Zeytincilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zeytincilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mayıs 2024 Perşembe

AYVALIK'TAKİ "zeytinyağcı", "sabuncu" ve "sıkımcı" TÜCCARLARI

(resim.01) Cumhuiyet onrası Ayvalık'taki zeytinyaği fabrikaları.
(kaynak: Ajans Bakırçay)

Ayvalık bir "mübadil" şehri olmadan önce "zeytinci ve zeytinyağcı" şehriydi. Bu, yani zeytin ve zeytinyağcılık 1960 sonrası başlayan "turizm etkinliği" ile sadece "folklorik bir hale" dönüştü. Şehrin "prina kokusu" hava kirliliği, "zeytinlikleri" ise "tiny house içeren bir dönümden küçük emlaka" dönüştü. 

Şehri doyarak yaşamaya başlamam 2013'e dayanır, bu yıllar ile "kıyaslanamaz" bir "yozlaşma" ile başbaşayız 2024'te bu kentte... Ne "zeytin ve zeytinyağcı" eski tadında ne de "mübadil şehir" özelliği. Utanılacak bir hal gibi "emek" ve "geçmiş" unutulurken; İstanbul, Ankara ya da İzmir'in "kentinde tutunamayan" işadamları tarafından işletilen işletmeleri ile "Bodrum" olma yolunda uçar bir hızla ilerliyor.

Doğma büyüme Ayvalık'lı bile bunu ilerleme "sanıyor"... Ne felaket?

-- * --

Bugün Ayvalık'ın 200 yıl öncesine gideceğiz. Şehrin "zeytin ve zeytincilik şehri" olduğu, "emeğin kutsal değer olduğu" günlere döneceğiz. Ne "düşündürücü", şehir o zaman "daha zengindi"... 

O günlerde 2 ay Ayvalık Akademisi'nde yaşayanisyandan önce Paris'e dönen Ambroise Firmin-Didot (Didot,1821:374-403;Köksal,2022) ile "sabunculuk" (Köksal,2023) ve "zeytincilik" (Köksal,2024) konusunda daha önceleri makaleler yazmıştım. Bu makalemde, 1881-1922 yılları arasında Ayvalık'ta mesleki faaliyet gösteren "zeytinci", "sıkımcı", "zeytinyağcı" ve "sabuncuları" ele alacağım.

1. ZEYTİYAĞCILIK ve ZEYTİNYAĞI TİCARETİ
UNESCO Ayvalık web sayfasına göre batı Anadoludaki zeytinciliğin gelişimi XVII. ve XVIII. yüzyıllara karşılık gelir. 
"... Ayvalık’ı çevreleyen zeytinlikler sayesinde, burası kısa sürede büyük bir zeytinyağı ve sabun üretim merkezi durumuna geldi. Bu ekonomik gelişmeye şarapçılık, dericilik ve tuz üretimi de eklenince daha geniş açılımlar sağlandı. Yine bu yörede dikilen zeytin ağaçları da önemlidir. Bununla ilgili kayıtlar, tapu defterine eklenmiştir. Bu kayıtlar, 1182 [1768-1769] tarihlidir ve yöreye binlerce zeytin ağacı dikilmiştir [TT 153, Karesi muhassılına ekli risale].
...
İstanbul’a, zeytinyağı ve sabun göndermekle yükümlü yerlerden birisi de Ayvalık’tı. Burası, 1818-1819 [1234] tarihinde başkente 27.900 kantar zeytinyağı ve 4.852 kantar sabun göndermeyi yükümlenmişti. Ayvalık’ın yanı başındaki Cunda [Alibey] Adası, [Cunda] Ayvalık’a değil Midilli’ye bağlıydı. Cunda Adası, İstanbul’a zeytinyağı ve sabun göndermekle yükümlüydü. Burası 800 kantar zeytinyağı, 400 kantar sabun sağlamakla yükümlüydü.” (UNESCO,2023)

1821-1832 yılları arasında, 1821 isyanı ve şehrin boşaltılması nedeniyle Ayvalık zeytinciliği durmuş, 1829 sonrası geri dönüşler ve 1832 sonrası "mülkiyet hakkının verilmesiyle" kent yeniden zengileşmeye başlamıştır (Akbüber,2015).

Bizim incelediğimiz 1881-1922 yılları zenginliğinin zirveye çıktığı dönemdir. Bu dönemde Ayvalık'ta; 41 zeytinyağı tüccarı, 15 sabun tüccarı, 11 zeytinyağı sıkımhanesi, 24 buharlı zeytinyağı sıkımhanesi ve 2 zeytinyağı fabrikası bulunmaktaydı.

Bu yıllıklara göre, "zeytinyağı tüccarlarının" soyadlarına göre yapılan liste şöyledir;
Adamandiadès (A.)
Anagnoustou (C.N.)
Anastassiou (A.)
Athanassiadès (A.)
Baroutti (N.)
Baxevanelli Kardeşler
Bonofakos (N.)
Caldi Kardeşler
Catsacoulis (A.P.)
Chasapis (G.)
Chasapis (S.)
Cokinaris (C.)
Coutzounaris (P.)
Dalguiranis (D.)
Dimitrakelis (A.)
Garbès (C.)
Georgalas (A.)
Georgalas (C.)
Georgalas (G.)
Gonata (D.A.)
Goutta (A.)
Hadji Antoniou (N.)
Karalis (G.)
Klitzi (P.)
Malelis Kardeşler
Matzounis (M.)
Moraïteli (A.G.)
Nakellis (A.)
Nakellis (C.)
Nakellis (N.)
Oeconomou (E.)
Prève (L.)
Scandalis (S.)
Stravridès (E.N.)
Stronghylis (M.P.)
Théodorou (A.) ve Cozinari
Triandafilou (D.)
Valsamakis (A.P.)
Xilla (E.)
Yalandelis (S.)
Yaleli (A.)

Yapılan okumalardan yola çıkarak burada verilen adların büyük bölümünün, "zeytinlık sahibi" olduğu da söylenebilir. Bu kesimi 1896 ve sonrası yıllıklarda takip edebilmekteyiz. 

Buna göre; Baxevanelli Kardeşler, Caldi Kardeşler, Catsacoulis (A.P.), Chasapis (S.), Gonata (D.A.), Goutta (A.), Hadji Antoniou (N.), Karalis (G.)Moraïteli (A.G.)Stronghylis (M.P.) ve Valsamakis (A.P.) 1896-1922 arasında zeytiyağı ticaretini sürdürmüşlerdir. Bu tüccarlar, "L'Indicateur Ottoman"ın incelenen basımlarına göre en uzun etkinlik gösteren zeytiyağı tüccarları olmuştur.

Aynı yıl işletmelerinin adlarını gördüğümüz; Baroutti (N.) 1913Adamandiadès (A.) 1912 ve Bonofakos (N.) ile Théodorou (A.) ve Cozinari ortaklığı 1909 yılına kadar ticari etkinlik göstermiştir.

Yine adları ile 1896 basımında karşılaştığımız: Athanassiadès (A.), Chasapis (G.), Cokinaris (C.), Dimitrakelis (A.), Garbès (C.), Georgalas (A.), Georgalas (C.), Georgalas (G.), Malelis Kardeşler, Matzounis (M.), Nakellis (C.), Nakellis (N.), Oeconomou (E.), Prève (L.), Scandalis (S.), Yalandelis (S.) ve Yaleli (A.) bir yıl sonra ya işi bırakıp sektör değiştirdiklerini ya da başka ülkelere göç ettiklerini söyleyebiliriz.

Anastassiou (A.)Coutzounaris (P.) ile Xilla (E.) adları ile sadece 1909 yılında ve bir kez karşılaşmamız bu savımızı tekrar ettirmektedir.

Ayrıca Klitzi (P.) 1912-1913 ve Dalguiranis (D.) ile Nakellis (A.) 1921-1922 adları ile ikişer yıl karşılaşmaktayız. 

Savaşa ve kargaşalıklara da denk düşen bu yıllar için okur, daha da temkinli yaklaşmalıdır.

Son olarak Anagnoustou (C.N.), Stravridès (E.N.) ve Triandafilou (D.) ile de 1909-1922 yılları arasında karşılaşmaktayız.

Bu kişilere ait 1896-1922 yılları asında basımı yapılan "Indicateur-Oriental"lere göre etkinliklerini aşağıda görmektesiniz (tablo.01).

(tablo.01) 1896-1922 arasında etkinlik gösteren zeytinyağı tüccarları tablosu.
(kaynak: SALT Araştırma)
.: büyütmek için tabloya basınız :.

2.SABUN ÜRETİMİ ve SABUNCULUK
Teorik olarak bir yerleşmede zeytinyağı üretimi yapılıyorsa sabunculukta vardır. Ayvalık'ta da bu anlamda çok sayıda işletme kuruldu. Bugün Hamdibey mahallesi ve Hayrettinpaşa mahallesi dediğimiz bölge arasında ve deniz kenarında sabunhaneler kurulmuştu. 

Bu konuda da birçok eser bulmak kolaydır. Hatta Ayvalık'ın 1980 darbesine karşın üç dönem belediye başkanı olan "sabuncu İzzet"i (İzzet Aygüner; 1973-1977 CHP, 1977-1980 CHP ve 1984-1989 SHP) bile oldu.

İncelediğimiz 1881-1922 arasında da toplam 15 sabun tüccarı bulunmaktadır. Bu tüccarlar soyadı sırasına göre şunlardır:
Aliboudanis (E.)
Caralis (G.)
Catsacoulis (A.P.)
Colaras (A.)
Coutzounaris (P.)
Georgalas (A.)
Gonata (D.A.)
Grimanis (G.D.)
Mitilyneos (E.)
Moraïteli (A.G.)
Nakellis (A.)
Scandalis (S.)
Stravridès (E.N.)
Stronghylis (M.P.)
Yarlelis (A.)

Okumalara göre; Catsacoulis, Coutzounaris, Georgalas (A.), Gonata, Moraïteli, Nakellis (A.), Scandalis, StravridèsStronghylis ve Yarlelis'in aynı zamanda zeytinyağı ticareti de yapmaktadırlar.

Yapılan okumalara göre Caralis (G.)Gonata (D.A.) ve Moraïteli (A.G.) 1896-1922 arasında sabun ticareti etkinliğinde bulunmuş ve en uzun süre çalışmışlardır.

Yine Catsacoulis (A.P.)Stravridès (E.N.) ve Stronghylis (M.P.) işletmelerinin adları 1909-1922 yılları arasında gözükmektedir.

İncelenen Indicateur-Oriental'lere göre Nakellis (A.) adı ile 1921-1922 yılları arasında karşılaşılmakta geri kalanların bu işi  "bir yılyaptıkları anlaşılmaktadır.

Bu yıllıklara göre; Aliboudanis (E.)Colaras (A.)Georgalas (A.)Mitilyneos (E.)Scandalis (S.) ile Yarlelis (A.) 1896 yılında, Coutzounaris (P.) 1909 yılında ve Grimanis (G.D.)'nin ise 1912 yılında bu iş ile uğraştıklarını öğrenmekteyiz.

Bu kişilere ait 1896-1922 yılları asında basımı yapılan "Indicateur-Oriental"lere göre etkinliklerini aşağıda görmektesiniz (tablo.02).

(tablo.02) 1896-1922 arasında etkinlik gösteren sabun tüccarları tablosu.
(kaynak: SALT Araştırma)
.: büyütmek için tabloya basınız :.

3. SIKIMHANELER
Bır kentte zeytin, zeytinyağı ve sabun ticareti varsa o kentte "sıkımhane" de olmalıdır. Ayvalık'ta da bol sayıda sıkımhane kurulmuştu. Bunlar "rüzgar veya hayvan -belki insan- enerjili" ve "buhar enerjili" olarak, Indicateur-Oriental'e göre ayrılmaktaydı.

Büyük olasılıkla bu sıkımhaneler "ekim-ocak" ayları arasında zeytin, diğer aylarda ise buğday veya anason -ve belki üzüm- sıkıyorlardı.

Indicateur-Oriental'lere göre 1891-1894 arasında "sıkımhaneler" şunlardır:
Amira
Amorina
Athanassiadi Kardeşler
Caldis Kardeşler
Cazasis (N.M.) ve Apik Efendi
Dimes
Dimitrakelis (A.)
Georgalas (C.)
Melos (M.) ve Oeconomou (E.)
Sevasto (G.D.)
Valsamakis (A.P.)

Indicateur-Oriental'lere göre; Athanassiadi Kardeşler, Caldis Kardeşler, Dimitrakelis (A.), Georgalas (C.), Melos (M.) ve Valsamakis (A.P.)'nin "teknolojiyi" ilerleterek 1896 yılında işlerine devam ettiğini anlamaktayız.

Bunların 1891-1894 yılları asında basımı yapılan "Indicateur-Oriental"lere göre etkinliklerini aşağıda görmektesiniz (tablo.03).

(tablo.03) 1891-1894 arasında etkinlik gösteren zeytinyağı sıkımcıları tablosu.
(kaynak: SALT Araştırma)
.: büyütmek için tabloya basınız :.

1896 yılından itibaren "buharlı sıkımhane" dönemine geçilmektedir. Artık su ısıtmada kömür kullanılmakta ve basınç için de buhar enerjisine dönüşülmüştür.

Burada dikkat edilecek konunun "1922" yılına ait hiç bir sıkımhanenin adının verilmemiş olmasıdır. Bunun bir nedeni "1922 yılında ülkeyi terketmeleri" olabileceği gibi başlayan "ulusal savaşa asker olarak katılan işçiler" olduğudur. "Kömür bulamamak" veya "satışının olmaması" meselesi de neden olabilir.

İncelenen "Indicateur-Oriental"lere göre 1897-1921 arasında etkinlik gösteren esnaf şunlardır:
Apik Efendi
Athanasselli (C.)
Athanassiadi Kardeşler
Baroutti (N.)
Caldi Kardeşler
Corfios (A.)
Coufellis (D.)
Couyoumdzelli (A.)
Dimitrakelis (A.)
Dimitrakelis (P.A.)
Georgalas (A.)
Georgalas (C.)
Hadji Comnou (G.)
Melos (M.)
Moraïteli (A.G.)
Nikolaïdes Kardeşler
Nomico (S.)
Petridi (A.) 
Prève (D.)
Psirouchi (D.)
Sevasto (M.)
Simon (S.P.)
Stronghylis (M.P.)
Valsamakis (A.P.)

Bu işletmelerin 1897-1921 yılları asında basımı yapılan "Indicateur-Oriental"lere göre etkinliklerini aşağıda görmektesiniz (tablo.04).

(tablo.04) 1897-1921 arasında etkinlik gösteren zeytinyağı sıkımcıları tablosu.
(kaynak: SALT Araştırma)
.: büyütmek için tabloya basınız :.

Bu yıllıklarda 1891-1893 yılları arasında ayıca "zeytinyağı fabrikaları" adıyla bir başlık da açılmıştır. Raphael Cervati bu fabrika için:
Zeytinyağı (imalat) Nicolaides Kardeşler ve N. Kokkini, ayrıca Mosconissa'da da üretmektedirler. Nicolaides (P.) ve Co Firması, İstanbul'da bir binadadır. (Cervati,1891:803) [1]
demektedir. 

Nicolaides Kardeşler ve N.Kokkini'nin girişimleri hakkında ayrıntılı bir blog hazırlandığı için bu konuya detaylıca girilmemiştir. 

Bir sonraki bölümde, 1881-1922 yılları arasında Ayvalık'ta mesleki faaliyet gösteren "derici", "köselecive "ayakkabıcı"ları ele alacağız.

---
DİPNOTLAR
[1] Metnin Fransızcası şöyledir: "Huile d'olive (Fabrique d')  Nicolaïdès Frères et N. Kokkini, fabrique aussi à Mosconissa. Maison à Constàntinople sous la firme Nicolaïdès (P.) et Cie.(Cervati,1891:803)

---
KAYNAKÇA
----,-. (2022).
son erişim tarihi: 21 Mayıs 2024.

Ajans Bakırçay (2024).
son erişim tarihi: 21 Mayıs 2024.

Akbüber Akın B. (2015).
19. Yüzyıl Uluslararası Deniz Ticaretinin Batı Anadolu Yerleşimlerine Sosyo-Ekonomik ve Mekansal Yansımaları: Ayvalık Örneği”, ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi.

Cervati, R.C. (1891).
Annuaire oriental (ancien indicateur oriental) du commerce, de l'industrie..., 10.b., İstanbul: Cervati Frères & Cie.

Firmin-Didot, A. (1821).
Notes du’n voyage fait dans le Levant en 1816 et 1817. Paris: Typographie de Firmin Didot.

Köksal, H.K. (2024).
son erişim tarihi: 21 Mayıs 2024.

Köksal, H.K. (2023).
son erişim tarihi: 21 Mayıs 2024.

Köksal, H.K. (2022).
son erişim tarihi: 21 Mayıs 2024.

UNESCO Ayvalık Alan Yönetimi, (2023).
son erişim tarihi: 21 Mayıs 2024.


22 Ocak 2024 Pazartesi

bir zamanlar Ayvalık VIII. AYVALIK'ta ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİ

resim: bbcgoodfood.com


Bir süre önceye kadar, "bir zamanlar Ayvalık" adlı bir yazı dizisi ile, Ayvalık'ın değişik üretimlerini ve olaylarını, "asiaminor.ehw.gr" üzerinden çevirmeye çalışıyor ve yayımlıyordum. Bu çeviriler, 2013 - 2016 yılları arasında, "Ayvalık için birlikte yürüyeceğimize inandığım" kişilerin "manevi güçleri" ile yapılmıştı. Unuttuğum bir taşınabilir HDD'de, aşağıdaki metin çıktı.

--- ( * ) ---


AYVALIK'ta ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİ

1. Giriş
Ayvalık ve çevresi antik çağlardan beri yabani zeytin ağaçlarından oluşan yoğun ormanların varlığıyla ünlüydü. Çıplak tepelerin yamaçları bile, başka bir ürün yerine zeytinliklere uygun araziye sahipti. Zaten 18. yüzyıldan beri, sistematik zeytin yetiştiriciliği yerel halkın ana mesleği olmuştu. Hem yabani ağaçların evcilleştirilmesi hem de Müslüman mülklerinin Hıristiyanlara satılması ve açık arazide [yeni] genç ağaçların dikimi [ile elde edilen] yağ üretimi bölgedeki Yunanlılar için çok önemli bir geçim yolu yaratmıştı. Böylece, 20. yüzyılın başlarında, zeytin bahçeleri şehrin çevresindeki alanda 60.000 dönümlük bir alanı ve komşu bölgelerde 20.000 dönümlük bir alanı kapladı. Ayvalık yönetimine ait tarlaların çoğu, esas olarak şehrin kuzeydoğu bölgesini kaplamıştır. Aynı zamanda (20. yüzyılın başlarında), ailelerin yaklaşık yarısı zeytin ağaçlarının kapladığı daha küçük veya daha geniş alanlara sahipti.

2. Mülkiyet ve [tarlanın] işletilmesi
Mülk sahibi, kendi mülkünün ürününü denetliyor ya da gözetmenliğini kendisinin güvendiği adamına ustabaşı olarak devrediyordu. Zeytinin hasadı için işçileri işe alamayan pek çok mal sahibi, yıllar içinde bu mülklerini kiraladıklarını söylediler. Kiracılar mülkiyeti kiralamadan önce, zeytinlik sahibi ile kararlaştırılmış olan belirli bir miktar yağı vererek, zeytin üretimi için araziyi kiralıyorlardı. 19. yüzyılın sonlarına doğru zeytin verme sistemi de uygulandı. Mal sahipleri, belli bir miktar para karşılığında bu zeytini "toplayıcılara" (αποκοπτσήδες) yağ yapmaları için satıyordu. Fiyatın değeri, meyvenin kalitesi ve miktarı, değirmenlerden değirmene ve fabrikanın yerine (nakliye maliyetleri vb) göre değişiyordu. "Toplayıcılar" sadece iç pazarda değil, yurt dışında da yağ satışı yapan büyük ölçekli tüccarlardı. 1900'den itibaren arazi sahipleri ve kiracıları veya zeytin ve yağ alıcıları ve ek olarak tarım işçilerinin aldıkları ücret, genellikle tatmin edici olduğundan, yağ üretiminde bu yöntemden faydalandı. 

Bu durum, ücretlerin artması, dolayısıyla ticaret ve zanaatların artmasıyla  birlikte Ayvalık'ın ekonomik ve sosyal hayatı üzerinde genellikle olumlu bir etkiye sahip olmuştur. Aynı zamanda, öncelikli olarak topluluk okullarına karşı hayırsever faaliyetler ve faydalar artmıştır.

3. Tarımsal çalışma
Çiftçilik her yıl yapıldı, her zaman üretim ikiye katlandı ve bazen üç katına çıktı. İlki, ağaçların Mart ayında ve ikinci mayıs ayında temizlendikten sonra gerçekleştirildi. Bu, çiftlerin gelirlerini arttırmak için hayvanlarını kullanmaları ve toprağın ürününü toplandığı zamandır. Bu, zeytinlerin yetiştirilmesi ile yakından ilgilidir. Bir çift öküzle sürdükleri, genellikle geçimlerini sağlayan 16 ila 20 zeytin ağacından oluşan iki dönümlük bir alandır. Sulama genellikle ilkbahar ve yaz aylarında, özellikle genç zeytin ağaçlarına yapılırdı. Çalışmanın bu aşamasında birçok mevsimlik ücretli emekçi çalışıyordu.

Budama ve temizleyiciler ağaçların budama ve temizlenmesi için hasat ederlerdi. Gerçekten de, Ayvalıklı toplayıcılar, geniş bölgede "en iyi" olarak kabul edildi. Onlar, işe yaramaz olan, çok besin tüketen, meyve vermeyen dalları kesiyorlardı. Toplayıcılar dalları usulca kesiyor, böylece ağaç havalanıyor ve güneş tüm noktalarına [işleyebiliyordu]. Öte yandan, toplayıcılar, ölü noktalarını temizlemek için gövdenin kuru ve çürümüş kısımlarını, dalların ve kuru kısımlarını temizler ve koparırlardı. Böylece ağaç açık bir şemsiye biçimini alırdı.

Zeytin ağaçlarının ortaya çıkarılması da tarlada önemli bir işti. Birçok işçi ağaçların etrafına çukurlar açardı, böylece ağaç yağmur suyunu çok emer ve mineralleri çözen nemi muhafaza ederdi. Aynı zamanda, toprağın havalandırılmasını ve güneşlenmesini kolaylaştırır, bu da köklere faydalı olmasını sağlardı. Ağaçların gübrelenmesi her üç ila dört yılda bir gerçekleşirdi. 

Çalışmanın bu aşamasında ağaçların etrafına, saçılan hayvan gübresi kullanırdı. Bu nedenle, Ayvalık bölgesinin gübre ihtiyacını karşılamak için gerekli miktarlar çok büyüktü ve diğer bölgelerden gübre getirilmişti. Batı Anadolu'daki Yunan işgali sonrası kimyasal gübreler kullanıldı. Fakat 1922'deki olaylar bunu durdurdu.

4. Zeytin Hasadı
Önce, her gün değiştirilen suyla dolu kaplara konan yeşil zeytinleri toplarlar, sonra onları tuzlarlardı. Sonra kırmızılaşan zeytin toplanır, son olarak da, nüfusun en fakir kesimleri tarafından tüketilmek üzere bekletilen, "kazınmış siyah zeytin"ler toplanırdı.

Zeytin toplama süreci, Osmanlı Türkçesinde, bir grup, kabile veya topluluk anlamına gelen "tayfalar" tarafından gerçekleştirilirdi. Bu çalışma aşamasında çoğunlukla kadınlar istihdam edilirdi. Yerel işçiler yeterli olmadığında; Midilli (Λέσβος), Gökçeada (Ίμβρος :: İmroz), Limni (Λήμνος :: Ilımlı) ve Trakya'dan "tayfa" toplanırdı. Zeytinlik sahipleri, uzun yolculuklarından kaçınmak için, bunların yatmaları ve yemek yemeleri için evlerinden yeterince uzakta, malikanelerdeki "hasomeri" (χασομέρι) dedikleri kulübeler sağlarlardı. 

Yabancı işçiler dışında, yerel halk da bu kulübelerde yaşardı. Aynı kulübelerde, topladıkları zeytini şehre transfer edene kadar saklarlardı. Hasat aşamasında çocuklar da çalışırdı. Çocuklar genellikle geçici depolama yerlerinde zeytin sepetlerini boşaltırlar ve zeytin yüklenen hayvanları şehre götürürlerdi. Bu çocuklar çoğunlukla küçük çiftçi ailelerinden gelirler ve ailelerinin çalışmalarından edindikleri tecrübe nedeniyle, işverenler tarafından tercih edilirdi.

Hasat tamamlandığında, geniş bölgedeki nüfusun daha fakir kesimlerinden insanların çeşitli arazilere girmelerine ve kalan meyveleri toplamalarına izin verildi. Bu işleme "başaki" (μπασάκι) hasattan sonra yerinde bırakılan meyve anlamına gelen Türkçe başak kelimesinden gelir) ve son ürünü toplayanlar da "başakçı" (μπασακτσήδες) adı verilirdi.

5. Zeytinin şehre aktarımı
Çalışmanın son aşaması, zeytinin Ayvalık'a taşınması idi. Arabalar ve hayvanlar, atlar, katırlar, eşekler ve hatta develer ulaşım için kullanılırdı. Gerçekten de, kentteki mevcut develer yeterli olmadığından, komşu bölgelerden ve köylerden ya Hristiyan ya da Müslümanlardan hayvan sağlanırdı. Zeytinler, sahiplerinin depolarına taşınır ve buradan da öğütmek için değirmene çok hızlı bir şekilde nakledilirdi. Sonra yeni zeytinyağı sahibinin boşalan bu depolarına geri transfer edilirdi. 

Zeytini kırsal alandan şehre taşımak için kullanılan ana yollar şunlardı: 
a) Kentin kuzeyindeki Agios Spyridon (Αγίου Σπυρίδωνος) yolu,
b) Şehrin ortasından [geçen] Ajiganaria (Ατζιγκανάρια) ve Lagoumi (Λαγούμι)'ye giden yol,
c) Yine şehrin ortasından başlayan Paliobakhtse (Παλιομπαχτσέ) yolu,
d) Ayvalık'ın güneydoğusundan başlayan ve Yeniçeriköyü'ne (Γενιτσαροχώρι) devam eden Agios Antonios (Αγίου Αντωνίου) yolu [2].

Yolculuk boyunca insanlar ve hayvanlar, taş basamaklardan inildiği için "basamak" (ασκαλωτά) adı verilen çeşme ve kuyularda susuzluklarını giderirlerdi. Hükümet yolu olan Agios Spyridonos (Αγίου Σπυρίδωνοςdışındaki çeşmeler ve kuyular genellikle özel kişiler tarafından yapılırdı yollar ise, vergilerden yapılmıştır. 

6. Zeytinyağı üretimi
Zeytin hasatından sonra, yağ üretimine geçilirdi. Bunun ilk aşaması, zeytinlerin öğütülmesi ve yağın çıkartılmasıydı. 19. yüzyılın sonlarına kadar çoğu toprak sahipleri, zeytinleri büyük çaplı ahşap depolardan, bahçeden taşıdıktan sonra tuzlamışlardır. Bu yönteme, mevcut zeytin değirmenlerinin kısa sürede öğütülmeye yeterli olmadıkları için gerekli görülmüştür. Bu yöntem genellikle büyük toprak sahipleri ve zeytin değirmeni sahipleri tarafından uygulandı. Bunun bir nedeni, üreticinin veya zeytin değirmenleri sahiplerinin öğütecekleri çok miktarda zeytin elde ettikleri içindi. İkinci nedeni de, bu miktarda zeytinin, yağ çıkarılmadan "çürümemesi" için tuzlanırdı.

Ayrıca, tuzlu zeytinden elde edilen yağ hem yemek hem de yakıt için uygundu. Üstelik, İstanbul'daki camilerinin yanı sıra, avizeler asılı Rusya kiliselerinin ihtiyaçlarını karşılamak için büyük miktarlarda satılırdı. Rusya'da olgunlaşmamış meyvelerden üretilmiş veya soğuğun yaktığı ya da bir hastalığa sahip olan yağlar da gönderilirdir. Bu yağlar, kaynatılarak rafine edilirdi bu yüzden besinlerini kaybederdi ama yakıt olarak çok uygunlardı.

Sıkımhane işlerinin ikinci aşaması, yağın temizlenmesi ile ilgili çalışmaydı. 19. yüzyılın sonlarına doğru, yağ üretimi hızla artmış iken, temizlik de yapılmalıydı. Bu nedenle, pamuk ve özel kumaşlardan oluşan temizlik makineleri kullanılmaya başlandı. 

7. 19. Yüzyılın "Zeytin Krizleri"
İki büyük kriz, Ayvalık yağ sektörünü önemli ölçüde etkilemiştir. Bunlardan birincisi, 1850 Ocak'ında meydana geldi ve uzun vadeli yağışlara ve sıcaklıktaki keskin ve büyük düşüşe bağlıydı. Sonuç olarak, zeytin ağaçlarının yaklaşık yarısı köklerinden kurudu, diğer yarısı ise büyük zarar görmüşlerdir [3]. 

Zeytin üretiminde meydana gelen azalma, kent nüfusunun büyük bir kısmının bu işle uğraşması nedeniyle, yıllar süren ciddi ekonomik sorunlara neden oldu. İkinci kriz ise 1887 kışında meydana geldi ve 1850'lere kıyasla daha küçük olmasına rağmen, büyük sorunlara da neden oldu. Bu tahribata, Pindas'ın (Madara Dağı) karla kaplı tepelerinden gelen soğuk hava neden oldu. Zeytin ağaçlarının büyük bir kısmının "yanmasına" neden olan üretimdeki azalma, gelirlerin azalmasına, nüfusun önemli bir kısmının tüketiminin azalmasına ve işsizliğe yol açmıştır. Kentin ekonomik yaşamı 1850 krizine oranla daha hızlı düzeldi.

8. Sanayi ve İhracat
19. yüzyılın sonuna kadar Ayvalık'ın yağ üretimi at ve elle çalışan sıkımhanelere dayanıyordu. 20. yüzyılın başlarından itibaren, 1922 yılına kadar buharlı değirmenler faaliyete geçti. Buharla çalışan fabrikaların ilk kurucuları Stephanos ve Michalis Sevastos kardeşlerdi. Modern öğütme makineleri ve geleneksel zeytin değirmenleri, sadece yerel üreticilere değil aynı zamanda, Edremit'e kadar komşu bölgelerdeki üreticilere de hizmet etmek için yeterliydi.. Zeytinyağı üretiminde modern makinelerin ve iyileştirme yöntemlerinin uygulamaya konulması, yağ artışının yanı sıra kalitenin iyileştirilmesine de katkıda bulunmuştur. Bu nedenle, 20. yüzyılın ilk yirmi yılı boyunca yağ ihracatı yükseldi. Bununla birlikte, belirli yağ ihracat istatistiklerine sahip değiliz, ancak bazı kaynaklara göre, 1910'dan beri zeytinyağı ihracatı, işlenmiş derilerin ve sabunların ihracatından elde edilen kardan çok daha fazla kar getirmiştir [4].

Ayvalık zeytinyağını alan başlıca yabancı tüketim merkezleri şunlardı: Amerika, İtalya ve Fransa. Daha sonra yukarıdaki ülkelere Almanya ve Avusturya da eklenmiştir.

Yazan: Xourianos Manolis (05.08.2002)

1. 1 m3 = 6.25 okka (οκάδες)
2. Küçük Asya Çalışmaları Merkezi, ph. A7, Ayvalık.
3. Sakkaris, G., Ayvalık Tarihi (Atina 1920), s. 170.
4. Sakkaris, G., Ayvalık Tarihi (Atina 1920), s. 172.


27 Ağustos 2015 Perşembe

1989 - Öyle Bir Kadın ki

 Süre: 76 dakika | IMDB Puanı: 3.8/10

Yönetmen
     Faruk Turgut
Senaryo
     Yasemin Yazıcı
Yapımcı
     İbrahim Mertoğlu
Tür
     Dram, Macerra
Oyuncular: 
     Harika Avcı          Hilal
     İsmet Özhan       Selim
     Engin İnal            Celal
     Erdinç Akbaş       Ahmet
     Erdinç Bora         Recep
     Şeref Çokşeker   Selim'in Annesi
     Gülsen Tuncer
Görüntü yönetmeni
     Salih Dikişçi

ÖZET
Çocukluğunda annesine tecavüz  edenlerden sonra büyükten sonra doğduğu yere gelen intikam alan bir kadının hikayesidir. 

Film Cunda adası görüntüleri eşliğinde ilerler. Taş kahve, restorasyon öncesi Taksiyarhis Kilisesi ve eski evleri ile, adanın 1989 yılı...

Filmin yüksek çözünürlükteki kopyası youtube'ta bulunuyor. İyi seyirler...





1988 - Av Zamanı

Süre: 96 dakika | IMDB Puanı: 5,6/10
Yönetmen
     Erdal Kıral
Senaryo
     Ferit Edgü
Yapımcı
     Kadri Yurdatap
Stüdyo
     Mine Film
Tür
     Dram, Politik
Oyuncular:
     Aytaç Arman        Yazar (seslendirme: Mustafa Alabora)
     Şerif Sezer           Hizmetçi
     Zihni Küçümen     Ali
     Nüvit Özdoğru      Cinayet kurbanı
     Dilaver Uyanik      Balıkçı
Müzik
     Sarper Özsan
Sinematograf
     Kenan Ormanlar
Senaryo düzeltme
    Nevzat Dişiaçık
Sanat yönetmeni
     Nur Ozalp
Ses kayıt
     Sedan Işın

ÖZET
Ferit Edgü’nün senaryosunu yazdığı ve Erden Kıral’ın yönetmenliğini yaptığı bu "12 Eylül filmi", 1980 yılı Ağustos ayının son günlerinde geçmektedir. Bir sabah, üniversitedeki görevine gitmek için evinden çıkan bir profesör iki terörist tarafından öldürülür. Profesörün yakın dostu ve filmin kahramanı olan yazar, İstanbul’dan ayrılarak Cunda Adası'na gider. Ada yazarın baba toprağıdır. Burada çocukluk arkadaşı olan ve adanın tarihini araştırmaya başlayan, zeytincilikle uğraşan eski dostu ile buluşur. Film artık başlamıştır...

Film hakkında "sinematikyesilcam.com"da güzel bir yazı yazıldığı için detayı ona bırakıyor, sizleri youtube.com adresinden yayın yapan bu güzel "Cunda belgeseli ve 12 Eylül filmi" ile baş başa bırakıyorum. İyi seyirler.