğunuz blog, bu makaleden çok yararlanmıştır.

Belgenin varlığına dair tek Türkçe “atıf”, Bizim Ayvalık : Aylık Siyasi, Tarih, Kültür ve Haber Dergisi tarafından yapılmıştır. Atıf, dergi çevresinin siyasi yönelimine göre hazırlanan ve şehirdeki “UNESCO çalışmaları ile Ortodoks dini mimari eserlerinin korunmasına dair sürdürülen çalışmalara” çok şiddetli eleştiriler yapan bir yazının içine, “öylemesine” eklenmiş bir değinmedir.

Bu kadar ön bilgilendirmeden sonra, anılan bağışçılar listesine ve Patrinélis'in bu listedeki bilgilere dair yaptığı analizlere geçebiliriz.

10 Eylül 1653 GÜNÜ İTİBARİYLE 
AYVALIK'ta YAŞAMIŞ 33 AİLE 

1653, Eylül 10, Kidonya şehri, doğu sınırı
1. Parákilla'lı Michális, babası Manólis, annesi Firpína, Geórgis, karısı Kounéta, 60 gümüş verdi.
2. Leftéris, babası Nikólaos, annesi Ámírissa,
3. Konstantís, babası Ántónis, annesi Álefánta
4. Ve karısı Ángelína, annesi Sevastí, kızları Zafeíra, Ántónis, Konstantís
5. Zafeíra, kızları ’Alexándra, Melachriní, Karofýlli, Kyriazí
6. Paraskevá, babası Manólis, annesi Maroúda
7. Saygıdeğer Kontoudaina Komnenos, annesi Zafeíra, 'Ioánnis', 60 gümüş verdi.
8. Kakarisli Giannakis Theodoroula, annesi Marouda, Panagiótis, 70 gümüş verdi.
9. Sakızlı Ioánnis, karısı Palogína, babası Sevastós, Sevastí, oğulları Doúkas, Diamantís, 120 gümüş 
10.Chimeftos'lu Xenoúla Pilioúdas, 45 gümüş verdi.
11.Karagiorgis'li Panagiótis, annesi Maroúda, karısı Melissiní, oğulları Kyriákós, Maroúda, Nikólaos, Giórgis, 70 gümüş verdi.
12.Armenáki, babası Komnenós Spanós, annesi Tornikína, karısı Pagóna, Konstantís, Maroúda, 200 gümüş verdi.
13.Dimítris Chiótis, babası Michaíl, annesi Rígaina, ’Alexándra, 150 gümüş verdi.
14.Sevastoús'lu Ioánnis Binári, annesi Laskarína, karısı Déspoina, oğulları Geórgis, Sevastós, 150 gümüş verdi.
15.Sakızlı Michaíl, babası Geórgis, annesi Maroúda, karısı Tergoú, Rígaina, oğulları Dimítris, Rígaina, Alexándra, 200 gümüş verdi.
16.Sevastí,
17.Ioánnis, Manólis, Venetsíza, Pálís.
18.Geórgi Ntai'li Skarláti, babası Thomaí, Dimítrios, oğlu Paraskevás, 120 gümüş verdi.
19.Genel Rahip, Rahip Peder Nicholas, annesi Sevasti, karısı Regina, oğulları George, Konstantin, Doukakis, 100 gümüş ve karısı 120 gümüş verdi.
20.Nikoláou'lu Doúkas, babası Paraskevádenon, annesi Frantzéska, Ámírissa, 150 gümüş verdi.
21.Stratí Skoulí'li Paraskevás, karısı Melissiní, Alexándra, oğlu Diamantís, 150 gümüş verdi.
22.Komnenoü'lu Aléxandros, annesi Tornikína, karısı Sevastí, oğulları Diamantís, Stratís, Sinacherí, 100 gümüş verdi.
23.Komiser Geórgi Patzóla, babası Dimítrios, annesi Thomaí, karısı Ángelína, oğulları Stratís, Láraina, Michaíl, 50 gümüş verdi.
24.Miké'ın Filippís, komiser, babası Michaíl, annesi Kalí, karısı Ángelína, oğulları Ávagianós, Ámírissa, Chrysavgí, 200 gümüş verdi.
25.Lykína'lı Archontiá, kocası Komninós, oğlu Nikólaos, 100 gümüş verdi.
26.Kanonízo'lu Konstantís, annesi Elefánta, karısı Ángelína, 615 gümüş verdi.
27.Áthoúla Stratigiótaina, annesi Foteiní, babası Dimítris, 55 gümüş verdi.
28.Arvanitisli Manolis, karısı Kontýlo, babası Geórgis, annesi Maroúda, 60 gümüş verdi.
29.Familiotisli Tzergazi, karısı Rálaina, annesi Rígaina, babası ’Andrónikos, kızları Theodorí, Konstantínos, ’Alexándra, 50 gümüş verdi.
30. Komení, annesi Mesimérainas'lı Áfráti, babası Giórgis, Dimítris tou Chalá, 25 gümüş verdi.
31.Paraskevás Pogiatzí, babası Nikolós, annesi Málta, karısı Paraskeví, oğulları Sevastós, Kataxiní, Málta, 100 gümüş verdi.
32.Avrómis, babası Chiónis, annesi Chatoú, karısı Maroúda, oğulları Chionís, Michaíl, Geórgis, 120 gümüş verdi.
33.Rahip Paraskevás, babası Geórgis, annesi Sevastí, karısı ’Alexándra, kızı Sevastí, 150 gümüş verdi.

(Kaynak: Patrinélis, 1993 : s.15-17)

BAĞIŞÇILAR LİSTESİNİN ANALİZİ
Listede adları yazılı 33 hane reisinin yanında verilen bilgiler toplandığında kaydın düzenlendiği tarihte, Ayvalık'ta toplam 172 kişilik bir nüfus ortaya çıkmaktadır. 

Bu sayının o günkü toplam Ayvalık nüfusunun ne kadarını temsil ettiğini kestirmek şüphesiz bugün için olanaklı değildir. Ama, belgenin tümünü inceleyen Patrinélis, Midilli'den toplanan bağışlar ile Ayvalık'ı kıyaslamıştır. Yazar, Midilli'deki 27 köyün her birinde ortalama 11 kayıtla karşılaştığını, buradan yola çıkarak 33 hane kaydı yapılan Kidonya'nın nispeten büyük bir köy olduğunu ileri sürebileceğimizi söyler (Patrinélis, 1993 : s.17).

Yazar daha sonra, kayıtlardaki ad, soyad ve vaftiz adlarının "menşeini" analiz etmeye geçer.

Patrinélis; Sakkari'nin Ayvalık ile Midilli lehçelerini kıyasladığı ve Ayvalık'ın Midilli göçmenleri ile kurulduğunu iddia ettiği makalesinin (Sakkari,1940 : s.74) kısmen doğru olduğunu teslim ettikten sonra, adlar, lakaplar ve vaftiz adları üzerinden yaptığı irdelemesinde Ayvalık'ta o gün için yaşayan halkın önemli bir kesimin Sakız Adası'ndan ve Anadolu'nun batısındaki değişik Yunan topluluklarından geldiğini belirler (Patrinélis, 1993 : s.17).

Yazar, belge bütünü üzerinden aile reislerinin ve yakınlarının adlarını karşılaştırarak yaptığı irdeleme sonucunda: 
2. Leftéris, 
8. Kakarisli Giannakis Theodoroula, 
9. Sakızlı Ioánnis, 
12. Armenáki, 
13. Dimítris Chiótis, 
14. Sevastoús'lu Ioánnis Binári, 
15. Sakızlı Michaíl, 
18. Geórgi Ntai'li Skarláti, 
19. Peder Nicholas, 
20. Nikoláou'lu Doúkas, 
21. Stratí Skoulí'li Paraskevás, 
23. Komiser Geórgi Patzóla, 
24. Miké'ın Filippís, 
27. Arvanitisli Manolis ve 
30. Komení ailelerinin Sakız'lı olduğunu varsayabileceğimizi söyler.

17. Ioánnis, 22. Komnenoü'lu Aléxandros ve 32. Avrómis'in ise, Anadolu'daki; Manisa, Kula, Thyateira (Akhisar) ve Philadelphia (Alaşehir) gibi şehirlerde sıklıkla kullanılan adlara sahip olduklarını, dolayısı ile Anadolu kökenli olabileceklerini ileri sürer  (Patrinélis, 1993 : s.18).

Son olarak şu notları da düşmek lazım: 
Hagiotaphitis Makarios, Ayvalık'ın komşusu olan Moskonisi ve Pouzaki – noula adlı iki yerleşmeyi ziyaret eder. Ancak bu iki yerleşmede yaşayan halk rahipleri yerleşmelerine kabul etmezler ve dolayısı ile buralardan bağış da toplanamaz. Görevini tamamlayarak geri dönen Makarios, dönemin Kudüs Patriği Paisios (1645-1660)'a bir rapor yazar ve bu raporu da patrikhane ofisinin kayda almasını sağlar. 

Patrinélis'in kütüphane belgeleri üzerinde yaptığı çalışma sonucunda ortaya çıkan bu raporda Makarios yaşadığı “tatsız olaya” da değindikten sonra şöyle yazar: 
“... Symi'yi ve Patmos'u, Rab onları da kutsasın, çünkü bizi saygıyla kabul ettiler. Leros, Kos, Samos, Moskonisia bizi kabul etmedi ve kısa süre sonra Mesih onlara gösterdi. Pouzaki'ye gelince, buranın Midilli yerleşimcilerinin geçici yerleşim yeri olduğu söylenen Egri Botzak olduğu açıktır, ancak şimdi ortaya çıktığı gibi terk edilmemiştir ve Kydonia'nın yerleşiminden sonra bile varlığını sürdürmüştür. ...” (Patrinélis, 1993 : s.20,21).

Bu raporun orijinalini bulmak için araştırmalarımı halen sürdürüyorum. Zira bu "tatsız olay"ın ayrıntısı çok önemlidir ve bu nedenle belgeyi tümüyle okumak gerekmektedir. Çünkü, Moskonisa ve Pouzaki halkının, bu Ortodoks rahipleri kabul etmemesi meselesi bir çok ihtimali ortaya çıkartmaktadır. Ayrıca bir de; "... kısa süre sonra Mesih onlara ..." günlerini de göstermiş: belki deprem, belki salgın hastalık ya da başka bir şey... 

Bu ihtimaller Ayvalık araştırmaları için çok önemli yol ayrımları olabilir.

SONUÇ
XVII. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde, Eğribucak, Ayvalık ve Kafirağılı (Küçükköy), karye statüsüne erişmiş yerleşmelerdir. Ve Haremeyn evkafından olan bu karyeler, “serbest kaydolunup, Hakani defter-i cedid”e işlenmişler, yani vakıf arazisi olmaktan ayrılarak “mukataa”, bir vergi ünitesi haline getirilmiştir [3].

Bu gelişmelerden 10 yıl sonra, Kudüs Patrikhanesi'ne bağlı Hagiotaphite Kardeşliği tarikatı üyesi rahipler, Kutsal Kabir Kilisesi adına bağış toplamak için Ayvalık'a da gelirler. Ve bir bağış defterine, bağış yapanların adlarını, vaftiz adlarını, anne ve baba adlarını ve eşleri ile çocuklarının adlarını kaydederler. Bu defter, patrikhane kütüphanesine 509 numaralı Kudüs Kodeksi adıyla kaydedilir.

Defterin hazırlanmasından yaklaşık 340 yıl sonra 1993 yılında Helen araştırmacı Chrístos G. Patrinélis belgenin üzerinde çok titiz bir inceleme yaparak, Πρώιμη ιστορική μαρτυρία για τις Κυδωνίες (1653) adlı bir makale hazırlar ve bu makaleyi DELTIO Küçük Asya Çalışmaları Merkezi  yayımlar.

Patrinélis, anılan makalesinde, 1653 yılındaki Ayvalıklıların; ad, soyad, lakap ve vaftiz adlarından yola çıkarak kökenlerini araştırır. Patrinélis'in araştırması sonucunda, Ayvalık'ı Midilli'li göçmenlerin kurduğunu ileri süren tez zayıflar. Zira anılan yılda, Sakız adası ile Kula, Akhisar, Alaşehir, Manisa gibi Batı Anadolu'daki Helen yerleşmelerinden gelenlerin sayılarının, Midilli göçmenlerine denk olduğu ortaya çıkar.

Blogumu okumak için ayırdığınız zamana çok teşekkür ederim.
Dostluk ve Saygılarımla,

---
DİPNOTLAR
[1] Bu tarih yazımına dair eleştirel görüşlerim için bkz.

[2] BOA, [NFS.d.. / 1354] 1 Recep 1246 (16 Aralık 1830) 
Hüdavendigar eyaleti, Karesi sancağı, Balıkesir, Başgelembe, Kozak, Fesleke, Sındırgı, Fırt, Şami, Edremid, İvrindi, Kemer-i Edremid, Ayazmend, Çandarlı, Amrudobası, Manyas, Ayvalık kazaları nüfus defteri.

[3] BOA, [YB..04. / 2 / 40] 29 Cemazeyilahir 1053 (14 Eylül 1643)
... Ayazmend kazasında Haremeyn evkafından Eğribucak Kafirağılı, Ayvalık ve tevabii karyeleri vakf-ı şeriften serbest kaydolunup, Hakani defter-i cedidi ve evamir-i şerifte var iken Eğribucak karyesi için suret-i icmalde mukayyed olduğu itirazı yapıldığı, ancak suretler birbirini tutmadığından bedeliye alınmadığı hakkında Ayazmend kadı vekilinin ilamı.

 ---

KAYNAKÇA
--,-- (2016).
(Parantez İçinden) Tarifsiz Cümleler, Bizim Ayvalık : Aylık Siyasi, Tarih, Kültür ve Haber Dergisi, 7(9), s.15.

Kerameos A.P. (1891).
Ίεροσολυμιτική Βιβλιοθήκη, c.1, Petersburg: ss.459-460 .

Patrinélis, X.G. (1993).
Πρώιμη ιστορική μαρτυρία για τις Κυδωνίες (1653). Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Bülteni, 10, ss.13-21.


 

9 Eylül 2019 Pazartesi

XV. YÜZYILDAN İTİBAREN AYVALIK ve YAKIN ÇEVRESİNİN İSKÂNI - III

Takriben VIII. yüzyıl Osmanlı Devleti'nde tarım hayatını gösteren bir gravür.
(kaynak: dailysabah.com)

III. BÖLÜME BAŞLARKEN
Ayvalık ve yakın çevresinin iskânı sürecini irdelediğimiz bu makale serisinin üçüncü bölümünde; 1573 yılı belgelerini esas alarak yerleşmelerin birbirleriyle olan fiziki ilişkilerini ayrı ayrı ele almaya ve tımar özelindeki mülkiyet ile tımar sahasında yaşayan, reaya ve diğer tebaanın nicel durumlarını bulmaya çalışacağım.

Güzergah Belirlemede İzlenen Yöntem
Yerleşmeler arasındaki varsayımsal fiziki ilişkiyi belirlemeye çalışırken şu metodu kullandım: 
  1. Google haritalar aplikasyonunun "arazi modu" arayüzü üzerinde Ayazmend ile ele aldığım karyenin olası merkezlerinin yerlerini belirledim. 
  2. Aplikasyon arayüzü üzerinden bu iki nokta arasındaki olası yolu belirlemeye çalıştım. Bu belirleme çalışmasını yaparken, şüphesiz birden fazla yol olasılığı oluştu. Bu olası yolların sayısını azaltabilmek ve mümkünse tek olabilmesini sağlamak için, aplikasyon ölçeğini büyüterek, yol ağının kesintiye uğramış bölümlerini bulmaya ve bunları tesviye eğrilerine uygun olarak birleştirmeye çalıştım. Ayrıca bir diğer varsayımım da olası yolun fazla sayıda karyeden geçmesi gerektiği idi. 
  3. Ortaya çıkan olası yolu, ana yol çizgilerini içermesine ve daha yeni tarihli olmasına karşın, 1884/1885 (H.1302) Anadolu Haritası ile karşılaştırdım (harita.1[1]
  4. Ayrıca 2014 yılında yayımlanan Roman Roads and Milestones of  Asia Minor c.3'de verilen krokilerden de yararlandım (harita.2)  [2].
  5. Pazar ve cami yerlerini belirlerken 1573 tahririnde kullanılan "pazarı vardur" ve "cuma namazu kılunur" cümlelerinden yararlandım. Ancak caminin (ya da namazgahın) ve pazar yerinin varlığı üzerinde, sahasında bir araştırma yapmadım. 
  6. Yapılan ziraat türü ile hamam, değirmen, derbent, maden yeri vb. bilgileri Erdem çalışmasından (Erdem, 1999, ss. 24-39) aldım ve tahkik yapmadan kullandım.
(harita.1) 1884/85 (H.1302) tarihli Anadolu haritası.

(harita.2Roman Roads and Milestones of  Asia Minor c.3, s.25.
Sonuç olarak; aşağıdaki çalışma için çok özen göstermiş olsam da; Ayvalık ve yakın çevresine dair, bu konu özelinde yapılan ilk kapsamlı harita denemesi olduğu için eksiklik ya da yanlışlık içerebilir. Bu anlamda okurlardan, böylesi bir yanlışı belirledikleri durumda, uyarılarını hemen bildirmelerini rica ediyorum.

Haritalarda kullanılan lejant (resim.1)'de gösterilmiştir.
(resim.1) Haritalarda kullanılan lejand.
AYAZMEND KAZASI'na BAĞLI YERLEŞMELERİN 
XVI. YÜZYILIN SON ÇEYREĞİNDE COĞRAFİ, İKTİSADİ ve BEŞERİ DURUMLARI
1530 yılında; 8 mahalle, 58 karye, 2 mezra'a, 1 koru ve 1 malikhâneden oluşan Ayazmend kazası [3], yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde, yerleşim yerlerinin büyük bölümünü koruduğunu 1573 yılı tahririnden öğrenmekteyiz [4]. Kaza merkezi ve bu yerleşmeler arasındaki "olası yol güzergahı" (harita.3)'de sunulmaktadır.

(harita.3) Ayazmend kazasının 1573 yılına göre hazırlanmış olası yol güzergahı haritası.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Şimdi, Ayvalık yakın çevresine göre, bir dizi Ayazmend karyesini ayrı ayrı irdelemeye başlayalım.

Kâdî karyesi:

(harita.4) Kâdî karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Ayazmend kazası kadısının ikamet ettiği Kâdî karyesinde (harita.4), 1573 yılında, "5 emsalî formülüne göre" (Barkan, 1953, s.12) 170 kişinin yaşadığını varsayılabilir. Karyede; buğday, arpa, susam, palamut ve bostan sebzeleri yetiştirmekte ayrıca mahlût [5] ekilmekteydi. Bağcılık ve bahçecilik dışında yerleşmede arıcılık da yapılmaktaydı. Ağnam vergisinden yola çıkarak, karyede 760 adet koyun beslendiğini söyleyebiliriz [6]. Kâdî karyesinin 1573 yılında üründen kaynaklı vergi toplamı 4.966 akçe idi [7][8]

'Alemü'd-din karyesi:
Karyeye ait kesin yer bilgisi bulunmamakta (harita.5). Ancak Erdem'in çalışmasında, hem 1530 ve hem de 1573 tahrirlerinde 'Alemü'd-din karyesinin, "Avşar köyü ile birlikte yazıldığından tam olarak, hangi ürünlerin ne kadar yetiştirildiği ve vergi hasılının" (Erdem, 1999, s.25) bulunamadığını yazmış olması bilgisinden hareketle, karyelerin komşu olması gerektiğini düşündüm. Avşar karyesi için yazdığı bölümde ise "bugün Altınovalıların Boğazbahçe dedikleri yerin ve Karakoç çayının yanında kurulmuş" olduğunu belirtmesinden hareketle, önce Avşar karyesinin olası yerini ardından 'Alemü'd-din karyesinin olası yerini belirledim.

Karyenin yerinin belirlenmesinde yine Erdem çalışmasında geçen bir diğer veri de şuydu: "Bu köylerden birinde defterde Hassa Çiftlik ibaresi ile geçen" bir çiftlik bulunuyordu. (Erdem, 1999, s.25) Buradan yola çıkarak, bugün adı Sural Çiftliği olan bir yere yakın olması gerektiğine karar verdim.

(harita.5) 'Alemü'd-din karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
1573 yılında  'Alemü'd-din karyesinde; 8 çift, 6 nim-çift ve 1 bennak arazi tasarruf edilmiş ve Avşar karyesi ile birlikte 8.776 akçe vergi hasılı doğmuştur [9].

Avşar karyesi:
1573 yılında  Avşar karyesinde (harita.6); 1 çift, 3 nim-çift ve 5 bennak arazi tasarruf edilmiştir [10].

(harita.6) Avşar karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Çâşnîgîr karyesi:
1530 tahririnde "hâli ez-raiyyet" (gayrimeskun) olarak işlenmiş olan karye, 1573 tahririnde Kocalar ve Kocaklar karyeleri ile birlikte işlenmiş. 1573'de karyede sipahiden, 1 çift, 2 nim-çift ve 2 bennak arazi tasarruf edilmiş [11] (harita.7).

(harita.7) Çâşnîgîr karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Kocalar ve Koçaklar karyeleri:
1573 tahririnde birlikte yazılan bu iki karyede 4 nim-çift ve 1 bennak arazi tasarruf edilmişti. Bu çiftliklerde buğday, arpa ve mahlût ekilmekteydi. Ayrıca 114 koyun ve bunların barındığı ağıl mevcuttu. Karyelerin toplam vergileri 2.257 akçe idi [12] (harita.8).

(harita.8) Kocalar ve Koçaklar karyeleri için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Benekşek (Bağkesügü) karyesi:
Hem 1530 ve hem de 1573 tahrirlerinde "hâli ez-raiyyet" olan karye, Ayazmend kazasının en fazla pamuk üretimi yapılan yeriydi. Pamuk dışında, arpa, mahlût, susam ve bahçecilik ile bağcılık da yapılmaktaydı. Bu üretimi karye dışından gelen reaya yapıyordu. 1573'de bu ekim alanı için 5.360 akçe vergi oluşmuştu  (Erdem, 1999, s.34) (harita.9).

(harita.8) Benekşek karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Ebu Cahme karyesi
Bu karyenin adı TT.d 166'da Ebu Cahme olarak yazılmıştır. Ancak Erdem çalışmasında karyenin adını Ebu Hacem olarak belirtmektedir. 1573 yılında karyede 1 çift, 5 bennak arazi tasarrufu vardır. Buğday, arpa, mahlût ve pamuk ekilmekte, bağcılık ve arıcılık yapılmaktadır. Ayrıca 232 koyunu olan karyenin ağılı da mevcuttur. 1573 tahririnde Onac (Mutluköy) ve Yaylacılar karyeleri ile birlikte yazılan karyenin vergisi 4.559 akçe olarak belirlenmiştir [13] (harita.9)

(harita.9) Ebu Cahme karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Onac karyesi
Bugünkü Mutluköy olan Onac karyesi 1530 tahririnde boş gözükmekteydi. 1573 tahririnde ise Ebu Cahme ve Yaylacılar karyeleri ile birlikte yazılmış ve 2 çift, 3 adet de bennak arazi tasarrufunun yapıldığı belirtilmiş. İncelediğimiz karyeler içinde "zeytin üretimi" yapıldığı belirtilen Onac ayrıca, buğday, arpa, mahlût, palamut, badem ve pamuk yetiştirmekte idi. Bağcılık ve arıcılık yapılmakta ayrıca 264 adet koyun beslenmekteydi. Bir de ağıl bulunuyordu. Karyenin diğer iki karye ile birlikte 1573 vergisi 4.559 akçe olarak belirtilmiş [14] (harita.10).

(harita.10) Onac karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Beşik-depe karyesi
1573 tahririnde 8 nim-çift, 1 bennak arazi tasarrufu görülen karye, Kara-ağaç (Kaba-Osman) ve Çakırlar karyeleri ile birlikte yazılmıştır. Karyede tımar arazisi dışında Emir Sultan vakfına bağlı bir hane de bulunmaktadır (Erdem, 1999, s.34) (harita.11).

(harita.11) Beşik-depe karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
Kaba-ağaç nd Kaba-Osman karyesi
Bu bölümde son olarak irdeleyeceğimiz karye hem 1530 ve hem de 1573 tahrirlerinde boştur. 1573'de 345 akçe vergi hasılı belirlendiğine göre konar-göçerlerin geçici iskân oldukları bir sahadır (harita.12).

(harita.11) Kaba-ağaç karyesi için belirlenen olası yer ve köy hakkında bilgi içeren harita.
(hazırlayan: H. Kaan KÖKSAL, 2019)
III. BÖLÜM İÇİN SONUÇ
Ayvalık yakın çevresinin XV. yüzyıl sonrası iskanı özelinde sürdürdüğümüz seri makalenin bu bölümünde, bir dizi yerleşmenin 1573 yılı tahririne yansımış bilgilerinden hareketle ve Erdem çalışmasının desteği ile yerlerini belirlemeye çalıştım. Bu yerleşmeler arasındaki fiziki ilişkiyi ise "olası yol güzergahı" çalışmam ile ilişkilendirdim.

Gelecek bölümde yeniden yaklaşık bir yüzyıl öncesine dönerek, Nişancı Mehmed Paşa Vakfı ve ölümünden yaklaşık 2 ay önce yaptığı terkin ile oluşturduğu Münevera-i Şerefeyn vakfı arazisini irdeleyeceğiz.

DEVAM EDECEK...
---
DİPNOTLAR
[1] Anadolu Haritası, p.1.
[2] Roman Roads and Milestones of  Asia Minor c.3, s.25.
[3] TT.d. 166.
[4] TKGM KKA. 568.
[5] Mahlût, buğday ya da yulaf ile çavdarın eşit miktarlar halinde karışımından meydana gelen ve birlikte ekilen tohumdur.
[6] Karası Kânunnâmesi, (Sezer, 1993, ss.362-363).
[7] TKGM KKA. 568, s.79-a (aktaran Erdem, 1999).
[8] 1572-1584 yılları arasında 1 akçenin gümüş ağırlığı karşılığı 0.682 gr. idi (TDVİA, c.2, s.226). 9 Eylül 2019 günü itibariyle, 1 gr gümüş 3.35 TL olduğuna göre Kâdî karyesinin, 1573 yılı vergi ödemesi 11.345,82‬ TL olduğunu hesaplayabiliriz.
[9] TKGM KKA. 568, s.64-a (aktaran Erdem, 1999).
[10] TKGM KKA. 568, s.88-a (aktaran Erdem, 1999).
[11] TKGM KKA. 568, s.65-a (aktaran Erdem, 1999).
[12] TKGM KKA. 568, s.65-a (aktaran Erdem, 1999).
[13] TKGM KKA. 568, s.71-a ve 91-a (aktaran Erdem, 1999).
[14] TKGM KKA. 568, s.71-a (aktaran Erdem, 1999).

---
KAYNAKÇA
    166 numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri (937/1530) : Hudâvendigâr, Biga, 
    Karesi, Saruhân, Aydın, Menteşe, Teke ve Alâiye Livâları Dizin ve Tıpkıbasım, yayına
    hazırlayan: Ahmet Özkılıç vd., Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara,
    1995.

    568 numaralı Karesi Sancağı Evkâf  Defteri, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyud-u
    Kadime Arşivi, Ankara.

    Anadolu Haritası, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye, İstanbul, H. 1302 (1884/1885).

BarkanÖmer Lütfi (1903 - 1979),
    "Tarihi Demografi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi”, İstanbul Üniversitesi Türkiyat
    Mecmuası, c.10, ss.1-26, İstanbul, 1953.

Erdem, Ömer ( - ),
    Dünden Bugüne Altınova, Altınova Belediyesi Yayını, 1999.

French David H., ( - ),
    Roman Roads and Milestones of  Asia Minor c.3, British Institute at Ankara, Ankara, 2014.

Sevim, Sezai ( - ),
    XVI. yüzyılda Karasi Sancağı (Tahrir Defterlerine göre), danışman: Prof. Dr. Muzaffer 
    Arıkan, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilimdalı Doktora Tezi, 
    Ankara, 1993.

5 Eylül 2019 Perşembe

XV. YÜZYILDAN İTİBAREN AYVALIK ve YAKIN ÇEVRESİNİN İSKÂNI - II


(harita.1) 1530 yılındaki Karasi Sancağı yerleşmeleri.
(kaynak: 166 numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri s. 188)

II. BÖLÜME BAŞLARKEN...
Bir önceki bölümde okurla; XV. yüzyılın ilk çeyreğinde kurulan Sultan Murad vakfı özelinde yaptığım bölge araştırmalarını paylaşmıştım. Ve yaklaşık yüz elli yıllık bir dönemi, dört değerli çalışma eşliğinde irdelemiştim. Yazının sonunda Ayazmend özelinde iskân alanlarını belirlemiş ve buradaki heterojen nüfus yapısına dikkat çekerek makaleyi tamamlamıştım. 

Bu bölümde ise, yine Ayazmend'e ait bilgiler içeren 1530 ve 1573 yıllarına ait tahrirler üzerinden yerleşmenin coğrafi, iktisadi ve beşeri bilgilerini irdelemeye çalışacağım. Yine ayrıca, Ayazmend'i, bir askeri/vergi birimi birleşimi olan "nahiye" ve bir idare birimi olan "kaza" taksimatları ile ayrı ayrı ele alıp, oluşan vergiyi tahsil eden diğer kişi ve kurumları belirleyip, Osmanlı rejiminin en azından Ayazmend özelindeki yaklaşık elli yıllık işleyişini anlamaya çalışacağım.

1573 yılı aynı zamanda Osmanlı'nın klasik iktisadi sisteminden ayrılması manasına da gelen "son arazi sayım"larının da tarihidir. "Selânikî’ye göre (Târih, I, 176) Ferhad Paşa ilk sadrazamlığı sırasında (1591-1592) vilâyet tahririni yasaklamış ve gerekirse otuz yılda bir yapılması usulünü getirmiştir(TDVİA, c.39, s.426).

Rejim XVI. yüzyılın bu son çeyreğinden başlayarak büyük bir hızla "tımar" sisteminden ayrılarak, verginin toplanması işini kendisine daha fazla gelir getirecek "mukataa" sistemine yöneldi. Böylece, tımar sisteminin bir sonucu olan "arazi tahrirleri" yerini, bir tür vergi mükellefi olarak düşünebileceğimiz "ahali tahririne" bıraktı.

"XVI. yüzyıl sonlarında iki cepheli savaşlar ve içeride Celâlî isyanlarının patlak vermesiyle yaşanan karmaşa ortamında halkın ve timar sahiplerinin düştüğü kötü durum köylülerin yerlerini yurtlarını terkedip daha korunaklı yerlere kaçmaları, ateşli silâh kullanan askerlerin devreye sokuluşu, merkezî hazine gelirlerinin arttırılması ihtiyacı vb. sebeplerle timar sistemi eski önemini kaybedince klasik tahrir usulü de terkedilmiştir. Avârız vergisinin merkezî maliye açısından giderek ön plana çıktığı ve olağan duruma geldiği, timar olarak tasarruf edilen mîrî arazinin mukātaa haline geldiği bu süreçte avârız vergisinin toplanması bakımından önem arzeden avârız tahrirleri yapılmaya başlanmıştır. Esasen XVI. yüzyılda avârız sayımları yapılmış, ancak genelde avârız ve cizye yükümlüleri birlikte kaydedilmişti" (TDVİA, c.39, s.428).

Bölüme geçmeden önce, Osmanlı'nın 1300-1600 yılları arasında uyguladığı iktisadi rejimin, mekansal örgütlenmesinin karşılığı olan; "nahiye" ve "kaza" adını verdiği, askeri ve bürokratik idare birimlerinin açıklamasında yarar bulunuyor.

OSMANLI'nın ASKERİ ve İDARİ ÖRGÜTLENMESİNİN MEKANSAL KARŞILIKLARI
Osmanlı Devleti kuruluşundan, ele aldığımız XVI. yüzyılın sonuna kadar, tarihsel döneme koşut olarak ve devraldığı gibi, "tarım üretim ilişkileri" üzerinde kurulu fizyokrat bir iktisadi rejimi sürdürmekteydi. Devletin tüm meselesi, toprağını genişletmek, dolayısı ile üretim sağlayacağı araziyi ve bu üretimi yapacak insan gücünü arttırmaktı. Ne kadar fazla arazi zamanında ekilir ve biçilir ise rejim yaşamını sürdürebilirdi. Bir diğer konu ise, ürünün nakdi değere hızla çevrilmesi ve bu işlemler sonunda oluşan gelirden alacağı verginin de, kendisine hiç bir maliyet yaratmadan toplanmasıydı.

Bu anlamda Osmanlı; "üretim", "vergi" ve "ordu" arasında bir fonksiyon geliştirerek "vergi birimi" olan bir sistem kurdu: tımar. Osmanlı'nın kurduğunu söylesem de aslında tımar, İslam ülkelerinde görülen ikta'nın, Bizans'ta görülen pronoid'in gelişmiş bir devamı idi ve sistemin kökeni eski Pers imparatorluğuna kadar da götürülebilir.

(resim.1) XVI. yüzyıl sonuna kadar tımar sisteminin üretim ilişkileri
(hazırlayan: Hayri Kaan Köksal, 2019)

Sistem şöyle çalışmaktaydı: iktidar, kendi hasında bulunmayan arazisinin üzerinde, üretim miktarına göre belirlenmiş bir bölümünü, bu alanda yaşayan reayası ile birlikte sipahisine, ömrü hayat koşulu ile kiralıyordu. Sipahinin görevi: üretimi denetlemek ve sürekliliğini sağlamak, oluşan ayni geliri nakde çevirmek ve sözleşmesi gereği alacağı miktarı kendisine ayırarak, diğer bırakılmış vergileri de tahsil edip oluşacak nakdi değeri saraya göndermekti.

Reaya -ki bunlar özgür köylüler idi-, üretim yapacak ve iktidar ile yaptıkları sözleşmeye göre artık ürünü ayni olarak sipahisi ile paylaşacak idi. İktidar ise, nakit toplama maliyetine girmeden, vergisini tahsil edecek idi. Vergi birimi, karye ya da mezra'a olarak adlandırılan kırsal üretim alanlarında bulunan çiftlikler idi. Bu kurulan sistemin bir diğer adı ise çift-hane sistemidir..

Başkentte bulunan merkez bürokrasi ve paralı askerler de benzer bir ücretlendirme/vergi toplama sistemine göre çalışmaktaydılar. Bir farkla ki; onların vergiyi tahsil ve nakde çevirme süreci bir sipahi marifetiyle değil, yerel bir ayan ya da tarafınca görevlendirilmiş bir voyvoda marifetiyle yerine getiriliyordu.

Bu kırsal üretim mekanları olan tımarlar aynı zamanda Osmanlı yerel ordusunu da meydana getirmekteydi. Bu tımarlar, belirli iktisadi büyüklüklere göre bir araya getirilerek "nahiyeleri" oluşturuyordu. Nahiye aynı zamanda, belirli sayıdaki sipahiyi ve andıran bir tımar örgütlenmesi ile yerleştirilen piyadeyi (yaya) içeren bir tür askeri garnizondu.

Bu askerler dışında üretim ilişkisi içinde olan köylüler de bulunmaktaydı. Yukarıda kısaca reaya (raiyye, çoğulu: raiyyet) dediğimiz özgür köylüler dışında başka üreticiler de bulunmaktaydı. Bunlar, has ve vakıf arazilerinde çalışan "ortakçılar", bir tür köle üretim ilişkisine tabi olan "ortakçı kullar" ve özellikle incelediğimiz coğrafyada çok yaygın olan çeltiklerde (pirinç tarlaları) çalışan "çeltikçiler" idi.

Bunların üretimden kaynaklı ödemeleri gereken vergi dışında da ödeme yükümlülükleri bulunmaktaydı. Ayrıca sipahi ile reaya, reaya ile başka bir reaya arasında oluşan bir dizi sorunun çözümlenmesi ve nihayet, yine incelediğimiz bölgede çok yaygın olan çok mekanlı yaşayan, konar-göçer Türkmen aşiretlerinin de yönetilebilmesi için bir başka idari yapıya daha ihtiyaç duyulmuştu. Bir kadı tarafından yönetilen bu idari coğrafya alanının adı ise "kaza" idi.

Bu açıklamaları yaptıktan sonra artık konumuza dönebiliriz.

1530 TAHRİRİNE GÖRE AYAZMEND NAHİYESİ ve KAZASI
XVI. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu, egemenliğini üç kıtaya genişletmiş ve idare ettiği bu coğrafyayı 34 vilayete ayırmıştı. Bu vilayetlerden 25 tanesi üzerinde tımar sistemi kurmuş, 9 tanesini ise salyane sistemi ile idare etmeye başlamıştı. Bu vilayetlerden biri olan Anadolu vilayeti, belirtilen yüzyılda, yerel askeri bir örgütlenme olarak 17 sancağa ayrılmış ve bu sancaklardan bir tanesi olan Karası ise, 14 nahiyeye bölünmüştü [1].

Bu nahiyeler şunlardı (harita.2):
  1. Balıkesri nahiyesi (TT.d. 166, ss. 249-257),
  2. Ayazmend nahiyesi (TT.d. 166, ss. 278-286),
  3. Baş-girdek nahiyesi (TT.d. 166, ss. 252-257),
  4. Bigadiç nahiyesi (TT.d. 166, ss. 259-268),
  5. Boğaz-hisâr nahiyesi (TT.d. 166, ss. 282-286),
  6. Edremid nahiyesi (TT.d. 166, ss. 272-279),
  7. Fart nahiyesi (TT.d. 166, ss. 289-293),
  8. Giresin nahiyesi (TT.d. 166, ss. 270-272),
  9. Haydarlar nahiyesi (TT.d. 166, ss. 296-297),
  10. İvrindi nahiyesi (TT.d. 166, ss. 268-272),
  11. Manyas nahiyesi (TT.d. 166, ss. 286-293),
  12. Sındırgı nahiyesi (TT.d. 166, ss. 262-268),
  13. Temrezler nahiyesi (TT.d. 166, ss. 293-297),
  14. Yorma nahiyesi (TT.d. 166, ss. 260-268),
(harita.2) 1530 yılında Karasi Sancağını oluşturan nahiyeler.
(kaynak: Sezai, 1993, s.58 | geliştiren: Hayri Kaan Köksal, 2019)

1530 yılında Ayazmend, vilayetin üç limanından birisine (diğerleri Boğaz-hisar ve Kemer) sahip olan bir nahiyedir. Güneyinde Boğaz-hisar, kuzeyinde Edremid, doğusunda Hüdâvendigâr vilayetine bağlı Bergama ve Nevahi-i Bergama nahiyeleri yer almaktdır ve batısında da Adalar Denizi bulunur (Sezai, 1993, s. 61).

(harita.2), 1530 yılı Karası vilayetinin 14 nahiyeye ayrılmış "tımartaksimatını vermektedir. Bir başka deyiş ile bu, vilayetin "askeri taksimatı"dır. Ayrıca vilayet sınırları içinde "çiftlik (ocak)" olarak adlandırılan birimlerin oluşturduğu bir de piyade sancağı bulunmaktaydı. Fatih döneminden itibaren başlayan ve yerel piyade (yaya) askerleri için oluşturulan bu taksimat, yerel sipahi askerleri için oluşturulan nahiye sınırlarından bağımsızdı. Örneğin 1571 tarihli bir belgeye göre [2], Ayazmend, Edremid ve İvrindi toplam 37 "çiftlik (ocak)" içeren bölge, bir yayabaşının idaresi altındaydı.

Osmanlı'nın, bu askeri "tımartaksimatı aynı zamanda, devletin vergi gelirini toplayan bir örgütlenmesi de olduğu için, iktisadi coğrafyasına karşılık gelir.

Devletin, kendisinden önceki dönemlerde kullanılmamış, idari/hukuki bir örgütlenmesi daha bulunmaktaydı. Bu örgütlenme kadının başkanlığında kurulmuştu ve "sancağın timar sistemiyle ilgili bir idarî bölümü olan ve aynı zamanda coğrafî bir bütünlüğü bulunan nahiye / vilâyetlerin hukukî işleri(ni) görecek" [3] bir idari yapı olarak tanımlanmıştı. Böylece XVI. yüzyıldan itibaren biri hukukî, diğeri askerî iki idarî tanımlama kullanılmaya başlandı. "Özellikle XVII. yüzyıldan itibaren timar sisteminin önemini kaybetmesiyle kaza idarî birim olarak ön plana çıkmış, sayıları artmış ve nahiyeler kazanın bir alt birimi haline gelmiştir. Daha sonra giderek kadının yetki alanına dahil bir veya birkaç nahiye kaza şeklinde belirli bir coğrafî esasa kavuşmuştur."[4]

Bu idari coğrafyanın Karası vilayeti için hazırlanmış haritası (harita.3)'te sunulmuştur.

(harita.3) 1530 yılında Karasi Sancağını oluşturan kazalar.
(kaynak: Sezai, 1993, s.74 | geliştiren: Hayri Kaan Köksal, 2019)

(harita.2) ve (harita.3) birlikte irdelendiğinde, bir kaç açıklama yapmaya ihtiyaç duyulmakta. Öncelikle Edremit kazası dışında kalan tüm kazalar birkaç nahiyenin birleşimi ile oluşturulmuştur. Şöyle ki: Ayazmend kazası, Ayazmend ve Boğazhisar nahiyeleri, İvrindi kazası, İvrindi ve Giresun nahiyeleri, Manyas kazası, Manyas ve Fart nahiyelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Bigadiç kazası, Bigadiç, Sındırgı ve Yorma nahiyelerinin birleşimi ile oluşturulmuştur. Karası vilayetinin merkez kazası olan Balıkesri, Balıkesri ve Başgerdek nahiyelerinden oluşturulmuş ayrıca konar-göçer Karacalar cemaatinin idari işlemleri ile de görevlendirilmiştir. Vilayet sınırları içinde bulunan Temrezler ve Haydarlar nahiyeleri ise adli/idari bakımdan Hüdâvendigâr vilayetine bağlı bulunan Mihaliç kazasına bağlanmıştır.

1530 yılında Ayazmend kazası; 8 mahalle, 58 karye, 2 mezra'a, 1 koru, 1 cami, 1 zaviye, 1 iskele ve 1 de mâlikânden oluşmaktaydı (TT.d. 166, 1530/H.936, ss. 278-286).

MAHALLELER
  1. Ahmed-Paşa,
  2. Câmi'-i Şerif,
  3. Hisâr,
  4. Kara-Mûsâ,
  5. Kethudâ,
  6. Koca-Kâdî,
  7. Na'lban (Na'llar),
  8. Şeyhler.
KARYELER
  1. Adil-ili,
  2. Ahi (Kaplan),
  3. Ahmed-Bey,
  4. Ahmed-ili (Turnacı),
  5. Akça-köy,
  6. 'Alemü'd-din,
  7. Avşar,
  8. Azizlü,
  9. Bağ-yüzü,
  10. Balaban (Kazzâz-oğlu),
  11. Ballu,
  12. Bâyezid,
  13. Bayramiç,
  14. Bâzergânlu (Kızıklar),
  15. Beküş,
  16. Beleñ-viran,
  17. Benekşek,
  18. Beşik-depe,
  19. Bölücek,
  20. Bölücek-kozak,
  21. Çakırlar,
  22. Çâşnîgîr,
  23. Çavdar,
  24. Dere,
  25. Dere-köy,
  26. Ebu-Cahme,
  27. Göbekler (Kaya-beyi),
  28. Gömeç,
  29. Hâcî-Osman,
  30. Hamîd,
  31. Kaba-ağaç (Kaba-'Osmân),
  32. Kâdî,
  33. Kara-ağaç,
  34. Kara-hisârlu,
  35. Kara-köy,
  36. Kargalu (Kılıç-biler),
  37. Kaya-pıñarı,
  38. Kayı,
  39. Kaykucular,
  40. Kocalar (Koçaklar)
  41. Köprü-başı,
  42. Kösrelik,
  43. Köyceğiz,
  44. Kuzulu,
  45. Küreci,
  46. Murâd-ili (Şeyhcelü),
  47. Mustafâca,
  48. Oğul-beyi,
  49. Okçular,
  50. Onac,
  51. Saçılar,
  52. Sepedci,
  53. Sunkurlar,
  54. Temür-ılıcası,
  55. Tıfıllar,
  56. Turnacı,
  57. Yayalar,
  58. Yaycılar.
MEZRA'A
  1. Eşek-adası,
  2. Yörgüç.
KORU
  1. Eğri-bucak.
MÂLİKÂNE
  1. Hâcî-Mehmed ve Selâmet-Ağa mülkü.
1530 yılı kayıtlarında bulunan yerleşim birimleri (harita.4)'te incelenebilir. Ancak, 58 karye, 2 mezra'a, 1 koru ve 1 malikâneden, 18'inin yeri bugün için belirlenememiştir. Bu nedenle (harita.4) eksik bilgi içermektedir. 

(harita.4) 1530 yılında Ayazmend kazasını oluşturan belirlenebilen 
yerleşmeler. (hazırlayan: Hayri Kaan Köksal, 2019)

AYAZMEND KAZASI KARYELERİNİN NÜFUS YAPILARI
Bir önceki makalemde, Kaplanoğlu (2015) ve Erdem (1999) çalışmalarından yola çıkarak, 1530 ve 1573 tarihli tahrirlere göre Ayazmend kazası içinde bulunan yerleşmelerin nüfus dağılımları hakkında bir inceleme tablosu vermiştim. Bu makalede verilecek bilgiler ise, 1530 tarih ve 166 numaralı tapu tahrir defteri ile bu defterle ilintili belgeleri irdeleyen Erdem (1999) çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.

Nüfus bilgilerinin bulunmasında, Barkan'ın “5 Emsali” formülü (Barkan, 1953, s.12) kullanılmıştır. Bu genel kullanım ile hane sayıları 5 ile çarpılmış, çıkan sonuca mücerred (bekar) sayısı eklenmiştir.

Tablolarda kullanılan kısaltmalar şöyledir: k. karye, nd. nâm-ı diger (diğer adı)


















































DEVAM EDECEK...
---
DİPNOTLAR
[1] Devlet arşivleri: 1530/H.936, tarihli TT.d.166, Bursa, Aydın, Saruhan, Biga, Alaiye İzmir livaları kazalarındaki nüfus, hasılat, tımar, evkaf, cebelu ve Aydın Kanunnamesini Mübeyyin Mufassal Tahrir Defteri. ( ss.278-286)

[2] 10 Haziran 1571 (16 Muharrem 979)  | A.{DVNSMHM.d.../15/20 (fon/kutu/gömlek)
Karesi Piyadeleri Sancağı Beyi Mahmut mektup gönderip liva-ı mezburda otuzyedi ocak Ayazmende, Edremid, İvrindi yayabaşılığına mutasarrıf olan Recep kulluğa gelmeyip yaya götürmeyip eda-yı hizmet eylemez deyu, otuzyedi ocak yayabaşılığından mazul olan Recep'e arzetmeğin buyruldu. (Aynen) 

[3] ve [4] TDVİA, c. 25, ss. 119-120

[5] Kassâmİslâm hukuk literatüründe ganimet, şirket ve miras gibi konularda her türlü menkul ve gayrimenkul malı bölerek şâyi hisseleri belirli hale getiren kişi ya da resmî görevliye verilen ad. (TDVİA, c.24, s. 579)

---
KAYNAKÇA

--
166 numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri (937/1530) : Hudâvendigâr, Biga, Karesi, Saruhân, Aydın, Menteşe, Teke ve Alâiye Livâları Dizin ve Tıpkıbasım, yayına hazırlayan: Ahmet Özkılıç vd., Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 1995.

Barkan, Ömer Lütfi (1903 - 1979),
    "Tarihi Demografi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi”, İstanbul Üniversitesi             Türkiyat Mecmuası, c.10, ss.1-26, İstanbul, 1953.

Erdem, Ömer ( - ),
    Dünden Bugüne Altınova, Altınova Belediyesi Yayını, 1999.

Kaplanoğlu, Raif (1958- ),
    Tahrir Defterlerine Göre Sultan II. Murad'ın Bursa Vakfı Köyleri, yayına             hazırlayan: İsmail Yaşayanlar, Orhangazi Belediyesi Yayınları, ss. 499-539,             Bursa, 2015.

Köç, Ahmet ( - ),
    "Sultan II. Murad Vakfı’nın Edremit Mukataaları (1530-1641)", Ankara                     Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 30 (Güz),         ss.41-71, Ankara, 2011.

Öden, Zerrin Günal ( - ),
    Karası Beyliği, Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu        Yayınları, Ankara, 1999.

Sevim, Sezai ( - ),
    XVI. yüzyılda Karasi Sancağı (Tahrir Defterlerine göre), danışman: Prof. Dr. Muzaffer Arıkan, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilimdalı Doktora Tezi, Ankara, 1993.