AYVALIK TARİHİ ARAŞTIRMALARI I
Ayvalık'lı yazar, şair ve ikonograf Fotis KONTOĞLU (8 Kasım 1895, Ayvalık - 13 Temmuz 1965, Atina) tarafından yapılan Demetrakellis'in ikonası. |
Ioannes
Demetrakellis-Oikonomos1,
1735 yılında Ayvalık'ta doğdu. Babası Demetrakis ve annesi
Rigaina'nın aileleri Midilli Vasilika'dan Ayvalık'a göç ettiler.
Babası, dimogerontes'e2
seçildi ve Ayvalık yerel toplumunun etkin bir üyesi oldu. Rigaina ile evlenerek, en büyüğü Ioannes olmak üzere 3 oğlu ve 4 kızı
doğdu.
Ioannes
kariyerine rahip olarak kilisede başladı. Daha sonra Oikonomos
Bürosu'nda
işe başladı. Rahip olmak için Athoniada
Okulu3'nda
okuduğundan söz edilir. Söylencelere göre yirmibeş yaşında
iken yaşamlarını ve insanların geleneklerini incelemek için
Osmanlı imparatorluğunun değişik bölgelerine seyahat etmeye
başladı ve Türkçe öğrenerek, doğu dilleri ile temas etmeye
çalıştı. Bazı kaynaklar ise, onu eğitimsiz olarak kabul eder.4
Tüm
kaynaklar, Ioannes Demetrakellis'in sahip olduğu tarihsel konumu,
Rusya ve Osmanlı imparatorlukları arasında geçen, Çeşme Deniz
Savaşı (5 Temmuz 1770) sırasındaki gelişmelere dayandırmaktadır.
Bir “halk masalı” tadında aktarılan kuruluş öyküsüne göre:
Cezayirli Hasan Paşa, Osmanlı donanmasının sağ kanadı
komutanıdır ve yaralanır. Oluşturdukları bir salın üzerinde,
bir kaç levent ile birlikte sahile çıkar, Ayvalık'a gelir.
Ioannes Demetrakellis'den yardım ister. O da komutana yardım eder
ve birkaç gün sonra ayrılırken Hasan Paşa, gösterilen
konukseverliğin karşılığı olarak, kendisinden bir şey
istendiğinde çekinmeden yanına gelmelerini söyler.
Ardından Hasan Paşa'nın sadrazam olduğunu duyunca Ioannes,
İstanbul'a gelip ondan kasaba için yardım ister ve o da kendisine
gösterilen yardımseverliğe yanıt olarak 1773'te, bir “ferman”
hazırlayarak Ayvalık'a “özerklik” tanır, onu kocabaşı5
olarak seçer.
Aynı
öyküyü Ayvalık'lı Ilias VENEZIS6
(Ηλίας Βενέζης), Eolya Toprağı adlı romanında7 Ioannes ile Hasan Paşa'nın karşılaşmasını, kahramanının
ağzıyla şöyle anlatır:
“...
Eski zamanlarda yaşayan bir münzeviydi. İnsanlardan uzakta, ıssız
bir kıyıda bir kulübede, tövbe ederek ruhu ve esaret altındaki
milletinin kurtuluşu için yakararak yaşıyordu. Fırtınalı bir
gecede denizden çaresizce yardım isteyen bir insan sesi duydu.
Geceye çıktı, kayığını aldı, dalgalarla boğuştu ve sese
doğru gitti. Yarı boğulmuş bedeni çekti çıkarttı denizden,
kulübesine getirdi, ısıttı ve diriltti. Kazazede soğuktan
titriyordu ... 'Gemici misin? Kayığın mı battı?' [diye
sordu] '... Sultanın kayıklarında zabitim. Moskoflar
tarafından Çeşme'de yenildik. ... Acı bana, bu hasta ve
savunmasız halimle bir kötülük etme.' ... Münzevi kazazedeyle
ilgilendi, gece gündüz ona baktı, ... Sonra da yerleşimin olduğu
yere varması için alması gereken yolu gösterdi ona. ... 'Benim
adım Hasan,' dedi Türk. 'Sakla adımı ve bir gün yardıma
ihtiyacın olursa bana gel.' ...” (sayfa:280) Sonra Ioannes
Demetrakellis İstanbul'a gider, Paşa'yı bulur, yardım ister:
“Münzevi fermanı alıp ülkesine döndü. Bütün o çileli
halk o zaman olanları öğrendiğinde münzevinin ayaklarına
kapanıp öptü. Onu kocabaşı yaptılar ve ihtiyarlar meclisiyle
birlikte ölene dek eyaleti yönetti.” (sayfa: 281)
Tarihsel
hatalar içeren “fantastik bir öykü”...
Bu
konuyu, önümüzdeki günlerde yayına alacağım yazımda çok
detaylı olarak tartışacağım ama yeri gelmişken bir anımsatma
yapmalıyım: Hasan Paşa 3 Aralık 1789 yılında, III.Selim
döneminde (1789-1807) sadrazam oldu ve 17 Mart 1790 tarihine kadar bu görevde kaldı. Belirtilen tarihte Kaptan-ı Derya idi (22 Ekim 1770/24
Şubat 1774). Ardından Temmuz 1774'e kadar Anadolu Valiliği ve
Rusçuk Seraskerliği ile görevlendirildi ve sonra 19 Aralık 1779
tarihine kadar da yeniden Kaptan-ı Derya'lık yaptı.
Sadrazam
fetvası konusu bu manada fazla abartılı bir öykü olmaktan öteye
gidemiyor. Ancak, 1534 tarihinde kurulan Cezair-i Bahr-i Sefid
Eyaleti (Kaptan Paşa Eyaleti) kuzey Afrika ve Ege adalarını
kapsamaktaydı ve Yund (Cunda/Alibey) Adası idari olarak bu eyalete
bağlıydı. Eyalet yönetimi ise Kaptan-ı Derya'ya bırakılmış
idi. Dolayısı ile o tarihlerde Hasan Paşa ile Ioannes arasında
bir iletişimin olabilmesi mümkün gözüküyor. Kaldı ki; 1771 tarihinde göreve gelen dragoman8 Nikolaos Mavrogenes ile olan arkadaşlığı da Kaptan-ı Derya ile iletişim kurması olasılığını güçlendiriyor. Özerklik konusu ise, Osmanlı'nın bir çok adada ortodoks Rumların beldelerini
yönetmek amacıyla oluşturdukları “dimogerontes”
geleneğine dokunmadıkları düşünüldüğünde, o da mümkün
gözükmekte. Şayet tarih 1773 değil de 1774 ise; bu özerklik
konusuna yaklaşırken, 21 Temmuz 1774'te Rusya ile imzalanan Küçük
Kaynarca Anlaşması'ndaki Ortodoks Rumlara dair koruyucu
maddeleri de ihmal etmemek gerekir.
Bu
kuruluş “öyküsünde” gizli kalan önemli bir başka konu da,
Ioannes Demetrakellis'in İstanbul'da yaşayan banker Petraki ve
dragoman Nikolaos Mavrogenes ile olan arkadaşlık ilişkileridir. Çünkü;
büyük Konstantin'in kılıcı ile St.George'un patellasının,
arkadaşı Constantonople Petraki tarafından Ioannes'e hediye
edildiğine dair bir başka “fantastik öykü” daha
bulunmaktadır. Rivayete göre: kılıcın bir yüzünde “Baba,
kim zulmederse bana [onu]
cezalandır, benimle savaşanlarla mücadele et, silah ve kalkan ile”
ayeti yazılı imiş ve öbür yüzünde de, kutsal kase ve İsa
betimlemesi bulunuyormuş. 1821 isyanı sonrasında kasaba, II.Mahmut
tarafından yıkılıp halkı da sürgün edildiğinde, bu “kutsal
miras” göç edenlerce götürülürken Ioannis
Kapodistrias9'ın
eline geçmiş ve o da kılıcı, Çar I.Nicholay'a hediye etmiş,
Çar da, bu kılıcı Kırım Savaşı'nda Türklere karşı
kullanmış10.
Yeniden
Ioannes'e dönersek 1780 yılında, halktan toplanan bağışlarla,
bugünkü Hayrettin Paşa Camii'nin (Kato Panagia Kilisesi) olduğu
yerde, Panagia ton Orfonon (Yetimlerin Aziz Meryem'i)
Kilisesi, okul ve hastaneden oluşan yapı topluluğunu inşa
ettirdi. Yine aktarımlara göre Ioannes'in bu yapı grubunda, bir de
hemşire okulu açmak istediği ancak başarılı olamadığı
söylenir. Bu bölgede kısa süre sonra başlayan yapılaşma,
Ayvalık'ın beşinci mahallesi olan Zoodohou Pigis (Kato
Panagia)'i meydana getirdi.11
1784
yılında Athos Dağı Keşişleri Büyük Kurulu, Ayvalık
keşişlerinin de yöneticisi olmalarını gerekçe göstererek,
Ioannes tarafından kasaba halkından toplanan bağışların, bundan
sonra biriktirilmek üzere kendilerine verilmesini istedi. Bu olay,
Ioannes'in Athoniada Okulu'nda
eğitim aldığını kanıtlayabilir gibi gözüküyor. Bu isteme
nasıl bir yanıt verildiğini şu ana kadar yaptığım okumalarda
bulamadım. Ama özellikle bu tarihlerde başlayan ve ölümüne
kadar giderek şiddetlenen ve ölümünden sonra da yaklaşık beş
yıl kadar daha devam eden “halk
çatışmalarından”
yola çıkarak, bu istemi reddettiği ve dolayısı ile Ayvalık'ın
değişik yerlerinde bulunan manastırlarda yaşayan ve Kurul'a bağlı
keşişler aracılığı ile Ioannes'e karşı bir muhalefet
örgütlendiği varsayılabilir. Ölümüne kadar süren bu
gerilimli dönemin son iki senesinde, halkın güvenini kötüye
kullandığı ve tek taraflı aldığı kararları uygulayarak kasaba
halkı üzerinde büyük baskılar kurduğu da belirtilmekte. Belki;
İzmirl'li bir iş adamı tarafından satın alınan ve restorasyon
projesini mimar Müjdat SOYLU'nun yürüttüğü, halk arasında
“Halaların Bahçesi” olarak bilinen arazi de, o toplumsal
tepkileri oluşturan suistimallerden biri olabilir.12
Ioannes
Demetrakellis-Oikonomos tartışmalı bir biçimde, 1791 yılında
elli altı yaşında iken öldü. Stavrakis'e göre13,
ona suikast için bir komplo planlandı ancak Ioannes, daha eylem
gerçekleştirilemeden ve doğal nedenlerle öldü. Karambalis14 ise, ifade vermesi için İstanbul'a çağrıldığını ve
gittiğinde bir komplo kurulduğunu farketmesi üzerine yüzüğündeki
zehiri emerek intihar ettiğini yazar.
Ölümünden
iki yıl önce başlayan, Ayvalık'taki toplumsal karışıklıklar
1798 yılına kadar sürdü. Bu kargaşa dönemini salt
Demetrakellis'in “suistimallerine” bağlamak yetersiz bir
yaklaşım olur. Zira şehir onsekizinci yüzyılın sonlarında çok
keskin bir sınıfsal ayrışma yaşamaktaydı. Ve bu ayrışma,
belki de Osmanlı coğrafyasında benzeri görülmemiş bir düzeye
çıkmıştı. Bu çatışma, yaklaşık 20 yıldır şehir üzerinde
söz sahibi olan ve toprak varlığı ile onun üzerindeki
hakimiyetini arttıran aristokrasi ile her geçen gün sayıları
hızla artan burjuva-tüccar sınıfın arasında idi. Şüphesiz,
Agios Dimitrios mahallesinde sayıları her geçen gün artan
tersane, zeytin yağı ve sabun atölyeleri çalışanları derli
toplu bir sınıf görünümü elde edemeseler bile, şehrin ezilen
kesiminin temsilcileri idi. Ve Ortodoks manastır keşişlerinin politik çabaları ile
1789 Fransız Devrimi'nin etkilerini de eklediğinizde şehri gözünüzde
canlandırın... Bu dönemi önümüzdeki yazılarda ele alacağım.
---
1 Oikonomos,
birçok kaynakta sunulduğu gibi Ioannes Demetrakellis'in adı değil
ünvanıdır. Oikonomos, antik dönemde anıt, sunak gibi dinsel
yapıların yapım masraflarını karşılayan ya da oluşturulan
fonu bu işlerde kullanan kişidir. Orta çağ ve Bizans döneminde
ise, kiliseye bağlı çalışan bir memur, dini vakıfın
emlaklarını yöneten mütevelli heyetinin bir üyesidir. 340
yılında toplanan Gangra Konsili'inde “oikonomos” terimi geçse
de, 5.yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlamıştır. IX.yüzyıl
ile XI.yüzyıllar arasında İmparator tarafından atanan
oikonomos, daha sonra genellikle metropolitan tarafından atanan bir
din adamı idi.
2 Yaşlılar
Heyeti. Ayvalık'ı oluşturan cemaatler (mahalleler), her yıl
yenilenen seçimlerle yaşlılar heyetlerini belirlerdi. Bu
heyetler, toplumun ileri gelenleri arasından oluşturulan 9 kişilik
Konsey ile işbirliği içinde çalışır, bağış toplamak, hayır
işleri yapmak gibi “beledi” manada yönetimi üstlenirdi.
3 Bu Okul, Ekümenik Patrik Kyrillos V. tarafından 1749 yılında, Yunanistan'daki kutsal Athos Dağı'nda bulunan Vatopedi Manastırı yakınındaki bir binada kuruldu. 1753 yılında Eugenios Voulgaris bu Okula öğretmen olarak atandı. O zaman yayınlanan bir sigilliuma (= kronik) göre, Athoniada'da öğrencilere Yunanca, mantık, felsefe ve teoloji öğretiliyordu. Okul rahipler ve diğer din adamları için kurulsa da seküler öğrencilere de eğitim verdi. Kuruluşundan 6 yıl sonra, Voulgaris'in istifası ile eğitim bozulmaya başladı.
4 Burada Ayvalık araştırmalarında vardığım bir ara değerlendirmeyi okurla paylaşmak istiyorum.18.yüzyılın son çeyreğinden başlayarak tüm Ayvalık tarihi, aynı şehri paylaşan ve değişik görünümlerle karşımıza çıkan gruplar/sınıflar arasında sürekli çatışmalarla gelişmiştir. Bu nedenle, örneğin tüm sözlü tarih kaynaklarında adı geçmesine karşın, Ioannes Demetrakellis'in yaşamı bile iki ayrı sınıfın iki ayrı “Ioannes cisimleştirmesi” olarak karşımıza çıkar. Varlıklı, Osmanlı hanedanlığı ve Rum Patrikhanesi'nin buradaki örgüt birimi Efes Metropolitenliği (merkezi Bergama'daydı) ile iyi ilişkiler içinde olan aristokratlar, Ioannes Demetrakellis'i, “eğitimli ve hayırsever” bir lider olarak tanımlarken, alt sınıfların Ioannes'i; “eğitimsiz ve mütedein” bir münzevi olarak karşımıza çıkartır. Şüphesiz hemen her kişi veya konuda karşımıza çıkan ve kişi veya olgu dışında tamamen zıt aktarımlar içeren bu “ikili durum” okurken çok keyifli olmasına karşın, “gerçeği bulma” meselesini bir o kadar zorlaştırmakta.
5 Osmanlı Devleti'nde Batı Anadolu ve Balkanlarda görevli Hristiyan taşra memurlarına verilen ad.
6 Takma adı Elias Mellos (Ηλίας Μέλλος) Yunan roman ve öykü yazarı. 1904 yılında Ayvalık, Agios Triada (bugünkü Hayrettinpaşa) mahallesinde doğdu. Yaşadığı ev, 13 Nisan Caddesi 18. Sokak 1 numaradadır. 1921'de sabotajcılık (bombacı) suçlaması ile tutuklandı ve hemen “amele taburuna” alınarak yaklaşık 20 ay Bergama ve Manisa'da ağır koşullarda çalıştırıldı. 1923 yılında serbest bırakıldı ve mübadele ile Midilli'ye göç eden ailesinin yanına döndü. 1932 yılında Atina'ya yerleşip Yunan Bankası'nda memur olarak işe başladı. 1943 yılında Alman işgali sırasında SS tarafından tutuklanarak ölüm cezasıyla Averoff cezaevine kapatıldı. Etkili protesto eylemleri sonrasında serbest bırakıldı. 1973 yılında Atina'da öldü.
7 Belge Yayınları, Yunanca aslından Burcu YAMANSAVAŞÇILAR çevirisi, 2013
8 Osmanlı yönetiminin 1665 yılında kurduğu, dilbilen Rum ve Ermeni tebaa arasından seçilenlerin görev yaptığı Kasımpaşa'da bulunan tercüme bürosu. İlk tercüman 1673 yılına kadar görev yapan Panayot Nikosia'dır. En fazla çalışma, Kaptan-ı Derya'nın yönetimi altındaki Ege adalarına ait konularda yapıldı. Son dragoman, 30 yıl görev yapan Nikolaos Mavrogenes'dir. Dragoman'lık sistemi "casusluk" yaptığı gerekçesiyle 1821 yılında kapatıldı.
9 1776-1831 yılları arasında yaşadı. Anılan tarihlerde Rusya Dışişleri Bakanı idi. 1822 yılında bakanlıktan ayrılarak Yunanistan siyaseti ile ilgilendi. 1827 yılında Mora'da isyancılar tarafından kurulan Yunan meclisi tarafından Yunanistan'a Kivernitis (vali) olarak seçildi. 1831 yılında bir suikast ile öldürüldü.
10 Ancak kılıç faydalı olmamış. Zira Kırım Savaşı'nda Rusya, Serdar-ı ekrem Ömer Lütfi Paşa (Michel Lattas) komutasındaki Osmanlı ordusuna yenilmiş ve Paşa Bükreş'e girince, Nicholay intihar etmiştir.
11 Mimar Dimitri PSARROS'un 2004 yılındaki çalışmasına göre 18.yüzyılın sonunda Ayvalık; Taxhiarhis, Agios Dimitrios, Agios Ioannis ve Kimisis Tis Theotokou (Mesi Panagia) mahallelerinden oluşmaktaydı.
13 Stavrakis, C., '1821 Öncesi Cydoniae', İzmir, 1861, s.8
14 Karambalis, I., 'Cydoniae Tarihi', Atina, 1949, s.108
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder