Eolya Toprağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eolya Toprağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ocak 2015 Salı

KOMŞUM VENEZIS...

Ilias MELLOS (Ilias VENEZIS) Ηλίας Μέλλος ( Ηλίας Βενέζης)
1904, Ayvalık - 1973, Atina

Ayvalık bana huzur gibi hüzün de veriyor... Sokakları adımlarken, okuduğum tüm yaşanmışlıklar, tanık olmadığım o geçmişi aralayarak karşımda beliriyor sanki. Ve sırf “o belirme” halini yaşayabilmek için, elimdeki kitabın satırlarını yutarcasına okurken, anlatılan yeri bulmaya çabalıyor ayaklarım.

Korkarım bu anlattığım kimi okura “pek hayırlı bir durum gibi gözükmeyebilir” ama ben, bu pusulayı kullanarak Ayvalık'ı tanımayı çok sevdim. Ama bir o kadar da canım acıyor, anlatılanın geçtiği o yerleri adımladıkça. Pusulam Ahmet YORULMAZ'ın “Ulya”sı da olabiliyor, ÇETİNKAYA'nın “Askerlik Hayatım”da... Ama daha çok komşularım Ilias ile kardeşi Agapi'nin yazdıkları...

Şeytan'ın Kahvesi'nden Yedi Kuyular'a doğru, 13 Nisan Caddesi'nde ilerliyorum... Agios Tiriada Kilisesi'ne yaklaşıyorum... Etrafıma bakıyorum:
Bir gece, Aya Triada'daki tavernaların önünde kaçakçılar eğleniyordu. ... Sabahtan beri reisleriyle beraber içiyorlardı, şimdi akşam olmuş ve yarı uzanmış, hantallaşmış bedenleriyle oturuyorlar, fazla konuşmuyorlardı. ... Civardaki evlerin kapılarında, pencerelerinde genç kızlar oturup fısıldaşıyor ve yüzleri kızararak mahalleli gençleri izliyorlardı.” (Venezis,2013:110)
Agios Triada'nın bulunduğu adaya geldiğimde, şimdiki muhtarlık ofisinin önünde, bulunduğum yere çakılıyorum adeta ve bakışlarımı zorlayarak caddeye döndürdüğümde önümden:
Hayvanlar gibi iple birbirine bağlanmış, gözü dönmüş güruh tarafından dövülen, çıplak insanlar, sefalet içinde, bitkin, sapsarı yüzleri kederli, korku dolu öbek öbek yürüyordu.” (Molivyatis,2005:29)
Karşı kaldırıma geçiyorum, caddeden 112, 18.Sokak'tan 1 numara verilmiş evin önüne, Mellos'ların evi burası. Ilias ve kardeşleri o kötü günler öncesinde bu sokakta koşuyorlar, Ilias bu caddeyi izleyerek Taxiarchs (İsmet Paşa) Mahallesindeki okuluna yürüyordu. Onsekizine basmış olmalıydı liseyi bitirdiğinde. Ve önünde durduğum bu evin bodrumuna saklamıştı ailesi onu ve ihtimal, bu pencereden bakıyordu Lelekas'ın götürülüşüne:
Pencerenin arkasından bu olanları izliyordum. Sevkiyatın arasında Kostas’ın müzisyeni Lelekas’ı fark ettim. Mızmızın teki, alıngan, bir gözü kör, soluk benizli bir yaratıktı -tarihin sarı sayfaları içinden çıkıp gelmiş gibi. Bir yıl önce, aniden mahallemize çıkagelmişti. Bir kahvede çalıyordu. Müşterileri uyuklatırdı. Kansız bomboş damarlar gibi bir musikiydi. Ona diyorlardı; değiştir şu nakaratı, nefeslere koy biraz sirkeli zeytinyağı! O da buna karşı, yağlı ceketine bürünüp ısrarlı ve hararetli bir ‘’hayır’’ basıyordu – geçimini sürdürebilmesine şaşarsın. Bir vakit aç kaldı. Sonra ona üzüldüler. Veremdi.” (Aker,2013)
20. Sokak'tan denize doğru yürümeye başlıyorum. Safa Caddesi'ne vardığımda Hastane yönüne dönüp 22. Sokak'tan sahile çıkıyorum... Şimdi bir pansiyona ev sahipliği yapan binanın önüne geldiğimde:
Annem, küçük pencerenin önündeki taş kaldırıma diz çökmüştü ve henüz bağırmıyor, ağlıyordu. Nöbetçi önce bırakmıyor yaklaşsın, o zaman ortalığı yıktı, çılgın gibi. Sonunda bıraktılar, pencereye yaklaşırken yüzüstü kapaklandı. Tatlı esmer yüzü parmaklığa yapıştı. Umutsuzca kalkmaya çabalıyor, eli parmaklıkta yere yarı uzanmış sesleniyordu. — İlia! İlia!”(Aker,2013)
Söylemiştim size yukarıda, bu pusulayla yürürken sokaklarda, içim çok acıyor... XIX. yüzyıl sonlarında insanları esir alan -ve hala yeni acılar yaratma kudretini elinde tutan- XX. yüzyılın o batası “ırk yaratma projesi”, şovenizmin acılarla dolu sonuçlarını adımladıkça her gün, içim acıyor...

Ilias VENEZIS (Ηλίας Βενέζης)
KİMDİR? NELER YAŞADI? NELER YAZDI?


Venezis'lerin, 13 Nisan Caddesi 112 numaradaki evleri
(Fotoğraf: Hayri Kaan KÖKSAL, 2014)

Gerçek adı Ilias MELLOS olan Ilias VENEZIS, 4 Mart 1904 tarihinde Ayvalık'ta, Agios Triada mahallesinde doğdu. Babası bir aristokrat olan Michael D. Mellos ve annesi ise Vassiliki Giannakou Bimpela'dır.

Ailenin tümü Ayvalık'ta doğan; Antipi, Ilias, Agapi, Artemis, Lena ve Tanos adlarında 6 çocuğu oldu.

Ilias, 1909-1914 yılları arasında Ayvalık Okulunda [1] okudu. 1914'te Birinci Dünya Savaşının patlak vermesi üzerine babası, eşini ve çocuklarını alarak Midilli Adası'na göç etti. Ilias, 1914-1918 yılları arasında Midilli Gimnasyum'una devam etti. Kız kardeşi Artemis, o yıllarda İspanyol gribine yakalanarak öldü. Aile, ateşkesin imzalanması ile tekrar Ayvalık'a döndü. Ve Ilias burada Ayvalık Gimnasyum'una başlayarak 1921 yılında mezun oldu. İlk kısa hikayesi, 1921 yılında İstanbul'da yayınlanan O Logos dergisinde basıldı.

Eylül 1922'de, “sabotajcılık” (bombacı) suçlaması ile tutuklandı. Ailesi, tutuklanmasından birkaç gün sonra Yunanistan'a göç etti. Ilias Ayvalık'ta, bugün Ayazma Pansiyon'un bulunduğu binada hapis yattı ve ardından 14 ay tutuklu kaldığı “amele taburunda” çetin bir yaşam mücadelesi verdi. Burada yaşadıklarını “Numara: 31328” (Το Νούμερο 31328) [2] adlı romanından öğreniyoruz.

Ilias, Ayvalık'ta oluşturulan tutuklu kafilesi ile yayan olarak ve korkunç eziyetler yaşayarak Altınova, Bergama ve Kırkağaç'a getirildi. Bir süre Bakır'da bir askeri doktora Fransızca tercümanlık yaptı ama bu uzun sürmedi. Tekrar Kırkağaç'a gönderildi ve bir süre sonra trenle Akhisar'a getirildi. Buradan da serbest bırakılacağı güne kadar Manisa'daki 14. Amele Taburu'nda kaldı.

Venezis'in Eylül 1922'de bir süre hapis yattığı karakol binası. Şimdi Ayazma Pansiyon adıyla konaklama tesisi olarak kullanılıyor. (Fotoğraf: Hayri Kaan KÖKSAL, 2014)

1923 yılında serbest bırakıldı. Ailesini bulmak için Midilli'ye geçti ve adaya yerleşti. Bir süre Midilli'nin Plomari (Πλωμάρι) kasabasında Tarım Bakanlığı'nda görev yaptı ardından Midilli'deki Yunanistan Bankası'nda çalıştı. 1927'de “Nea Estia” (Yeni Ev) dergisi “Ölüm” adlı çalışmasını ödüllendirdi.

1928 yılında kısa öykülerden oluşturduğu Manolis Lekas'ı yayınladı. 1932'den itibaren 1957'ye kadar Atina'da Ulusal Banka'da Genel Müdürlük yaptı. 1938 yılında Ayvalıklı gençlik aşkı Stavritsa Molyviatis ile evlendi ve Anna (Anna Venezi Kosmetatou) adında bir kızı oldu.


1939 yılında Midilli'deki günlerini işlediği Huzur (Γαλήνη) adlı romanını yayınladı. 1940 yılında bu romana Atina Akademisi tarafından “Ulusal Edebiyat Ödülü” verildi.

27 Ekim 1943'de Nazi SS'leri tarafından tutuklanarak Averof cezaevlerindeki idam mahkumları hücresi olan C-Blok'ta hapse atıldı. Başpiskopos Damaskinos'un da içinde bulunduğu yüksek düzeyli Yunan yetkililerinin çabalarıyla 23 gün sonra serbest bırakıldı. Aynı yıl, 14 Aralık 1943 tarihinde çıkan Eolya Toprağı (Αιολική Γη)'nın ilk baskısı bir hafta içinde tükendi. 1945 yılında Averof hapishanesindeki günlerinden yola çıkarak Blok-C adlı tiyatro oyununu yazdı ve oyun Pelos KATSELIS'in yönetiminde sahnelendi. 1946'da oyunun kitabı yayınlandı.

1949 yılında Birleşik Devletler Dış İşleri Bakanlığı'nın davetlisi olarak Amerika'ya gitti, burada bir dizi dersler ve röportajlar verdi. 1950 yılında “Çıkış” ( Έξοδος) adlı romanı yayınlandı.

Eleni NIKOLAIDI ve Elias VENEZIS, New York 1949

Savaş sonrasında Acrapolis gazetesinde köşe yazıları yazmaya başladı. 1950-1952 yılları arasında Ulusal Tiyatro Yönetim Kurulu sekreteri ve yönetmen direktörü olarak çalıştı. Yine aynı tiyatroda, 1964-1967 yılları arasında da idari direktör ve sanat komitesi başkanlığı yaptı.

1950'de “Onikiler Grubu” kurucu üyesi oldu. 1954-1966 yılları arasında Ulusal Yayıncılık Vakfı üyeliği yaptı. 1957 yılında Atina Akademisi üyeliğine seçildi. 1963-1966 yılları arasında Selanik Film Festivali başkanlığı, 1966-1970 yılları arasında ise Hellenic American Birliği Yönetim Kurulu başkan yardımcılığı yaptı.

Uzun süren hastalığı ardından 1973 yılında Atina'da öldü. Memleketi olan Ayvalık'ın komşusu Midilli Adası'ndaki Mithymnas mezarlığına gömüldü. Mezarında vasiyeti üzerine adı yerine tek bir sözcük yazıldı: HUZUR...

Venezis'in tüm arşivi 2010 yılında kızı Anna Venezi KOSMETATOU tarafından The American
School of Classical Studies at Athens (ASCSA)'a bağışlandı.


Yazarın kız kardeşi ve tutuklanması ile başlayan "10 Günün Günlüğü"
romanının yazarı Agapi MOLIVYATIS

On Günün Günlüğü romanının Yunanca baskısına ait kapak resmi.

Venezis'in dünyaca tanınmasını sağlayan ve 14 ay tutuklu kaldığı
"amele taburu" günlerini anlattığı romanı: Numara 31328

Bu resmi bir Yunan sitesindeki afişten aldım. İşaretli kişi Ilias Venezis. Ancak ne zaman çekildiği ve neresi olduğu hakkında bilgi bulamadım. (alıntı: http://www.nerit.gr/)


---
DİPNOTLAR

[1] Ayvalık eğitim kurumları, Ioannes DEMETRAKELLIS-Oikonomos'un da katkısıyla geleneksel Hellenik sisteme bağlı idiler. Bu sistemde temel eğitim üç biçimde verilmekteydi: Demotik (temel), Hellenik ve Gimnasya. Demotik eğitim 6, Hellenic eğitim 3 ve Gimnasya ise 4 yıl sürerdi. Kızlarda göz yumulsa da ilk öğretim her çocuk için zorunluydu ve öğrencinin temel eğitimdeki tüm dersleri alması gerekmekteydi. Çocuk 6 yaşında temel eğitime kabul edilirdi. İlk üç yılında; Antik ve modern Yunanca okuma, yazma, matematik, antik Yunan tarihi, temel coğrafya, resim ve müzik ile kız çocukları için biçki-dikiş dersleri verilirdi. Beşinci ve altıncı sınıfta modern tarih, geometri, botanik ve jeoloji dersleri verilirdi. Haftada 3 saat jimnastik dersi olur, bu derslerde uzun yürüyüşler yapılır ve yüzülürdü.

[2] Ilias burada geçen günlerini, Şubat 1924'te Stratis Mirivilis (Στράτης Μυριβήλης) tarafından haftalık olarak çıkartılan ve Midilli'de basılan Kambala dergisinde “Numara: 31328” (Το Νούμερο 31328) adıyla yayınladı. Daha sonra 1931 yılında kitap olarak Midilli'de basılan bu eseri, 1978 yılında Nikos KOUNDOUROS (Νίκος Κούνδουρος), senaryosu kendisi ve Stratis Karras tarafından yazılan “1922” adıyla film yaptı. [ http://www.imdb.com/title/tt0079643/ ]

---
KAYNAKÇA

Aker A. (2013),
31328 NUMARA - İlias Venezis, 29 Ağustos 2013 Perşembe, son erişim tarihi: 3 Kasım 2023
(Numara: 31328, VENEZIS Ilias, attilaker.blogspot.com/2013/08/31328-numara-ilias-venezis.html)

Molivyatis, A. (2005).
On günün günlüğü, (çev.) Kosta Sarıoğlu, İstanbul: Albatros Yayıncılık.

Venezis, I. (2013).
Eolya toprağı, İstanbul: Belge Yayınları.

Venezis, I. (2007).
Numero 31328 amele taburu, İstanbul: Belge Yayınları.



22 Aralık 2014 Pazartesi

IOANNES DEMETRAKELLIS-OIKONOMOS'un YAŞAMI

AYVALIK TARİHİ ARAŞTIRMALARI I

Ayvalık'lı yazar, şair ve ikonograf Fotis KONTOĞLU
(8 Kasım 1895, Ayvalık - 13 Temmuz 1965, Atina)
tarafından yapılan Demetrakellis'in ikonası.
Ioannes Demetrakellis-Oikonomos1, 1735 yılında Ayvalık'ta doğdu. Babası Demetrakis ve annesi Rigaina'nın aileleri Midilli Vasilika'dan Ayvalık'a göç ettiler. Babası, dimogerontes'e2 seçildi ve Ayvalık yerel toplumunun etkin bir üyesi oldu. Rigaina ile evlenerek, en büyüğü Ioannes olmak üzere 3 oğlu ve 4 kızı doğdu.

Ioannes kariyerine rahip olarak kilisede başladı. Daha sonra Oikonomos Bürosu'nda işe başladı. Rahip olmak için Athoniada Okulu3'nda okuduğundan söz edilir. Söylencelere göre yirmibeş yaşında iken yaşamlarını ve insanların geleneklerini incelemek için Osmanlı imparatorluğunun değişik bölgelerine seyahat etmeye başladı ve Türkçe öğrenerek, doğu dilleri ile temas etmeye çalıştı. Bazı kaynaklar ise, onu eğitimsiz olarak kabul eder.4

Tüm kaynaklar, Ioannes Demetrakellis'in sahip olduğu tarihsel konumu, Rusya ve Osmanlı imparatorlukları arasında geçen, Çeşme Deniz Savaşı (5 Temmuz 1770) sırasındaki gelişmelere dayandırmaktadır. Bir “halk masalı” tadında aktarılan kuruluş öyküsüne göre: Cezayirli Hasan Paşa, Osmanlı donanmasının sağ kanadı komutanıdır ve yaralanır. Oluşturdukları bir salın üzerinde, bir kaç levent ile birlikte sahile çıkar, Ayvalık'a gelir. Ioannes Demetrakellis'den yardım ister. O da komutana yardım eder ve birkaç gün sonra ayrılırken Hasan Paşa, gösterilen konukseverliğin karşılığı olarak, kendisinden bir şey istendiğinde çekinmeden yanına gelmelerini söyler. Ardından Hasan Paşa'nın sadrazam olduğunu duyunca Ioannes, İstanbul'a gelip ondan kasaba için yardım ister ve o da kendisine gösterilen yardımseverliğe yanıt olarak 1773'te, bir “ferman” hazırlayarak Ayvalık'a “özerklik” tanır, onu kocabaşı5 olarak seçer.

Aynı öyküyü Ayvalık'lı Ilias VENEZIS6 (Ηλίας Βενέζης), Eolya Toprağı adlı romanında7 Ioannes ile Hasan Paşa'nın karşılaşmasını, kahramanının ağzıyla şöyle anlatır:
... Eski zamanlarda yaşayan bir münzeviydi. İnsanlardan uzakta, ıssız bir kıyıda bir kulübede, tövbe ederek ruhu ve esaret altındaki milletinin kurtuluşu için yakararak yaşıyordu. Fırtınalı bir gecede denizden çaresizce yardım isteyen bir insan sesi duydu. Geceye çıktı, kayığını aldı, dalgalarla boğuştu ve sese doğru gitti. Yarı boğulmuş bedeni çekti çıkarttı denizden, kulübesine getirdi, ısıttı ve diriltti. Kazazede soğuktan titriyordu ... 'Gemici misin? Kayığın mı battı?' [diye sordu] '... Sultanın kayıklarında zabitim. Moskoflar tarafından Çeşme'de yenildik. ... Acı bana, bu hasta ve savunmasız halimle bir kötülük etme.' ... Münzevi kazazedeyle ilgilendi, gece gündüz ona baktı, ... Sonra da yerleşimin olduğu yere varması için alması gereken yolu gösterdi ona. ... 'Benim adım Hasan,' dedi Türk. 'Sakla adımı ve bir gün yardıma ihtiyacın olursa bana gel.' ...” (sayfa:280) Sonra Ioannes Demetrakellis İstanbul'a gider, Paşa'yı bulur, yardım ister: “Münzevi fermanı alıp ülkesine döndü. Bütün o çileli halk o zaman olanları öğrendiğinde münzevinin ayaklarına kapanıp öptü. Onu kocabaşı yaptılar ve ihtiyarlar meclisiyle birlikte ölene dek eyaleti yönetti.” (sayfa: 281)
Tarihsel hatalar içeren “fantastik bir öykü”...

Bu konuyu, önümüzdeki günlerde yayına alacağım yazımda çok detaylı olarak tartışacağım ama yeri gelmişken bir anımsatma yapmalıyım: Hasan Paşa 3 Aralık 1789 yılında, III.Selim döneminde (1789-1807) sadrazam oldu ve 17 Mart 1790 tarihine kadar bu görevde kaldı. Belirtilen tarihte Kaptan-ı Derya idi (22 Ekim 1770/24 Şubat 1774). Ardından Temmuz 1774'e kadar Anadolu Valiliği ve Rusçuk Seraskerliği ile görevlendirildi ve sonra 19 Aralık 1779 tarihine kadar da yeniden Kaptan-ı Derya'lık yaptı.

Sadrazam fetvası konusu bu manada fazla abartılı bir öykü olmaktan öteye gidemiyor. Ancak, 1534 tarihinde kurulan Cezair-i Bahr-i Sefid Eyaleti (Kaptan Paşa Eyaleti) kuzey Afrika ve Ege adalarını kapsamaktaydı ve Yund (Cunda/Alibey) Adası idari olarak bu eyalete bağlıydı. Eyalet yönetimi ise Kaptan-ı Derya'ya bırakılmış idi. Dolayısı ile o tarihlerde Hasan Paşa ile Ioannes arasında bir iletişimin olabilmesi mümkün gözüküyor. Kaldı ki; 1771 tarihinde göreve gelen dragoman8 Nikolaos Mavrogenes ile olan arkadaşlığı da Kaptan-ı Derya ile iletişim kurması olasılığını güçlendiriyor. Özerklik konusu ise, Osmanlı'nın bir çok adada ortodoks Rumların beldelerini yönetmek amacıyla oluşturdukları “dimogerontes” geleneğine dokunmadıkları düşünüldüğünde, o da mümkün gözükmekte. Şayet tarih 1773 değil de 1774 ise; bu özerklik konusuna yaklaşırken, 21 Temmuz 1774'te Rusya ile imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşması'ndaki Ortodoks Rumlara dair koruyucu maddeleri de ihmal etmemek gerekir.

Bu kuruluş “öyküsünde” gizli kalan önemli bir başka konu da, Ioannes Demetrakellis'in İstanbul'da yaşayan banker Petraki ve dragoman Nikolaos Mavrogenes ile olan arkadaşlık ilişkileridir. Çünkü; büyük Konstantin'in kılıcı ile St.George'un patellasının, arkadaşı Constantonople Petraki tarafından Ioannes'e hediye edildiğine dair bir başka “fantastik öykü” daha bulunmaktadır. Rivayete göre: kılıcın bir yüzünde “Baba, kim zulmederse bana [onu] cezalandır, benimle savaşanlarla mücadele et, silah ve kalkan ile” ayeti yazılı imiş ve öbür yüzünde de, kutsal kase ve İsa betimlemesi bulunuyormuş. 1821 isyanı sonrasında kasaba, II.Mahmut tarafından yıkılıp halkı da sürgün edildiğinde, bu “kutsal miras” göç edenlerce götürülürken Ioannis Kapodistrias9'ın eline geçmiş ve o da kılıcı, Çar I.Nicholay'a hediye etmiş, Çar da, bu kılıcı Kırım Savaşı'nda Türklere karşı kullanmış10.

Yeniden Ioannes'e dönersek 1780 yılında, halktan toplanan bağışlarla, bugünkü Hayrettin Paşa Camii'nin (Kato Panagia Kilisesi) olduğu yerde, Panagia ton Orfonon (Yetimlerin Aziz Meryem'i) Kilisesi, okul ve hastaneden oluşan yapı topluluğunu inşa ettirdi. Yine aktarımlara göre Ioannes'in bu yapı grubunda, bir de hemşire okulu açmak istediği ancak başarılı olamadığı söylenir. Bu bölgede kısa süre sonra başlayan yapılaşma, Ayvalık'ın beşinci mahallesi olan Zoodohou Pigis (Kato Panagia)'i meydana getirdi.11

1784 yılında Athos Dağı Keşişleri Büyük Kurulu, Ayvalık keşişlerinin de yöneticisi olmalarını gerekçe göstererek, Ioannes tarafından kasaba halkından toplanan bağışların, bundan sonra biriktirilmek üzere kendilerine verilmesini istedi. Bu olay, Ioannes'in Athoniada Okulu'nda eğitim aldığını kanıtlayabilir gibi gözüküyor. Bu isteme nasıl bir yanıt verildiğini şu ana kadar yaptığım okumalarda bulamadım. Ama özellikle bu tarihlerde başlayan ve ölümüne kadar giderek şiddetlenen ve ölümünden sonra da yaklaşık beş yıl kadar daha devam eden “halk çatışmalarından” yola çıkarak, bu istemi reddettiği ve dolayısı ile Ayvalık'ın değişik yerlerinde bulunan manastırlarda yaşayan ve Kurul'a bağlı keşişler aracılığı ile Ioannes'e karşı bir muhalefet örgütlendiği varsayılabilir. Ölümüne kadar süren bu gerilimli dönemin son iki senesinde, halkın güvenini kötüye kullandığı ve tek taraflı aldığı kararları uygulayarak kasaba halkı üzerinde büyük baskılar kurduğu da belirtilmekte. Belki; İzmirl'li bir iş adamı tarafından satın alınan ve restorasyon projesini mimar Müjdat SOYLU'nun yürüttüğü, halk arasında “Halaların Bahçesi” olarak bilinen arazi de, o toplumsal tepkileri oluşturan suistimallerden biri olabilir.12

Ioannes Demetrakellis-Oikonomos tartışmalı bir biçimde, 1791 yılında elli altı yaşında iken öldü. Stavrakis'e göre13, ona suikast için bir komplo planlandı ancak Ioannes, daha eylem gerçekleştirilemeden ve doğal nedenlerle öldü. Karambalis14 ise, ifade vermesi için İstanbul'a çağrıldığını ve gittiğinde bir komplo kurulduğunu farketmesi üzerine yüzüğündeki zehiri emerek intihar ettiğini yazar.

Ölümünden iki yıl önce başlayan, Ayvalık'taki toplumsal karışıklıklar 1798 yılına kadar sürdü. Bu kargaşa dönemini salt Demetrakellis'in “suistimallerine” bağlamak yetersiz bir yaklaşım olur. Zira şehir onsekizinci yüzyılın sonlarında çok keskin bir sınıfsal ayrışma yaşamaktaydı. Ve bu ayrışma, belki de Osmanlı coğrafyasında benzeri görülmemiş bir düzeye çıkmıştı. Bu çatışma, yaklaşık 20 yıldır şehir üzerinde söz sahibi olan ve toprak varlığı ile onun üzerindeki hakimiyetini arttıran aristokrasi ile her geçen gün sayıları hızla artan burjuva-tüccar sınıfın arasında idi. Şüphesiz, Agios Dimitrios mahallesinde sayıları her geçen gün artan tersane, zeytin yağı ve sabun atölyeleri çalışanları derli toplu bir sınıf görünümü elde edemeseler bile, şehrin ezilen kesiminin temsilcileri idi. Ve Ortodoks manastır keşişlerinin politik çabaları ile 1789 Fransız Devrimi'nin etkilerini de eklediğinizde şehri gözünüzde canlandırın... Bu dönemi önümüzdeki yazılarda ele alacağım.

---

1 Oikonomos, birçok kaynakta sunulduğu gibi Ioannes Demetrakellis'in adı değil ünvanıdır. Oikonomos, antik dönemde anıt, sunak gibi dinsel yapıların yapım masraflarını karşılayan ya da oluşturulan fonu bu işlerde kullanan kişidir. Orta çağ ve Bizans döneminde ise, kiliseye bağlı çalışan bir memur, dini vakıfın emlaklarını yöneten mütevelli heyetinin bir üyesidir. 340 yılında toplanan Gangra Konsili'inde “oikonomos” terimi geçse de, 5.yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlamıştır. IX.yüzyıl ile XI.yüzyıllar arasında İmparator tarafından atanan oikonomos, daha sonra genellikle metropolitan tarafından atanan bir din adamı idi.
2 Yaşlılar Heyeti. Ayvalık'ı oluşturan cemaatler (mahalleler), her yıl yenilenen seçimlerle yaşlılar heyetlerini belirlerdi. Bu heyetler, toplumun ileri gelenleri arasından oluşturulan 9 kişilik Konsey ile işbirliği içinde çalışır, bağış toplamak, hayır işleri yapmak gibi “beledi” manada yönetimi üstlenirdi.
3 Bu Okul, Ekümenik Patrik Kyrillos V. tarafından 1749 yılında, Yunanistan'daki kutsal Athos Dağı'nda bulunan Vatopedi Manastırı yakınındaki bir binada kuruldu. 1753 yılında Eugenios Voulgaris bu Okula öğretmen olarak atandı. O zaman yayınlanan bir sigilliuma (= kronik) göre, Athoniada'da öğrencilere Yunanca, mantık, felsefe ve teoloji öğretiliyordu. Okul rahipler ve diğer din adamları için kurulsa da seküler öğrencilere de eğitim verdi. Kuruluşundan 6 yıl sonra, Voulgaris'in istifası ile eğitim bozulmaya başladı.
4 Burada Ayvalık araştırmalarında vardığım bir ara değerlendirmeyi okurla paylaşmak istiyorum.18.yüzyılın son çeyreğinden başlayarak tüm Ayvalık tarihi, aynı şehri paylaşan ve değişik görünümlerle karşımıza çıkan gruplar/sınıflar arasında sürekli çatışmalarla gelişmiştir. Bu nedenle, örneğin tüm sözlü tarih kaynaklarında adı geçmesine karşın, Ioannes Demetrakellis'in yaşamı bile iki ayrı sınıfın iki ayrı “Ioannes cisimleştirmesi” olarak karşımıza çıkar. Varlıklı, Osmanlı hanedanlığı ve Rum Patrikhanesi'nin buradaki örgüt birimi Efes Metropolitenliği (merkezi Bergama'daydı) ile iyi ilişkiler içinde olan aristokratlar, Ioannes Demetrakellis'i, “eğitimli ve hayırsever” bir lider olarak tanımlarken, alt sınıfların Ioannes'i; “eğitimsiz ve mütedein” bir münzevi olarak karşımıza çıkartır. Şüphesiz hemen her kişi veya konuda karşımıza çıkan ve kişi veya olgu dışında tamamen zıt aktarımlar içeren bu “ikili durum” okurken çok keyifli olmasına karşın, “gerçeği bulma” meselesini bir o kadar zorlaştırmakta.
5 Osmanlı Devleti'nde Batı Anadolu ve Balkanlarda görevli Hristiyan taşra memurlarına verilen ad.
6 Takma adı Elias Mellos (Ηλίας Μέλλος) Yunan roman ve öykü yazarı. 1904 yılında Ayvalık, Agios Triada (bugünkü Hayrettinpaşa) mahallesinde doğdu. Yaşadığı ev, 13 Nisan Caddesi 18. Sokak 1 numaradadır. 1921'de sabotajcılık (bombacı) suçlaması ile tutuklandı ve hemen “amele taburuna” alınarak yaklaşık 20 ay Bergama ve Manisa'da ağır koşullarda çalıştırıldı. 1923 yılında serbest bırakıldı ve mübadele ile Midilli'ye göç eden ailesinin yanına döndü. 1932 yılında Atina'ya yerleşip Yunan Bankası'nda memur olarak işe başladı. 1943 yılında Alman işgali sırasında SS tarafından tutuklanarak ölüm cezasıyla Averoff cezaevine kapatıldı. Etkili protesto eylemleri sonrasında serbest bırakıldı. 1973 yılında Atina'da öldü.
7 Belge Yayınları, Yunanca aslından Burcu YAMANSAVAŞÇILAR çevirisi, 2013
8 Osmanlı yönetiminin 1665 yılında kurduğu, dilbilen Rum ve Ermeni tebaa arasından seçilenlerin görev yaptığı Kasımpaşa'da bulunan tercüme bürosu. İlk tercüman 1673 yılına kadar görev yapan Panayot Nikosia'dır. En fazla çalışma, Kaptan-ı Derya'nın yönetimi altındaki Ege adalarına ait konularda yapıldı. Son dragoman, 30 yıl görev yapan Nikolaos Mavrogenes'dir. Dragoman'lık sistemi "casusluk" yaptığı gerekçesiyle 1821 yılında kapatıldı.
9 1776-1831 yılları arasında yaşadı. Anılan tarihlerde Rusya Dışişleri Bakanı idi. 1822 yılında bakanlıktan ayrılarak Yunanistan siyaseti ile ilgilendi. 1827 yılında Mora'da isyancılar tarafından kurulan Yunan meclisi tarafından Yunanistan'a Kivernitis (vali) olarak seçildi. 1831 yılında bir suikast ile öldürüldü.
1Ancak kılıç faydalı olmamış. Zira Kırım Savaşı'nda Rusya, Serdar-ı ekrem Ömer Lütfi Paşa (Michel Lattas) komutasındaki Osmanlı ordusuna yenilmiş ve Paşa Bükreş'e girince, Nicholay intihar etmiştir.
11 Mimar Dimitri PSARROS'un 2004 yılındaki çalışmasına göre 18.yüzyılın sonunda Ayvalık; Taxhiarhis, Agios Dimitrios, Agios Ioannis ve Kimisis Tis Theotokou (Mesi Panagia) mahallelerinden oluşmaktaydı.
13 Stavrakis, C., '1821 Öncesi Cydoniae', İzmir, 1861, s.8
14 Karambalis, I., 'Cydoniae Tarihi', Atina, 1949, s.108