21 Aralık 2014 Pazar

AYVALIK DEVE GÜREŞLERİ

















Bugün yıllardır izlemek istediğim bir etkinlik olan Deve Güreşlerine gittik Pericik ile. Tüm Türkiye'den gelen 120 deve ve onların sahipleri ile çalıştırıcılarının doldurduğu Ayvalık Kamyoncular Parkı, bir panayır yeri gibiydi. Rengarenk develer arasında açılmış; poşu, sucuk-ekmek (şüphesiz deve sucuğu) ve meşrubat satıcıları ile alkol standı panayırın mükemmel bileşenleri idi. Bizim gibi meraklı bir kaç muhacir dışında tüm etkinlik izleyenleri, bu güreşlerin kent kent dolaşan müdaimleri oldukları konuşmalarından belliydi:
  • Bak, bak... Muşat çengelini gördün mü?
  • Yok beya! O sağcı deve, kol attı...

Deve güreşleri bir Yörük kültürü ve son iki yüz yıldır yeni eklentiler ile gelişerek süren bir dizi etkinliğin sonu. Bu etkinlikler dizisi Ayvalık'ta kasım ayının 15'inde başlıyor. Önce gürbüzleşen ve asabileşen tülüler bir güzel giydirilir ve bir tür semer olan havutlarının arkasına pehlivanın adı işlenmiş peşleri takılır. Çanları, zincirleri ve boncukları takılan tülüler, zurna ve davul eşliğinde geçit resmi yaparak Deve Meydanı'na getirilir.


Deve Meydanı, 13 Nisan Caddesi girişindeki Bilezikli Kuyu'nun bulunduğu yerdeki Şeytan'ın Kahvesi önüdür. Burada dualar okunur ve tülüler tanıtılır, Belediye Başkanı o sene yapılacak güreşin giderlerini üstlenen ya da organizasyonu üstlenen kişilere poşularını bağlar. Çalan zurna peşrevi eşliğinde “havut hayrı lokması” dökülür ve bu törene Havut Hayrı adı verilir. Tören, süslü tülülerin sıraya dizilip yaptıkları yürüyüş ile tamamlanır. 

İzleyen hafta (bu deve güreşlerini yapan organizasyonun takvimi nedeniyle bu yıl gecikti) güreşlerden bir gün önce, deve sahiplerinin tüm giderleri üstlendiği ve kendisinin uygun gördüğü misafirler ile gurbetçi rakip deve sahiplerinin de çağrıldığı, dostlukları pekiştirmek amacıyla Halı Gecesi düzenlenir. Bu gece yaptırılan tavalar yenir, rakılar içilir ve sazlar eşliğinde türküler söylenir. Gece çok geç saatlere kadar sürer ve etkinliğe yeni bir gelir daha oluşturmak amacıyla, o gece üzerinde oturulan halı açık arttırma ile satılır.


Ertesi sabah başlayacak güreşlere gelecek seyirciler de kendi hazırlıklarını yaparlar. Bolca yumurta haşlanır, köfte ve peynir ile ekmek hazırlanıp sepetlere denklenir. Ve şüphesiz rakı... Tabi artık çirkin renkli plastik poşetler içinde erzaklar getiriliyor. Sabahın erken saatlerinde güreş alanına gelen seyirciler, çit çevresine masalarını kurarlar. Saat 11 sularında, fazlaca sünnileşen fatihalı dualar okunsa da, 20 yıl öncesine kadar Alevi Yörük geleneği güreş duaları edilip ilk güreş başlar.

Okura önemli bir bilgi vermeliyim ki; bu “olağanüstü hazırlıklara” rağmen, deve güreşinde “bahis” yoktur ve “yeltenenler kınanır”.

TÜLÜ Nedir?
Güreşçi develer, tek hörgüçlü dişi "yoz" develer ile çift hörgüçlü "buhur" adı verilen erkek develerin çiftleşmesinden meydana gelen ve "Tülü" adı verilen erkek develerdir. Tülüleri, güreşler için “savran” adı verilen eğitimciler yetiştirirler. Ve aynen yarış atlarında olduğu gibi, tülülerde de bir soy takibi vardır.

Deve güreşleri; Ayak, Orta, Başaltı ve Baş olmak üzere dört kategoride gerçekleştirilir. Her bir güreş yaklaşık 10 dakika kadar sürer ve kaçan, bağıran ya da devrilen pehlivan güreşi kaybeder. Süre sonunda bir deve diğerine üstün gelmediyse müsabaka berabere biter.







Tüm etkinliği; kendine has dörtlükler ya da manzum cümlelerle zenginleştiren, müsabakayı izleyenlere aktaran ve sahadaki gelişmelere göre urgancıları yardıma çağıran cazgırlar sunar. 




Güreşleri masa hakemleri ve sahada görev yapan baş hakem ile orta hakemler yönetir. Ayrıca acil durumlar için kızgın tülüleri bağlayan yeterli sayıda urgancı ile ağız ve ayak bağlarını kontrol eden görevliler de saha içinde görev yaparlar.




Güreşlerin heyacanını artırmak için, değişik oyunları yapan develerin birbiriyle eşleştirilmesine özen gösterilir. Her deve kendi sınıfındaki tülüyle güreşir. Sağdan güreşen develere sağcı, soldan güreşen develere solcu, ayak oyunları yaparak rakiplerinin ayağına çelme atarak oturan develere çengelci, rakiplerinin başını göğsünün altına alıp oturan deveye bağcı, rakibini yıkmak ve kaçırmak için yan yana gelip ittiren ve başıyla ayaklarını yoklayan develere tekçi denmektedir.

adet üzere selfiiii
Güreşi kazanan tülü, görülmesi gereken bir böbürlenme ile sahada dolaştırılır ve sonra dört ayağını bir araya getirilerek seyirci selamlatılır. Kaybeden pehlivan ise -o da görülmesi gereken- hüzünlü bir mahcubiyet ile çöker.

Yenilen pehlivanın hüzünlü ve mahcup çöküşü
Mükemmel bir kültürel geleneğe eşlik etmenin mutluluğu ile omuzumda poşu, ağzımda biraz önce yediğim ve Pericik'in içini kaldıran "sucuğun" tadıyla eve dönerken, yakınımızdaki staddan yükselen goooolll sesi ile sevincim iki kat arttı. Zira Ayvalıkgücü: 2- Ankara Demir Spor:1 ...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder