19 Ağustos 2015 Çarşamba

1975 - Ateş Böceği

afiş_ateş böceği
Süre: 73 dakika | IMDB Puanı: 7.0/10.0 (7.0/10.0)
 
Yönetmen
   Osman Fahir Seden
Senaryo
   Ahmet Üstel
Yapımcı
    Hasan Gürkan
    İrfan Ünal
Oyuncular:
    Tarık Akan (Tarık)
    Necla Nazır (Necla)
    Hulusi Kentmen (Dede)
    Renan Fosforoğlu (Mahmut)
    Muharrem Gürses (Necla'nın babası)
    Mehtap Ar (Jale)
    Tevfik Şen (Eroin kaçakçıları lideri)
    İbrahim Uğurlu (Eroin kaçakçısı)
    İbrahim Kurt (Eroin kaçakçısı)
    Abdi Algül (Eroin kaçakçısı)
    Mehmet Yağmur (Eroin kaçakçısı)
    Osman F. Seden (Vatandaş)   
    Ahmet Kostarika [Turgutlu] (Vatandaş)
    Ali Demir (Vatandaş)
    Hamit Haskabal [Has] (Yankesici)
    Resit Çildam (Trakyalı köylü)
    Bahri Ateş (Trakyalı köylü) 
    Hakki Kıvanç (Polis)
    Ramazan Akboğa (Polis)
    Mustafa Yavuz (Taksici)
    Giray Alpan
    Osman Çoban (Benzinci)
    Kenan Karagöz
    Memduh Karakaş
    Mustafa Doğan
    Dolgan Sezer (Şarkıcı)
    Fatoş Balkır
    Ahmet Karaca
    Kudret Karadağ
    Hikmet Karagöz
    Akif Kılman
    Mehmet Uğur
    İhsan Özenç (İcra memuru)
    Süha Doğan (Kumarbaz)
Müzik 
    İsmail Kalkan
    Necip Sarıcıoğlu
Görüntü yönetmeni 
    Kaya Ererez
Kamera
    Yusuf Avcı
    Erdoğan Ererez

Konu:
Filmi, sayın Ömer Kazım İnce'nin 10 Nisan 2025 tarihli bir iletisi ile öğrendim (foto.02). Ömer Bey'in yardımıyla, "Ayvalık'ta çekilen Türk filmleri koleksiyonum" üçünü hâla izleyemediğim, 43 filme çıkmış oldu (foto.02).

(foto.02) Ömer Kazım İnce'nin 10 Nisan 2025 tarihli iletisi.
(kaynak: kaankoksal.blogspot.com)

Konuyu yazmaya çalışırken, bu işi benden "çok daha iyi yapan" ve bu filmi daha önce izleyen sayın Gürkan Kılıçaslan'ın blogu ile karşılaştım (foto.03). 

(foto.03) Gürkan Kılıçaslan'ın blogu.
(kaynak: gurkankilicaslan.com)

Sayın Kılıçaslan'a bu filme dair yorumu için teşekkür eden ve blogunu kopyalayacağımı ve benim sayfalarımda yazacağımı duyuran da bir mesaj yazdım. Mesaja yanıt alamasam da, bu film için yazdıklarını sizler ile paylaşıyorum:

"... Ateş Böceği – Osman Seden (1975)
“Biz sosyal adaletçiyiz. Bak, Ecevit abimiz ne diyor: Emekçinin hakkını yememek lâzım”

Küçük dolandırıcılık numaraları için işbirliği yapan bir erkek seyyar satıcı ile bir kadın yankesicinin hikâyesi.

1970’lerin Yeşilçam’ından tipik bir romantik komedi hikâyesi. Ahmet Üstel’in senaryosunu yazdığı ve Osman Seden’in yönettiği film, adını aldığı dönemin popüler şarkısının bolca çalındığı ve 70’lerin benzer filmlerinin izinden giden bir çalışma. Komedisi yetersiz ve zaman zaman yüzeysel (hatta kaba) olan filmi çekici kılan yanı romantizmi oluyor çoğunlukla. O tarihte ilki 26, diğeri 19 yaşında olan Tarık Akan ve Necla Nazır’ın gençlik ve güzellikleri ile göz doldurduğu filmin dönemin siyasî durumunu diyaloglarına yansıtması da dikkat çekiyor. Belli bir sıcaklığı garanti eden ama yeterince işlenmemiş komedisi ile rahatsızlık da veren film, problemleri bir yana, klasik Yeşilçam eserlerinden biri olarak ilgi gösterilebilecek bir çalışma.

Ecevit’in bir sözünün tekrarından bir komedi anında adamın kadını “komprador”lukla suçlamasına veya tüm politikacılara lâf atılmasına kadar uzanan şekilde o günler için güncel olan siyasete dokundurmaları var filmin. Senaryoyu yazan Ahmet Üstel’in (yetmişli yıllarda aralıksız senaryo yazan Üstel’in hikâyelerinden sadece 1975 yılında aralarında bu filmin de bulunduğu on iki adeti filme çekilmiş!) dünya görüşünü ve bir diyalogdan anladığımız kadarı ile taraftarı olduğu takımı (Beşiktaş) yansıttığı hikâyeyi ait olduğu türün (romantik komedi) iki ana parçası açısından değerlendirdiğimizde farklı yargılara varmak mümkün film hakkında. Üstel -üstelik ustası olduğu- komedi alanında pek parlak bir sonuç üretemezken, romantizmi sahip olduğu klasik Yeşilçam havasının da katkısı ile filme asıl çekicilik katan öğe oluyor. Dönem, Türkiye toplumunun hayatına bomba gibi giren televizyonun Yeşilçam’ın iktidarına sağlam bir darbe vurduğu ve bu sinemanın da “kurtuluş”unu çoğunlukla komedi ile paketlenmiş erotik (kimi zaman da “seks” kelimesini hak eden) filmlerde aradığı yıllar. Hikâyemiz bu akımdan uzak durmuş kesinlikle ve erotizme göz kırptığı anlar da çok ama çok edepli. Örneğin Alman kadın turist, Yeşilçam’ın erotik filmlerindeki tiplemelerin aynısı ama hiçbir çıplaklık sergilenmiyor filmde. Bunun yerine filmimiz bu karakterin işte o diğer filmlerdeki benzerlerinin çağrıştırdıkları ile yetinmesini istiyor seyircinin. Bunun yanında, hikâyenin en az yarısında Tarık Akan’ın üst tarafı çıplak olarak oynadığını ve bunun da bilinçli bir tercih olduğunu söylemek gerekiyor. İstanbul’da başlayıp Trakya üzerinden İzmir’e uzanan ve finalini de İstanbul’da yapan filmde Akan’ın oyunculuk açısından hikâyeye pek asılmadığı belli (senaryo da onun karakterinden bunu pek beklememiş açıkçası) ve o da üzerine düşeni bu yolla yapmış görünüyor.

Güzin ile Baha ikilisinin 1975’te seslendirdiği ve dillerden uzun süre düşmeyen şarkılarının sık sık kulağımıza çalındığı filmde, hikâyenin bu denli sık kullandığı şarkının sözlerine hemen hiç gönderme yapmaya gerek duymamasını Yeşilçam’a özgü bir “popülariteden yararlanma” numarası olarak görmek gerekiyor. Bir kavga sahnesinde, Michael Winner’ın “Death Wish” filmi için Herbie Hancock’un bestelediği melodilerden “Suite Revenge”in -elbette telif dert edilmeden- kullanılmasını da aynı kategoriye koymalıyız kuşkusuz. Adamın işportada “mucize jilet”i satarken satıştan vazgeçmesi, iki aşığın İzmir Kordon’da sabahın erken saatinde yolu sulayan belediye aracı ile neşeli anları, o günlerin bir başka popüler ismi olan şarkıcı Ali Rıza Binboğa ve onun “Yarınlar Bizim” şarkısına sık sık yapılan göndermeler ve nostaljik İzmir görüntüleri gibi eğlenceli anları ve unsurları olan filmde komedi biraz daha üst düzeye çıkarılabilmiş ve zaman zaman rahatsız eden kaba yönlerinden kurtarılabilmiş olsa çok daha eğlenceli bir sonuçla karşı karşıya kalabilirmişiz açıkçası. Adamın kadını önemli bir konuda ikna etmek için dil döktüğü sahneler (kurgusu ve görüntüleri ile) hayli başarılı ama Osman Seden filmin genelinde aynı düzeyi tutturamamış. Senaryonun kadın karakteri bir parça daha tanıtırken, erkeği tanımamız için bir çaba göstermemesini de problemlerinin arasına eklemek gerekiyor filmin. Konuk oyuncu görünümünde olan Hulusi Kentmen’in canlandırdığı baba ile kadın arasında olduğu söylenen düşmanlığın sonraki sahnelerde nerede ise tam tersinin gösterilerek çelişkiye düşülmesi de senaryonun bir başka sıkıntısı.

Sonuç, epey sayıda klişeden nasibini almış ve yeterince ince bir hikâyeye ve yönetmenliğe sahip olmasa da sıcaklığı ile ilgi toplamayı başaran ve Akan ve Nazır ikilisinin varlıkları ile renklenen bir Yeşilçam eseri. Sinemamızın daha sonra süratle yitirdiği ve yerine başka bir şey koy(a)madığı masumiyeti hatırlatması ile de ayrıca ilgiyi hak eden bir çalışma. " (Kılıçaslan,2017)

Filmin youtube.com'daki kopyasına geçmeden, bizim kuşağı (yani 60 doğumluları) 1975 yılında "Türkçe sözlü pop müzik" ile tanıştıran sürece de değinmek lazım. Bugün hala çalınanan bu şarkılar, 1970'li yıllarda bir "patlama" yapmıştı. Müzik konusunda çok kısıtlı bilgilerim olsa da, bu yılların "politikleşmesi" ve "kaliteli Türkçe müzik" arasında bir ilişki kurulabileceğini "sanıyorum".

Bu basit ama "etkileyici" şarkının müziği Baha [Boduroğlu]'ya, sözleri ise Aysel Güler'e ait idi ve "Gençlik başımda duman (Ateş böceğim)" parçasının sözleri şöyleydi:
Aşk bahçemi süsleyen inci çiçeğim misin?
Aşk bahçemi süsleyen inci çiçeğim misin?

Gecemi aydınlatan, ateş böceğim misin?
Gecemi aydınlatan, ateş böceğim misin?

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan!
Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan!

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?
Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

Bahar dalında yaprak, yıldızdan daha parlak.
Bahar dalında yaprak, yıldızdan daha parlak.

Gözyaşımdan yuvarlak, ateş böceğim misin?
Gözyaşımdan yuvarlak, ateş böceğim misin?

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan!
Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan!

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?
Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

Doğmayan güneşimsin, rüyalarda eşimsin!
Doğmayan güneşimsin, rüyalarda eşimsin!

Sevgilim söylermisin, ateş böceğim misin?
Sevgilim söylermisin, ateş böceğim misin?

Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan!
Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan!

Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?
Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?

Ben ilerde kaldırabilirler diye parçayı kendi alanımdan bir kez daha yayımlamak istiyorum:


Filme gelince... "Şeytan sofrası"nın, "Sefa caddesi"nin, "Sarmısak yolu"nun, "Paşa Limanı"nın, -sanırım- "meydan"ın 1975 yılını görebileceğiniz filmi youtube.com ortamından izlemek için aşağıdaki linke "tıklayın". 

İyi seyirler.


---
KAYNAKÇA

Kılıçaslan, G. (30 Nisan 2017).
son erişim tarihi: 13 Hisan 2025.




2 yorum:

  1. Ömer Kazım İNCE14 Nisan 2025 09:47

    Öncelikle Arşiviniz için teşekkür ederim benimde bir Ayvalık'lı olarak ufak bir katkım oldu ise teşekkür ederim. Yıllardır Ayvalık'ta çekilmiş filmleri aramak çocukluğuma anılarıma dair izler bulmak harika burada hepsi ve niceleri olacak kent belleğimiz için burada muhteşem bir müze gibi ayrıca yapımlar hakkında yorumlarınız etkileyici. Nacizane önerim Ayvalık'ta çekilmiş bir çok dizide bulunmaktadır. İlk aklıma gelenler Kurşun Yarası, Yol Arkadaşım (Dizisi Özge Özberk oynuyor), Vatanım Sensin, Kırık Kanatlar, Üç Kız Kardeş, Zeytin Ağaçı bunlar içinde bir başlık oluşturulsa oldukça iyi olur belki benimde bilmediğim başka diziler olabilir, onları da görmüş olurum. Tekrar teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayri Kaan Köksal15 Nisan 2025 01:03

      Ömer Kazım Bey yanıtınız için teşekkür ederim. Yardımlarınız için de. Bu önerinizi ben de düşünüyorum. Önce sayfaları "elden geçirmem lazım". Ardından dediğiniz gibi "diziler", "kısa metrajlı filmler" ve becerebilirsem "belgeseller" biçiminde geliştirmem gerekiyor. Dostluk ve Saygılarımla.

      Sil